Ukrayna üzerinden ABD ve Rusya

Ukrayna konusunda Rusya’nın askeri tehdidi ve NATO’dan “genişlemeyi durdurma” talebi karşısında Batı, Moskova ile diyaloğun sürdürülmesini istemektedir. Ancak şurası da gerçek ki, “sert güç” ile desteklenmeyen “diplomatik çabalar”, savaşı önlemek için yeterli olmayabilir.

ERSİN DEDEKOCA                                                                                                                               

ABD ile Rusya arasındaki güvenlik görüşmeleri, ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi nezdindeki misyonunda bu hafta 10 Ocak’ta yapıldı.

ABD ve Rusya arasında Cenevre’de gerçekleşen güvenlik görüşmeleri, iki ülkenin ilişkilerinin yanı sıra, Ukrayna’nın durumu için de kritik olarak görülmekteydi. Görüşmelerde ABD’yi Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman ve Rusya’yı da Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov temsil etti.

Saniyen 12 Ocak’ta, 2019’dan bu yana ilk kez NATO-Rusya Konseyi toplandı. Brüksel’deki NATO karargâhında yapılan toplantıya, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg başkanlık etti. Toplantıya, Rusya adına Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gruşko ile Savunma Bakan Yardımcısı Aleksandr Fomin katıldı.

NATO müttefiklerinin Brüksel’deki daimi temsilcilerinin yanı sıra, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman da toplantıda yer aldı.

Söz konusu önemli toplantılar nedeniyle bu haftaki yazımızın konusunu, anılan toplantıların değerlendirilmesi ve iki ülke arasındaki son dönem ilişkilerin kısaca irdelenmesine ayırdık.

STRATEJİK İSTİKRAR DİYALOĞU (SSD) GÖRÜŞMENİN İÇERİĞİ

Hatırlanacağı gibi ABD Başkanı Joe Biden ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 16 Haziran’da Cenevre’de buluşmuş ve ihtilâflı konuların çözümü için diyaloğun sürdürülmesi kararı almışlardı.

Öte yandan, Rusya’nın Ukrayna sınırında yaptığı askeri tahkimata ABD, NATO ve birçok Batılı ülke tepki göstermiş, Ukrayna’ya karşı saldırgan bir tutumun Rusya için ciddi sonuçları ve ağır bedeli olacağı uyarısı yapmıştı.

İki ülkeden üst düzey diplomatların da katıldığı ve yaklaşık 7 saat süren SSD olağanüstü toplantısında, ikili ilişkilerin yanı sıra Ukrayna sorunu, NATO’nun doğuya doğru genişlemesi, nükleer silahların kontrolü gibi konuları ele alındı.

  • Ukrayna sorunu

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman, Ukrayna’nın işgal edilmesi hâlinde Rusya’yı, “2014’te karşılaştıklarının çok ötesinde önemli maliyetler ve sonuçlarla karşılaşacakları” konusunda uyardıklarını belirterek, “Bu önlemler kilit finans kuruluşlarına yönelik yaptırımları, ihracat kontrollerini, müttefik topraklarda NATO kuvvetlerinin duruşunu güçlendirmeyi ve Ukrayna’ya artan güvenlik yardımını içerebilir.” dedi.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergei Ryabkov ise, meslektaşına Ukrayna’yı işgal etme gibi bir plânları olmadığını yeniden açıkladığını ifade ederek, “Askerlerin eğitimi için tüm tatbikatların bizim topraklarımız içinde yapıldığını ve herhangi bir işgal senaryosundan korkmak için hiçbir neden olmadığını söyledik.” diye konuştu.

ABD-Rusya… Toplantıların sonucu: Cepheler belli, uzlaşma yok.

Bilindiği gibi Rusya, geçtiğimiz aylarda Ukrayna sınırına yaklaşık 100 bin asker yığmış, Ukrayna bunu bir “işgâl tehdidi” olarak nitelendirmişti. NATO ve ABD, Rusya’dan askerleri geri çekmesini talep etmiş, işgal durumunda Ukrayna’nın yanında alacaklarını bildirmişti.

