Necipbey Öldü Ama Kremleri Yaşıyor

Fakir gençler o kadar umutsuzdur ki “bonzai bom, kafam trilyon, baba ölüyom” diye yakarmakta, kimse onları kaale almamakta ancak şarkı youtube üzerinden 200 milyondan fazla izlenebilmektedir

 

DR. ABDULLAH KÖKTÜRK

Bu ekonomi politik bir yazı esasında. Daha doğrusu, müziğin ekonomi politiği üzerine bir deneme. Müziği insanlar yaratıyor ama onu esas etkileyen oluştuğu dönemin üretim ilişkileri.

Blues ve caz’ın Amerika’nın siyahi kölelerinin tarlalarda topluca çalışırlarken söylediği şarkılardan çıktığını az çok biliyoruz. Hatta 1970’lerın ünlü rock topluluğu Pink Floyd’un ismini Pink Anderson ve Floyd Council isimli iki siyahi blues sanatçısından aldığını da ilgilenenler biliyorlar.

Necipbey Kremleri, Devletçi Üretim ve Marşlar Dönemi

Necipbey veya gerçek adıyla Necip Akar, 1924 yılında Eczacılık fakültesini bitirmiş Türkiye’nin ilk kozmetik sanayi girişimcilerinden. Ürettiği diş macununa, o sıralarda herkesin dilinde ve büyük bir devrim olan Radyo kelimesinin sonuna “in” ekleyerek Radyolin adını koyar ve yok satar. Grip salgını sırasında yine “in” ekleyerek ürettiği Gripin bakkallarda dahi satılır. Gripini bugün bile eczanelerde bulabilirsiniz.

Necipbey sadece diş macunu ve ilaç üretmez, kadın ve erkeklerin ortak kullanacağı Necipbey kremlerini ve biryantinlerini de üretir. Türkiye’de kozmetik Necipbey sayesinde geniş kitlelere yayılır. Daha sonra bir neslin kolaylıkla hatırlayacağı Puro, Fay, Pop markalarını çıkarır. Yine kan sulandırıcı bir ilaç olan Opon da Necipbey sayesinde üretilir.

Necipbey üretime girdiğinde dünya 1929 borsa krizinin tetiklediği ekonomik bunalımı etkisindedir. Türkiye’de “Devletçi Ekonomi” başlamıştır. Müziği belirleyen ise devlet radyolarıdır. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti onuncu yılını doldurmaktadır. 10. Yıl Marşı o kadar etkili olacaktır ki, ellinci yılda yapılan marşı kimse hatırlamaz iken 10. Yıl marşı bugün bile aynı heyecanla söylenmektedir. Yüzüncü yılda yapılacak marşın da yeterli heyecanı yaratmayacağını bugünden söyleyebiliriz. Harbiye Marşı, Gençlik Marşı ve diğer marşlar 1930’ların dünyasında yapıldığı halde bugün bile heyecan yaratan diğer marşlardır.

İyi Müzik Bunalım Dönemlerinde Yapılır

 İkinci Dünya Savaşından sonra, bilhassa 1950’lerden sonra yaşanan kısmi refah döneminde müzik etkili olsa da günümüzde hatırlanan ve dinlenen sanatçı sayısı azdır.

Bilhassa dünyada rock müzik 1973 bunalımından sonra patlama yapmıştır. Quenn, Pink Floyd, Led Zeppelin, Yes, Deep Purple, Who ve diğer birçok grup en iyi şarkılarını 1973-1979 arasında yapmışlardır. Quenn’in solisti Freddy Mercury 1991’de ölse bile müziği yaşamaktadır.

1979’dan sonra bu grupların iyi şarklılar yapamamasının bir sebebi de belki de ekonomik bunalımın bitmekte olmasıdır. Pink Floyd’un 1979’da çıkardığı “The Wall” albümü çok dinlense de, ilgilenenler bilir ki, bu şarkı Pink Floyd için arabesk dönemin başlangıcıdır artık.

Türkiye’de Arabeskin Altın Çağları

Rock müzik bunalım anlamında nasıl ki, batı gençliğinin ilacı olduysa, Türkiye’de de aynı dönemde arabesk patlama yaşamıştır. Arabeskin iki ünlüsü Orhan Gencebay ve Müslüm Gürses en iyi şarkılarını 1970’lerde yapmışlardır.

Sokaklarda terör vardır ancak Anadolu’dan büyük şehrin kenar mahallelerine göçmüş ve gecekondularda yaşamaya çalışan genç sanayi işçilerine Orhan Gencebay, “Böyle Gelmiş, Böyle Gitmez” diyerek ilaç olmaktadır. İş bulamamış ve büyük şehirlerden umudu kesmiş gençlere ise Müslüm Gürses “İçiyorsam Sebebi Var, Yarınımdan Umut mu Var?” diyerek son neşteri vurmaktadır.

Müslüm Gürses ölse de müziği yaşamaktadır. Orhan Gencebay ise yaptığı politik yanlışlarla gönüllerde ölse bile, şarkıları yaşamaya devam etmektedir.

Türkiye’de Umutsuz Gençliği En İyi Anlatan Şarkı “Bonzai Bom”

Bugün de ülkede yoğun bir fakirlik vardır ve ucuz uyuşturucu kullanımı gençler arasında yaygınlaşmıştır. Fakir gençler o kadar umutsuzdur ki “bonzai bom, kafam trilyon, baba ölüyom” diye yakarmakta, kimse onları kaale almamakta ancak şarkı youtube üzerinden 200 milyondan fazla izlenebilmektedir.

Gençlerin bu durumu dert edileceğine, bonzai bom şarkısının you tube üzerinden izlenmesi yasaklanmış, bu şarkıyı söyleyen Heijan isimli rap şarkıcısı karakola çekilerek, bir daha böyle şarkılar yapmaması için ikaz edilmiştir.

Ama gerçek olan “Bonzai Bom ve Gençler Ölüyor” durumudur.

Askere de çoğunluk bu fakir gençlerin arasından katılım olduğundan, askerler arasında uyuşturucu ve hap kullanımın ne kadar yoğun olduğunu çıkartabiliriz. 

40 milyon vatandaşın yoksulluk sınırının, 10 milyon vatandaşın da açlık sınırı altında yaşadığı bu ülke geleceğinden umudunu kesmiş gençliği ile ne yapabilir? sorusunun cevabı verilmeden ne dense boştur.

İş bulamayan, aile kuramayan, gelecekten umudu kalmamış gençler bugün bir tür rap müzik ile derdini anlatmaya ve isyanını duyurmaya çalışmakta. Ancak bu dönemin müziği hâlâ tam olarak yapılmış değil. Eli kulağındadır. Gençler yeni sözlerle, yeni bestelerle yine dertlerini anlatacaklar, isyanlarını dile getirecekler, ancak bu şarkıları dinlemek için tonla para verip konserlere gidenler, yanlarından geçen şarkı kahramanlarının devrime kadar farkına varmayacaklar.

PAYLAŞMANIZ İÇİN

2 yorum

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*