Sezen Aksu’nun “Avcı” şiiri… Dönemin toplumsal tablosunu ortaya koyan sehli mümteni

Sezen Aksu’nun “Avcı” adlı şiiri ellinin üzerinde dile çevrilmiş durumda. Üçüncü gününde bu sayıya ulaşan şiirin dünyanın bütün dillerine çevrileceğini rahatlıkla öngörebiliriz. Şarkı sözü olarak kaleme alındığı açık olan şiirde Aksu kendini “av”, Recep Tayyip Erdoğan’ı da “avcı” olarak adlandırıyor. Bu durum, temsiliyette yoruma yer bırakmayacak denli açıktır ve olay zaten kamuoyunun önünde cereyan etmiştir.

CAFER YILDIRIM

 

Sezen Aksu’nun “Avcı” adlı şiiri ellinin üzerinde dile çevrilmiş durumda. Üçüncü gününde bu sayıya ulaşan şiirin dünyanın bütün dillerine çevrileceğini rahatlıkla öngörebiliriz.

Şarkı sözü olarak kaleme alındığı açık olan şiirde Aksu kendini “av”, Recep Tayyip Erdoğan’ı da “avcı” olarak adlandırıyor. Bu durum, temsiliyette yoruma yer bırakmayacak denli açıktır ve olay zaten kamuoyunun önünde cereyan etmiştir.

AKP Genel Başkanı Erdoğan,  Büyük Çamlıca Camisi’nde mikrofonu imamın elinden alarak Sezen Aksu’nun beş yıl önce yapmış olduğu “Şahane Bir Şey Yaşamak” şarkısındaki “Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e” sözü nedeniyle şöyle bir konuşma yaptı:  “Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak bizim görevimizdir. Havva validemize kimsenin dili uzanamaz. Onlara da had bildirmek bizim görevimizdir.” (21 Ocak 2022)

Konu kamuoyunun gündemine girdi ve yazılı olsun, görsel olsun bütün basında yoğun bir tartışmanın sebebi haline geldi. Tartışmaların ardından Sezen Aksu bir açıklama yaptı ve açıklamasında konuya binaen yazdığı “Avcı” şiirini de kamuoyuyla paylaştı.

Şiire ait güçlü unsurlar

Şiirle şarkı sözü arasında belirgin farklılıklar vardır. Şiirler tabii ki bestelenerek şarkı haline getirilebilir. Nitekim birçok şairimizin şiiri bestelenerek şarkı, türkü formunda dinleyicilerin beğenisine sunulmuştur. Fakat bestelenen bütün bu şiirler yine de şiirdir, bunları şarkı ya da türkü olarak adlandıramayız. Şiir metninin akışı ve kurgusu şarkıya göre daha özgürdür. Şiir metinleri şarkı sözlerine göre daha derin anlamlar içerir ve bu metinlerde dil, günlük dilden oldukça farklı katmanlarda kullanılır.

Şarkı sözü yazarlarının temel amaçlarından biri, şarkının kısa sürede geniş kitleler tarafından benimsenmesidir. Bu nedenle de tok, güçlü uyaklar kullanılır şarkı sözlerinde. Şarkı sözleri, ezbere kolay alınacak bir sözdizimine sahiptir. Şarkı sözlerinin bölümleri arasındaki içeriksel geçişler, uyaklar üzerinden kolayca yapılır. Duygu ve düşünceler reklam dili mantığıyla ifade edilir.

Şiir metinlerinin şarkı sözleriyle kesişen tarafları bulunmakla birlikte şiir, şarkı sözünden farklılıklar içeren bir sanattır. Şairler de eserlerinin en geniş okuyucu kitlesine ulaşmasını isterler kuşkusuz. Fakat bu nedenle yazdıkları metnin bünyesine bir ilavede bulunmazlar, metnin anlatımında bir kısıtlama ya da artistiğe başvurmazlar. Metnin doğasına okur kitlesinin sınırlarını genişletmek amacı ya da her ne nedenle olursa olsun bir müdahalede bulunmazlar.

Sezen Aksu’nun “Avcı” başlıklı metni ağırlıklı olarak şarkı sözü özelliklerine sahip olmakla birlikte şiire ait güçlü unsurlar da içermektedir.