  • NATO’nun Doğu Avrupa’ya genişlemesi

Görüşmede Rusya’nın taleplerinden birinin de, NATO’nun doğuya genişlemesinin durdurulması ve 1997’den sonra ittifaka katılan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde ittifaka son verilmesi olduğu bildirildi. “Ukrayna, asla ama asla NATO üyesi olmamalı. Bunun bizim için kesinlikle zorunlu olduğunun altını çiziyoruz.” diyen Ryabkov, “Deyim yerindeyse karşı tarafa güvenmiyoruz. Yasal olarak ‘bağlayıcı garantilere’ ihtiyacımız var. Güvence değil, koruma değil tam olarak garanti olmalı.” ifadelerini kullandı.

Sherman konuyla ilgili açıklamasında “NATO’nun Açık Kapı politikasından ‘asla’ taviz vermeyeceğini” vurguladı. Sherman, “ABD’yle çalışmak isteyen egemen devletlerle ikili iş birliğinden vazgeçmeyeceğiz ve Ukrayna olmadan Ukrayna, Avrupa olmadan Avrupa veya NATO olmadan NATO hakkında kararlar almayacağız.” diye konuştu.

  • Silahların kontrolü

Rusya’nın güvenlik taleplerinden bir diğerinin de,  ABD’nin 1997’den sonra NATO ittifakına katılan Doğu Avrupa ülkelerinden asker ve silah çekmesi olduğu bildirildi. ABD’nin ise bu talebi açıkça reddettiği paylaşıldı.

Ayrıca ABD’nin daha önce feshedilen Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler (INF) Antlaşması ve Rusya’nın gündeme getirdiği askerî tatbikatların boyut ve kapsamına sınırlama getirme önerisiyle ilgilendiğini aktarıldı.

SSD’NİN TARAFLARIN DEĞERLENDİRMESİ

Cenevre’de Ukrayna meselesini görüşen Rusya ve ABD temsilcileri bir kez daha kendi “kırmızı çizgilerini” gösterdi: Moskova özellikle Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya alınmayacağı garantisini talep etmeye devam etmektedir. Washington ise, NATO’nun açık kapı politikasını kimsenin sonlandıramayacağı konusundaki ısrarını korumaktadır.

İki yetkili de görüşmelerin ardından ayrı basın toplantıları düzenledi. Ryabkov, “Ne yazık ki ilkeli yaklaşımlarımızda büyük bir eşitsizlik var. ABD ve Rusya, yapılması gerekenler konusunda bazı yönlerden zıt görüşlere sahip.” ifadelerini kullandı.

ABD tarafından Sherman ise, Moskova’nın talep ettiği “güvenlik garantileri” için “ABD için önemsiz olan güvenlik önerilerini geri çevirmekte kararlıydık.” dedi. Yapılan bu açıklamaların ardından yapılan değerlendirmeler, “tarafların hiçbir konuda anlaşma sağlayamadığı” şeklinde oldu.[1] 

Aslında bu görüşme önemliydi. Çünkü görüşmelerde ele alınan konuların, 12 Ocak’ta düzenlenecek NATO-Rusya Konseyi görüşmesi ve ertesi günü gerçekleşecek Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT/OSCE) toplantısında da ana başlıklar olması beklenmekteydi.

Konu hakkında iyimser olan gözlemcilerin, görüşmelerin iş gibi geçtiğine, hırçın bir şekilde bölünme olmadığını ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme niyetinde olmadığı konusunda ısrar ettiğine dikkat çekmektedirler. Kötümser olanların ise, bu tür güvencelerden sonra bile ABD yetkililerinin, Rusya’nın bu krize diplomatik bir çözüm bulma konusunda ciddi olup olmadığından hâlâ emin olmadıklarını söylemektedirler.[2]

 NATO – RUSYA KONSEYİ TOPLANTISI

2002 yılında NATO ile Rusya arasında bir istişare plâtformu olarak kurulan NATO-Rusya Konseyi, 2019’dan bu yana ilk kez 12 Ocak’ta toplanarak, Ukrayna sınırındaki Rus askeri tahkimatı sonrası ortaya çıkan gerginlik ve Avrupa’nın güvenliğiyle ilgili konuları ele aldı.

