Yunanlı askerler Truva atının içinde ne yediler? 

Epeos usta yaptığı tahta ata herkesten sonra girdi ve ata çıkan portatif merdivenleri içeri çekti, sonra da kapıyı anlaşılmayacak şekilde belirsizleştirdi. Atın içine çoktan girip yerleşmiş olan Menelaos, Odysseus, Antiklos, Diomedes, Philoktetes gibi güçlü kuvvetli askerlerin o daracık atın içinde ben en çok ne yediklerini merak ettim.

 

AŞÇI FOK
NURDAN ÇAKIR TEZGİN

Mitoloji olmasaydı ne yapardık bilmem.

Geçmişten gelen masallar, mitler, yazılı metinler, kitabeler ve renkli hurafeler insanlar üzerinde derin izler bırakıp daima ilgi odağı olmuştur. Geçmiş yaşam biçimlerini merak edip ne yiyip ne içtikleri üzerinde düşünüp araştırmak, farklı kaynaklardan ikileri üçleri toplamak beni sonsuz heyecanlandırıyor. Milyon zilyon kere söylense de bilinip unutulsa da her dokunuş her yeni algı taptaze buluştur bana göre. İşte o yüzden üstü örtülü ya da pek dikkat çekmemiş bulguların olgunlaşmamış keyfini yazılarımda dile getirmek hoşuma gidiyor.

Bugün, hepimizin çok iyi bildiği Truva savaşı ve o meşhur atın mitolojik öyküsünü yeniden anlatacak değilim fakat atın içinde günlerce kalan askerlerin o daracık alanda ne yapıp ettiklerine ilişkin olası öykünmeleri konuşabiliriz. Ne yiyip içtiler, sağ salim kalıp bir de üzerine nasıl savaş kotardılar! Bunları merak etmek de insana dair.

Troia’nın çökertilmesi için kehanette bulunan kahin Kalkhas, Odysseus’un yöneteceği Truva atı için bütün Yunanlı prensleri yüreklendirir. Acilen usta bulunur. Epeos usta işinin eri marifetli biridir, Tanrıların dağı İda’nın balta girmez ormanlarını daha o dönemde talan ederek istenilen devasa ahşap atı kısa sürede yapar. Ve kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre Epeos usta da atın göbeğine bizzat girip kale içinde savaşacakların teminatı olur.

Hadi oraya gidelim…

Epeos usta yaptığı tahta ata herkesten sonra girdi ve ata çıkan portatif merdivenleri içeri çekti, sonra da kapının varlığı anlaşılmayacak şekilde belirsiz hale sokup körleştirdi. Atın içine çoktan girip yerleşmiş olan Menelaos, Odysseus, Antiklos, Diomedes, Philoktetes ve diğer güçlü kuvvetli askerlerin o daracık atın içinde günlerce ne yiyip içtiklerini merak eden oldu mu acaba! Aç açına cenk ettiklerini düşünmüyoruz değil mi?

Ben en çok ne yediklerini merak ettim.

Eski Yunan, Ege’nin tek ve hitleşmiş uygarlığı değildi elbet! Minos, Miken ve Dor uygarlıklarının gündelik besini olan incir, üzüm ve zeytinin Antik Yunana olan etkisi tartışılmaz, onlar da biliyordu üzümün incirin besleyici kerametini; işte o yüzden geçmişin sesine kulak verip bu zorlu savaşta yiyeceklerini de önceden temin ettiler. Tahta atın içine içeriğinin zenginleştirildiği bolca libum benzeri ballı ve meyveli kek ekmekleri depoladılar.

Aşçı köleler arpa ununa bal kattılar sonra bala incir, üzüme yulaf ezdiler. Bu da yetmedi çobanların gönlünü edip ellerinden teleme peynir edindiler. Pallas Athena’ya hürmeten onun etrafında gezindiği zeytin ağaçlarının yağından bolca akıttılar hamurun içine, biraz da orman yemişi elma armut doğradılar, elleriyle ovuşturarak birer kütle hamur topu yaptılar kızgın demirlerde pişirdiler.

Troya yakılıp yıkılıncaya dek bu meyveli hamurlar tahta atın içinde onlara güç verecekti, kızarmış etlerin hayali ise ancak zaferin sonuna kalacaktı(!)… Susuz olmazdı elbet; deniz suyu ve üzüm şırasından yapılan koios içtiler bolca, çişlerini de altlarına yapıp edip hile hurda ile zafere ulaştılar. Lâf aramızda bunca yiyip içince boşaltım mekanizması da çalışacak kuşkusuz. Yalnız bir sorum var; tahta atın aralıklarından dışarıya sıvı sızmadı mı? Öyle ya, bolca tuzlu şıra da içtiler içerde. Tuvalet ihtiyaçları için boşalan amforaları kullanmış olabilirler mi! Merak işte…

Kaç Truva Savaşı anlatısı varsa o kadar çok rivayet vardır

Biz gelelim bugünün antik kurabiye yapımına…

Önce Malzemeler:

Bir su bardağı arpa unu

Yarım su bardağı yulaf unu veya yulaf ezmesi

2 su bardağı az tuzlu taze peynir veya tuzsuz lôr

5 – 6 tane taze ya da kuru incir

Yarım su bardağı kuru üzüm

Yarım su bardağı zeytinyağı

Birer tane armut ve elma ya da kırmızı erik

3 kaşık üzüm pekmezi (bal yerine)

Nasıl yapalım?

Önce taze ve kuru meyvelerin hepsini küçük zar gibi doğruyoruz.

Meyvelerin üzerine pekmez döküyoruz. (Antik dönemlerde balın pişirmede kullanılması olağanmış fakat günümüzde pek önerilmediği için bal yerine pekmez kullanıyoruz. İsteyen pekmez yerine üç kaşık tozşeker de koyabilir.)

Ben çoğu zaman sadece meyvelerin şekeriyle yetinip hiç tatlandırıcı koymuyorum gayet de hoş oluyor. Bu haline şekersiz kurabiye de diyebiliriz.

Sonra meyvelerin üzerine peynir (lôr) ve zeytinyağı koyup karıştırıyoruz. En sonunda arpa unu ve yulaf ezmesini de ilave edip şekil veriyoruz. İster el ile ister kaşık ile tepsiye dizip 170 derecede 20-25 dakika kadar pişiriyoruz.

Kabarma olayı olmadığı için bu antik kurabiyeleri yüksek kenarlı kapaklı bir tavada da pişirmek mümkün. Sonrasında da el yapımı özgün seramik bir tabakta sunmak da ayrı keyif. Nasıl isterseniz öyle.   

Fotoğraflar Aşçı Fok, seramik kap Koncagül Ağaoğlu.