Yükselen ses tonu

Metnin ilk bölümünde “av” ve “avcı” imgeleri üzerinden etkileyici bir tablo oluşturuluyor:

“Sen beni üzemezsin
Zaten çok üzgünüm
Nereye baksam acı
Nereye baksam acı
Ben av, sen avcı
Vur bakalım”

Avcı, sağa sola sürekli ateş etmiş ve etrafında bir dehşet manzarası yaratmıştır. Av konumundaki şair-özne ise bu dehşet tablosunu görmektedir ve kendine doğrultulmuş kıyım tehdidi karşısında sinmediğini, korkmadığını dillendirmektedir:

“Sen beni üzemezsin
Zaten çok üzgünüm”

Metnin ikinci bölümündeki “hancı” ve “yolcu” imgeleri de bir önceki bölümün imgeleri kadar halk kültüründe köklü bir yeri olan kavramlar üzerinden üretilmiştir:

“Sen beni sezemezsin
Dilimi ezemezsin
Nereye baksam acı
Nereye baksam acı
Kim yolcu kim hancı
Dur bakalım”

İlk bölümde kendini av olarak tanımlayan şiir kişisinin bu bölümde ses tonunun yükseldiğini görüyoruz. Muhatabına açık olarak diyor ki: Senin düşünce dünyan, senin duygu dünyan benden o kadar uzak ki! Senin beni anlaman mümkün değildir. Ve ekliyor: Üstelik dilimi filan da kesemezsin:

“Kim yolcu, kim hancı
Dur bakalım”

Av ve avcı figürleriyle ilgili halk kültüründe birçok hikâye vardır ve halk kültürü bu bakımdan zengin bir birikime sahiptir. Bütün hikâyelerde de toplu vicdan avdan yanadır. Avcının zalimliği; ceylanların, cerenlerin, gövel ördeklerin zarifliği, naifliği ve masumiyeti üzerinden lanetlenir.

“Hancı” ve “yolcu” kavramlarının anlamın odağına alındığı atasözü edası taşıyan “Kim yolcu kim hancı/Dur bakalım” sözü ; aceleci olma, kendine fazla güvenme, hiç belli olmaz, dur bakalım, kim kalıcıdır kim geçici, kim gelir kim gider ifadelerinin bütününü kapsamaktadır.

Güçlü imgeler

“Hancı” ve “yolcu” imgeleriyle siyaset ve sanat gerçekliğine yapılan işaret, gerçekte herkesin zihninde nice güç ve iktidar sahibi siyasetçinin tarihsel hafızanın çukurları içindeki kayıp görüntülerini bir taraftan zihinde canlandırırken öbür taraftan da kıyılmış, öldürülmüş, zindanlarda çürütülmüş nice sanatçının üzerine serpilmiş ölüm toprağından silkinerek yeniden hatta yüzyıllar sonra bile halkın yaşantısına karıştığını, vicdanlarda ve kalplerde yer edindiğini anımsatmaktadır. Metindeki bütün imgeler zihinde resim ve çağrışım oluşturmaları bakımından oldukça güçlüdür. Metin; sıkı anlam dokusu, sağlam kompozisyonu, etkileyici söylem ve çağrışım gücüyle en etkili edebiyat metinlerinin temel özelliklerine sahiptir. Oldukça sade anlatımıyla oligarşik İslami dönemin toplumsal tablosunu kapsamlı ve derinlikli bir biçimde ortaya koyan “Avcı”, bu özellikleriyle “sehli mümteni”nin[1] güzel bir örneğidir.

İslami oligarşinin metaforu

Metnin ikinci bölümünü okuduğumuzda birinci bölümün bir giriş, konuyu sergileme, ortaya koyma bölümü olduğu iyice belirginleşmektedir. İki bölümün içeriksel bakımdan birbirine sımsıkı bağlı kompozisyonunda yer alan birinci bölüme ait “Sen beni üzemezsin” dizesinin ikinci bölümdeki başkaldıran protest dile zemin oluşturması da metnin sağlam kurgusundaki dikkat çekici bir özelliktir:

Sen beni üzemezsin
*
Sen beni sezemezsin
*
Dilimi ezemezsin

Altın vuruşun bütün argümanları ve unsurları kuşkusuz son bölümde yer alıyor. Aksu, “Sesim, sözüm/Sazım var benim var benim” diyerek kendi gerçekliğini ortaya kayarken ardından gelen son dizeyle de kendisini bütün bir toplumla bütünleştiriyor: “Ben derken ben herkesim”

Bu aşamadan sonra “av” artık bütün bir halkın, “avcı” ise İslami oligarşinin metaforudur. Avcıyı ister bir şiir isterse şarkı sözü olarak görün, bu durum hiç değişmeyecektir. Avcı metni kamuoyuyla paylaşıldığı andan itibaren yirmi yıllık AKP döneminin sembollerinden biri haline gelmiş, tarihsel bir özellik kazanmıştır.


[1] Sehli Mümteni: Söylenmesi kolay ve basit gibi görünen ancak benzerinin bulunup söylenmesi zor olan söz.

 

PAYLAŞMAK İÇİN