Brüksel’deki NATO karargâhında yapılan toplantıya, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg başkanlık etti. Toplantıya, Rusya adına Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gruşko ile Savunma Bakan Yardımcısı Aleksandr Fomin katıldı. NATO müttefiklerinin Brüksel’deki daimi temsilcilerinin yanı sıra ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman da toplantıda hazır bulundu.

  • Taraflar ne istiyor?

ABD ve NATO, Rusya’yı Ukrayna’ya saldırmaması için son aylarda defalarca uyarmış, böyle bir durumun ciddi sonuçları ve ağır bedeli olacağı tehdidinde bulunmuştu. Batılı ülkelerin birçoğunun, Ukrayna’ya saldırı durumunda Rusya’ya ekonomik, mali ve siyasi yaptırımlar uygulayacağı bildirilmişti.

Rusya ise Ukrayna’ya saldırma gibi bir niyeti olmadığını belirtmektedir. Rusya, ABD ve NATO’ya ilettiği “güvenlik garantileri” konulu anlaşma tekliflerinde, NATO’nun doğuya doğru genişlemesinden ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinin NATO’ya alınmasından vazgeçilmesine dair ABD’den taahhüt istemektedir.

ABD’nin eski Sovyetler Birliği ülkelerinde ve NATO üyesi olmayan ülkelerde askeri üs kurmaması, herhangi bir askeri faaliyette bulunmak için bu ülkelerin altyapısını kullanmaması ve bu ülkelerle askeri iş birliği yapmaması talepleri de taslak anlaşma metinlerinde yer almaktaydı.

Rusya’nın teklifinde, nükleer silahların her ülkenin kendi ulusal toprakları dışında konuşlandırılmaması ve ulusal topraklar dışında konuşlandırılan bu tür silahların geri çekilmesine yönelik maddeler de bulunmaktadır.[3]

  • Rusya’ya Ukrayna için güvence yok, ittifakın kapısı yeni üyelere açık

NATO-Rusya Konseyi toplantısı sonrasında sert açıklamalar yapıldı. Genel Sekreter Stoltenberg, toplantı bitiminde gazetecilere bilgi verirken, Ukrayna içinde ve çevresindeki durum ile bunun Avrupa güvenliğine yansımalarını ele aldıklarını söyledi. “Bu konularda NATO müttefikleri ile Rusya arasında ciddi farklılıklar bulunuyor. Ortayı bulmak kolay olmayacak” diyen Stoltenberg, buna karşın aynı masa etrafında toplanmanın “olumlu bir sinyal” olduğunu da belirtti.

Stoltenberg, Rus tarafının, Aralık ayında ABD ve NATO’ya ilettiği güvenlik garantileri konulu anlaşma teklifini bugün masaya getirdiğini dile getirdi. Sonrasında, “Bunlar arasında, NATO’ya yeni üye alımının durdurulmasını ve NATO’nun doğudaki müttefik ülkelerden güçlerini çekmesini içeren talepler bulunuyor. Müttefikler ise NATO’nun “açık kapı politikasının” süreceğini, her ülkenin kendi güvenlik düzenlemesini seçme hakkı olduğunu yineledi. Müttefikler ayrıca birbirlerini koruma ve savunma imkânlarından vazgeçmeyeceklerini açıkça ortaya koydu. Buna ittifakın doğusundaki askeri mevcudiyet de dâhildir.” dedi.[4]

Toplantı sonunda Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, ABD ile NATO’daki müttefiklerinin, Rusya’nın güvenlik garantileri konusundaki taleplerini karşılamaya hazırlıklı olmadığını söyledi. Ryabkov, yakın zamanda “güvenlik garantilerine” ilişkin yeni bir görüşme turu düzenlenmesini şu an için anlamsız bulduklarını da kaydetti.[5]

Zaten Moskova ve Warşova’nın, görüşmelerde Ukrayna konusunun ele alınması konusundaki yaklaşımları daha baştan olumlu değildi.[6]

