TBMM ve Cumhurbaşkanlığı için 11 ay içinde bir seçim olması bekleniyor. Bu koşullarda Türkiye’de ABD’nin ve tekelci sermayenin amaçlarından bağımsız bir iktidar beklemek zor ama imkânsız değil
DR. ABDULLAH KÖKTÜRK
Resmi seçim takvimine göre Türkiye’de en geç 18 Haziran 2023’de Genel Seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılması gerekiyor. Ancak seçim normal tarihinde yapılırsa anayasaya göre Erdoğan üçüncü kez aday olamıyor. Bu sebeple seçimin daha erken yapılacağını söyleyenler de var.
Bu yazı seçimin yapılmasına değil, yapılmayacağını düşünerek kurgulandı. Hem demokratik çevreleri ikaz etmek, hem de seçmenleri farklı düşünmeye sevk etmeği planlıyor.
Ekonomik Krizde Seçim Olur Mu?
Türkiye tarihinin en ağır ekonomik krizinin içinde, kriz her gün daha da derinleşiyor. İktidar bloğunda sermaye sınıfının en büyük temsilcisi olan tekelci sanayi sermayesi, 6’lı Masa bileşenlerinin iktidarının bu krizi çözeceğine inanırsa niye seçim olmasın?
Ben size sorayım, ekonomik krizi Kılıçdaroğlu-Akşener ikilisi veya 6’lı Masa’nın diğer bileşenleri çözebilir mi? Benim fikrime göre çözemez. Bu kriz demokratik yollar ile çözülemeyecek kadar derin çünkü.
2001 krizinden sonra yapılan 2002 seçimini örnek gösterebilirsiniz. Tabi Erdoğan iktidarını demokratik görüyorsanız. Bir de İktidarı devretmeden önce, koalisyon hükümeti krizi çözecek adımları atmıştı. Onu da hatırlatayım.
Bu sefer durum çok vahim. Sanayi sermayesi krizin daha sert yöntemlerle ve emeği baskılayarak çözülmesini bekleyebilir. Otoriter yönetim olarak zaten Erdoğan hazırda var. Ancak yıpranmış bir Erdoğan ile bu işin artık yürümeyeceğini gördüklerini sanıyorum.
Sendikaları kapatacak, özgürlükleri daha çok kısıtlayacak, basına sansür uygulayacak bir istisnai hali tercih edebilirler. Bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorum. Bazı düşüncelerim var ama onları da buraya yazacak değilim. Kişisel sohbetlerde anlatırım.
Savaşta Seçim Olur Mu?
Ayrı bir seçenek de, Suriye kuzeyinde Rusya ile savaşa dönüşecek bir kriz yaşanması. Bu zaten uzun zamandır ABD tarafından da planlanıyor. Türk ordusunun Tel Rıfat ve Menbiç bölgelerine yapacağı bir harekât, Türkiye’yi bu bölgeleri kontrol eden Rusya ile karşı karşıya getirebilir.
Resulayn bölgesinde temas hattında Rusya, Suriye Ordusu ve YPG’nin ortak askeri devriye attıkları biliniyor. Ukrayna savaşı dolayısıyla Rusya bölgeden bir miktar asker çekse de, bu Rusya’nın tüm güçleriyle Suriye’den çıkması anlamına gelmiyor. Zaten Rusya’nın boşalttığı alanlar da İran Devrim Muhafızları’na, Lübnanlı Hizbullah’a ve Suriye ordusuna bağlı askeri güçler tarafından dolduruluyor. Bu durum Türkiye’nin bir yandan da İran ile karşı karşıya gelmesine yol açabilir. ABD’nin en çok tercih ettiği de budur. ABD Türkiye’nin İran ile temasını çeşitli şekillerde provoke de edecektir. ABD Rusya ve İran ile savaşmamızı istemektedir.
Bazıları farklı düşünse bile, benim düşünceme göre ABD’nin her dediğine evet diyen bir iktidar var Türkiye’de. Şimdiye kadar yaptıkları ile de bunu kanıtladı. Türkiye’nin savaşa girmesi iktidarın işine gelecektir. AKP iktidarının bundan sonra elinde ülkeyi enkaza çevirmekten başka yol kalmamıştır. Amacı halka değil ABD’ye hizmet olan ve bu amaç ile iktidar edilmiş olan AKP’nin yapacağı da budur.
Sonuç olarak bu koşullarda Türkiye’de ABD’nin ve tekelci sanayi sermayesinin amaçlarından bağımsız bir iktidar beklemek zordur.
Çözüm
Geçen hafta Perşembe günü akşamı Gebze’de Smart Solar işçileri, sendikaya üye olan işçi arkadaşlarının işten atılmasına karşı büyük bir direniş göstererek gece vardiya değişiminde fabrikalarını işgal ettiler ve patronu dize getirerek işten atılan arkadaşlarının işe alınmasını sağladılar. Ben gece 23.00’dan sabahın ilk ışıklarına kadar fabrika önünde idim. DİSK’e bağlı Birleşik Metal sendikasına bağlı işçilerin bu zor koşullarda gösterdikleri direnişe bizzat şahit oldum.
Smart Solar işçileri bu direniş ile sadece kendileri kazanmadılar, istibdat koşullarında umutsuzluğa düşen tüm emekçilere de umut oldular. Bu iktidarla ve bu iktidarın patronları ile nasıl mücadele edilmesi gerektiğini kanıtladılar. Bu iktidardan kurtulmanın zor ama imkânsız olmadığı konusunda bir ışık oldu emekçilerin direnişi. Kutluyorum.
paylaşmanız için
Yazı çok güzel. Ancak Kılıçdaroğlu-Akşener Türkiye’nin sorunlarını çözecek kadro ve bilgiye sahip olduklarına inanıyorum.