Bir komünistten liberal demokrasiyi savunmasını bekleyemezsiniz. Ancak demokrasi aşığı iseniz aynı zamanda serbest piyasa düşüncesini sahiplenmeniz beklenir. Türkiye’de liberalizm düşmanı ulusalcıların Godot’u bekler gibi demokrasiyi hayal etmeleri ancak her seferinde otoriterizmin kucağına düşmeleri bu sebeple şaşırtıcı değildir

 

DR. ABDULLAH KÖKTÜRK

Liberalizm, kapitalizmin ekonomik yapısı üzerinde şekillenen bir düşünce sistemidir. Kısaca kapitalizmin ideolojisidir. Onyedinci yüzyıldan itibaren ortaya çıkmaya başlayan liberal düşünce Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’nın kültürünü etkilemiştir.

Kapitalizm, ondördüncü ve onaltıncı yüzyıllar arasında feodalizmin çözülüşü üzerine yine batı Avrupa’da tarih sahnesine çıkmıştır.  Liberal fikirler ise onyedinci yüzyılda İngiliz düşünürü John Locke tarafından dillendirilmeye başlanmıştır. Liberalizm üç hak üzerinde yükselir. Bunlar Locke’a göre; hayat hakkı, mülkiyet hakkı ve hürriyettir. Liberalizm düşünce sistemi olarak John Locke’un yazılarıyla doğmaya başlasa da, onsekizinci yüzyılda özellikle David Hume ve Adam Smith’in yazılarıyla büyük bir ivme kazanmış ve ondokuzuncu yüzyılda olgunluk devrini yaşamıştır. Yirminci yüzyılın liberal düşüncesini etkileyenlerin en önemlileri, A. Hayek ve J. Rawls’dır.

Kapitalizm, Feodalizme Karşı İlericidir

Kapitalist üretim sistemi, öncülü olan feodal üretim sistemi ile kıyaslanamayacak bir şekilde üretim sürecinde büyük artışlar sağlamıştır. Üretim sürecinde yaşanan bu devrim üretim ilişkilerini de etkilemiştir. Hukuk, eğitim sistemi ve şehir yaşamı kapitalist üretim ilişkilerine göre düzenlenmiştir.

Nasıl ki sosyalist üretim sistemi köylü toplumu olan Rusya’yı medenileştirdiyse, kapitalist üretim ilişkileri de batıyı medenileştirmiştir. Bugün batı ülkelerine gittiğinizde sizi karşılayan, düzen ve temizlik bu ilişkilerin sonucudur.

 Serbest Piyasa Olmadan Liberal Demokrasi İmkansızdır

Marx da kapitalizmi ilerici olarak görür. Onun en önemli kitabı ve başyapıtı ‘Kapital’de serbest piyasanın üretim ve dolaşım sürecini incelemesinin bir sebebi de budur.

Serbest piyasa, feodal üretim sürecine göre ilericidir. Aynı zamanda serbest piyasanın hâkim olduğu ülkelerde patronaj ilişkileri, kayırmacılık ve aferizme de rastlanmaz.

Bugün demokrasi dendiğinde aslında liberal demokrasiden bahsedilmektedir. Liberal demokrasi de yalnızca, ekonomik sistemin ya bütünüyle ya da başat olarak kapitalist girişime bağlı olduğu ülkelerde var olmaktadır. Yani serbest piyasa, liberal demokrasinin en önemli şartıdır. Son 70 senedir sürekli olarak liberal demokrasi ile yönetilen ülkelere baktığımızda bunların tümünün kapitalist ekonomik sisteme sahip ülkeler olduğunu görürüz. Ancak kapitalizmin liberal demokrasiye ihtiyacı yoktur. 1961-1987 arası Güney Kore buna en iyi örnektir.

Liberaller Güzel İnsanlardır Ama Kolay Kullanılırlar

 Türkiye’de liberal düşünceye karşı solcular ve sağcılar arasında görüş birliği vardır. Sağın ve solun uçlarına gittikçe bu görüş birliği daha belirgin hale gelir. Hatta liberal düşünce sahipleri her iki kesimce de liboş olarak aşağılanırlar.

Türkiye’de olduğu gibi diğer ülkelerde de iklim değişikliği ve diğer çevre sorunlarına en duyarlı olanların liberaller olduğu görülür. Liberaller arasında ırkçıya rastlanmaz. Liberal erkekler arasında kadınlara şiddet uygulayanları pek göremezsiniz. Ancak otoriter rejimlere şiddetle karşı olmaları bazen onları kullanılabilir hale de getirmektedir. Örneğin Ukrayna Rusya savaşında bu sebeple NATO yanlısıdırlar. Türkiye’de Balyoz ve Ergenekon süreçlerinde TSK’nın daha önce darbelere karışmış olması, onların AKP tarafından kullanılmalarını kolaylaştırmıştır.

Katı bir sosyalist veya vulgar bir komünistten liberal demokrasiyi savunmasını bekleyemezsiniz. Ancak demokrasi aşığı iseniz aynı zamanda serbest piyasa düşüncesini sahiplenmeniz beklenir. Türkiye’de liberalizm düşmanı ulusalcıların Godot’u bekler gibi demokrasiyi hayal etmeleri ancak her seferinde otoriterizmin kucağına düşmeleri bu sebeple şaşırtıcı değildir.

Serbest piyasacı liberaller ve devletçi ulusalcıları birbirine yaklaştıran en önemli özellik ise ikisinin de ‘sömürü’ kelimesinden uzak olmalarıdır. Ancak liberaller güzel insanlardır. Bu sebeple her zaman saf bir liberali, bön bir ulusalcıya tercih ederim.

 

paylaşmanız için

 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*