Güvenlik garantisi görüşmelerinin gerçekleştirilmesi sonrası Rusya, kendi güvenliği için ABD ve NATO’dan istediği garantilere ilişkin karşı tekliflerini sunmasını beklemektedir. Söz konusu güvenlik garantisi talepleri, NATO’nun doğuya doğru genişlemeyi durdurması, ittifakın 1997’den sonraki genişleme politikaları çerçevesinde Doğu Avrupa ülkelerine yerleştirdiği silahlar ile askeri tesislerin geri çekilmesi gibi şartlar içermektedir.

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman da toplantı sonrasında yaptığı açıklamada “NATO’nun açık kapı politikasına kapıyı kapatmayacağız. NATO’nun genişlemeyi durdurmasına razı olamayız” diye konuştu.

SONUÇ YERİNE

Toplantıların sonucu: Cepheler belli, uzlaşma yok..

Ancak şurası da bir gerçek ki, Ukrayna konusunda Rusya’nın askeri tehdidi ve NATO’dan “genişlemeyi durdurma” talebi karşısında Batı, Moskova ile diyaloğun sürdürülmesini istemektedir. Ancak şurası da bir gerçektir ki, “sert güç (hard power)” ile desteklenmeyen “diplomatik çabalar”, savaşı önlemek için yeterli olmayabilir.[7]

Rusya sadece bu hafta dört gün içinde Cenevre’de ABD ile ve ardından Brüksel’de NATO ile bir araya geldi. Rusya’nın bu kadar stratejik davrandığı bir başka zamanı bulmak için belki de Soğuk Savaş’ın sonlarına dönmek gerekebilir. Rusya bir şekilde ağını örmüş oldu. Rusya’nın bu stratejisini sürdüreceğini düşünmekteyiz. Bu bağlamdaki bir Ukraynalı uzman görüş de, “Rusya bir yandan ABD ve NATO’dan kısmi tavizler koparmayı umuyor ve müzakere etmeye hazır görünüyor. Putin ve Rus yönetimi zayıf olduğumuzu hissederse, Ukrayna’ya karşı askeri maceralarını sürdürebilir.” şeklinde olup, yabana atılmamalıdır.[8]

Son dönem ABD’nin yoğun ilgisi, hayati çıkarları bakımından tehdit olarak gördükleri Çin’in üzerinde. İlgilendikleri neredeyse tek yer Doğu Asya bölgesi. Avrupa ve Rusya ise arka plânda durmaktadır. Bu nedenle bir takım tavizler vermeleri olasıdır. ABD’li yetkililerin Doğu Avrupa’ya füze konuşlandırılmasına sınırlama getirmeye hazır olduklarını söylemeleri, Ruslarla ciddi çatışmaya girmeye hazır olmadıklarının işareti olabilir. Moskova da buna uygun bir tavır alması beklenebilir.

Moskova tarafı asıl hedeflerini açıkça ortaya koydu: Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya alınmayacağının garanti edilmesi ve muhtemelen Avrupa’da konuşlu ABD silahlarına kısıtlama getirilmesi. Bunlar da müzakere edilebilir konulardır. Bilindiği gibi daha önce Biden yönetimi Rusya’nın, Ukrayna’nın NATO üyeliğinin ve NATO’nun doğuya doğru genişlemesinin durdurulması konusundaki iki talebini reddetmişti. Ancak müzakereler boş yere yapılmaz ve Putin artık mevcut yaptırımları yeniden tartışmaya açma, Rus seçmeninin desteğini bir kez daha kazanma ve dikkati kendi ülkesindeki sorunlardan uzaklaştırma fırsatına sahip olmuş olduğu görülmektedir.

Keza Putin’in temel stratejisini, Rusya’da ve Kazakistan gibi önemli çevre ülkelerde otokratik liderliğe dayalı hükümet sistemlerini güvenceye almaya dayanıyor olması oldukça muhtemeldir. Söz konusu olan Batı ile Rusya’nın karşı karşıya gelmesi değil, otoriter ve otokratik rejimlerin, örneğin halkın özgürlük talebi gibi mevcut siyasi ve ekonomik zorluklarla başa çıkmadaki başarısızlığı olduğunu söyleyebiliriz.

