Metin Demirtaş şiirinde Cezanne “İzlenimci”liğinden yansımalar üstüne bir deneme… Yürürken aksaktır, düşünürken devrimci… Gülerken Nasrettin Hoca, ağlarken Bayburtlu Zihni… Şairken Yunus, öfkelenirken Pir Sultan, âşıkken […]
Gözlerden yağmur oldum boşaldım Pir sözüne adlandım dosta yol oldum Dara durdum ikrar verdim el aldım Zerrede deryayı sezdirdi bana… Ali Ekber Ataş’ın son günlerde […]
Can Yücel bir gölge şairi olmadı. Kendinden önceki hiçbir şairin; ne şiiri ne de onun şair kimliği altında ezildi, gölgesinde kaldı. Bizde de, yabancı dilden […]
Yazarı, daha çok yaptığı çeviriler ve bu alandaki çalışmalarıyla tanıyoruz. Yayımlanan ilk yapıtı bu. Beş yıla yayılan bir çalışma. Yerinde alan araştırmaları, yüz elli kaynakça, […]
Kıskançlıkla hayranlık arasında ince bir ayrım vardır. Bıçak sırtı bir durum. Hayranlık duyayım derken, kıskançlığın sizi kıskıvrak yakaladığını kaçırabilirsiniz. Bu yanılsama size hayal kırıklığından çok […]
Tarih boyunca değişmeyen tek şey, düşünceden ve sanattan korkanların uyguladıkları insanlık dışı uygulamalardan asla vazgeçmemeleridir. Antik çağda Sappho’nun şiirlerini yok eden zihniyetin Nâzım Hikmet’in şiirlerini […]
Âşık Veysel’i keşfeden, tüm Türkiye’ye tanıtan şimdi adı anılmayan Ahmet Kutsi Tecer, hayatını yazan kişi ise sağından soluna, devletinden siviline vebalıymışçasına uzak durulan Enver Gökçe’ydi. […]
Rıfat Ilgaz’ın çocuklara yönelişi ve çocuklar için yazmış olmasının temelinde öğretmenliği yatar. Belki de bu onu, kuşaktaşlarından ayıran, belli başlı en özgün yanı. Dahası, kaçak […]
Şiirinde ne söylev, ne de öğreticilik edası var Rıfat Ilgaz’ın. Toplumsalın içindeki bireyi alıp çıkarır ve koyar gözlerimizin önüne. Konu edindiği kişi ve olayların hem […]
Teselli midir bilemiyorum, ama her anımsadığımda beni rahatlatan anılar biriktirdim babamla. Çocuklarıyla az konuşan, her konuşması bir ders olan, Nâzım Hikmet’in “topraktan öğrenip kitapsız bilen” […]
Yirmi iki yıl boyunca evimizde bir türlü, camgüzeli, küpeçiçeği, sardunya ve begonyayı büyütemedik. Sevmedi beni bu çiçekler. Oysa annemin yatağının başucundaki pencerede hiç eksik olmadılar. […]
1984 ya da 85 olmalıydı. Kendisini aradım. Maltepe’de, başlarında Yusuf Erdem adına bir değerli emekli öğretmen ve yazarın olduğu bir grup Maltepeli gençlerin dergi çıkardıklarını […]
‘Böyle gelmiş, böyle gider’ diyenlerden nefret ediyorum, dediğine çok kere tanık oldumVedat Günyol’un. Vedat Hoca, Hayata ve insana dair her olumsuz durumda kendisinin de sorumluluğunu […]
Kapıyı açan Budist, tapınakta kalmak isteyen yabancıya ağzına kadar suyla dolu bir kap uzattı. Bu “Yeni bir aracıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz” demekti. Yabancı, tapınağın […]
Eskiden kitap bastırmak deveye hendek atlatmaktan zordu. Ekonomik zorlukları bir yana işin ucunda dört duvar arasına tıkılmak da vardı. O günlerden bugünlere yaşanan nitelik kaybı […]
Haziran ayında köyüne gidip yirmi bir yıldır bende bulunan ayakkabıları ile diğer emanetleri Enver Gökçe Dostları Grubu olarak yaptırdığımız büstüyle birlikte köyündeki Enver Gökçe Müzesi’ne […]
Nasıl düşündüyse öyle yaşadı Enver Gökçe. Nasıl yaşadıysa da öyle düşündü ve yazdı… Enver Gökçe’nin şair kimliği siyasal kişiliğini, siyasal kişiliği şair kimliğini geliştiren iki […]
Esbab-ı Mucibeli Karar’da ne deniyor? 51 Tevkifatı kimle başladı? Enver Gökçe’yi suçlayan Sevim Belli’nin kendisi ne yapmıştı? 1936 Seperat Kararları TKP’yi nasıl etkiledi? Şükrü Dinsel […]
Gözaltılar, işkenceler, hapisler, prangalar, sürgünler… Şiirlerine övgü dizen dava arkadaşlarının “51 Tevkifatı”nın tek sorumlusuymuş gibi göstermelerine ne demeli? Yine de düşündüğünü söyledi, söylediklerini yaptı, susarak […]
“Tutup göğün maviliğine sığdırdım adlarını yer yüzünü armağan ettim onlara ödünsüz bağlılıklarına tutundum dil yurdumun öyle uğurladım aynı anda halep’in on iki kapısından çıkıp giden […]
Telif hakkı © 2024 | MH Themes tarafından WordPress teması