Kazakistan bağlamda ABD; bu ülkede yaşanan gerilimden endişe duyduğunu açıkladı. Kazakistan’ın davetiyle bu ülkeye asker yollayan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nü kınadı ve çağrının meşru olmadığını söyledi. ABD; Afganistan’dan Irak’a, Vietnam’dan Kore’ye dek onlarca ülkeyi işgal etmiş, bir o kadar ülkeye saldırmış, onlarca ülkede darbe yapmış emperyalist bir devlet olduğu halde, sanki bunları hiç yapmamış gibi konuşması, her zamanki “inandırıcı olmayan” tavrını yansıtmaktadır.

Bu müzakerelerin en dikkatli gözlemcisinin Çin olduğunu düşünüyoruz. Batı’nın Çin’e, ABD ve diğer ülkelerin “haydut” ülke ve kurumlara karşı müttefiklerini koruyabileceğini göstermesi gerekiyor. Zira Çin, Batı’nın Ukrayna’yı Rusya’dan koruyamayacağını görürse, Tayvan’ı işgal etmesine kimsenin engel olmayacağını anlayacaktır. Bu da günümüzde dünyanın en son ihtiyacı olan şeydir.

16 Ocak 2022

 


[1] Robyn Dixon and Paul Sonne ,“Russia says ‘no grounds’ for further talks on security amid heightened tension”, The Washington Post, 13.01.2022, https://www.washingtonpost.com/world/2022/01/13/europe-osce-russia-ukraine/

[2] Anton Troianovski and David E. Sanger, “Russia, at an Impasse With the West, Warns It Is Ready to Abandon Diplomacy”, NYT, 13.01.2022, https://www.nytimes.com/2022/01/13/world/europe/russia-ukraine-talks.html

[3] “NATO-Rusya Konseyi: Rusya’ya Ukrayna için güvence yok, ittifakın kapısı yeni üyelere açık”, Euronews, 122.01.2022, https://tr.euronews.com/2022/01/12/nato-rusya-konseyi-rusya-ya-ukrayna-icin-guvence-yok-ittifak-n-kap-s-yeni-uyelere-ac-k

[4] “NATO-Rusya Konseyi sonrası sert açıklamalar”, DW, 12.01.2022, https://www.dw.com/tr/nato-rusya-konseyi-sonras%C4%B1-sert-a%C3%A7%C4%B1klamalar/a-60404364; “US and Russia still at odds after talks over Ukraine tensions”;  Aljezeera, 12.01.2022, https://www.aljazeera.com/news/2022/1/10/us-and-russia-still-at-odds-after-ukraine-talks

[5] “Rusya: ABD ve NATO’daki müttefikleri güvenlik garantisi taleplerimizi karşılamaya hazırlıklı değil”, Sputnik, 14.01.2022, https://tr.sputniknews.com/20220113/rusya-abd-ve-natodaki-muttefikleri-guvenlik-garantisi-taleplerimizi-karsilamaya-hazirlikli-degil-1052704746.html

[6] Thomas Escritt and Tom Balmforth, “Russia says Ukraine talks hit ‘dead end’, Poland warns of risk of war”, Reuters, 13.01.2022, https://www.reuters.com/world/europe/russia-says-us-nato-talks-so-far-unsuccessful-2022-01-13/

[7] Judy Demsey, “Judy Asks: Can Diplomacy Rescue European Security?”,Carnegie Europe, 13.01.2022, https://carnegieeurope.eu/strategiceurope/86187

[8] по линии НАТО — Россия, “Это стартовый раунд. Чего ждать от переговоров России и Запада”, NV(UA), 12.01.2022, https://nv.ua/amp/rossiyskaya-ugroza-chego-zhdat-ot-peregovorov-zapada-i-rf-nato-novosti-ukrainy-50207937.html

 

PAYLAŞMAK İÇİN