Perinçek 50 yıllık ‘yoldaşı’na neden saldırıyor

Son günlerde sosyal medyada paylaşılan bir videoda, Doğu Perinçek’in 50 yıllık arkadaşı Mehmet Bedri Gültekin’e gizleyemediği bir öfkeyle saldırıp “unsur” nitelemesi kullanıp partideki “kirlenme” örneği olarak göstermesi sadece her ikisini tanıyanlar arasında değil Vatan Partisi’nde de büyük tepki toplamış durumda.


Perinçek’in 50 yılı aşkın süredir birlikte mücadele ettiği ve yanında kalan çok az sayıdaki arkadaşından olan Mehmet Bedri’yi de hedefe oturtmasının nedeni kamuoyunda sorgulanıyor.
Eskimiyen’e bizzat parti kaynaklarından ulaştırılan bilgilere göre mücadele birkaç yıl önceye dayanıyor ve Mehmet Bedri Gültekin başta olmak üzere parti içinde hâlâ Marksizmi savunmaya çalışan eski kuşak devrimciler son yıllardaki AKP’ye teslimiyet ve Erdoğan’a bol keseden millici, Atatürkçü, devrimci unvanları verilmesinden; partinin AKP ve MHP ile aynı ittifaka dahil olmasından rahatsızlar.

ÖNCE FOTOĞRAFLARDAN ÇIKARDILAR
Ergenekon sürecinde Fetö tarafından başlıca hedeflerden biri de Erdoğan muhalifi İşçi Partisi’ydi. İşçi Partisi Genel Başkanı Perinçek AKP’ye muhalefetin başını çekiyor, hatta Tayyip Erdoğan’ın Yüce Divan’lık suçlarını yazıp kitap haline getiriyordu. Bu dönem çok sayıda İP yöneticisi Ergenekon davası sanığı yapıldı ve Silivri cezaevine kondu. Bunların arasında Mehmet Bedri de vardı.
Mehmet Bedri’nin gözden düşmesi sonucu Aydınlık’ta yayımlanan Silivri cezaevi fotoğraflarından çıkarılması dikkat çekmişti.

GÜLTEKİN’İ İTHAM EDEN BELGE
Gültekin’e olan husumet Vatan Partisi içindeki yolsuzluk, zimmet iddialarına kadar uzanıyor.
VP’nin devamı olduğu İşçi Partisi’nden kalan hemen her kurumu; televizyon, gazete, matbaalar, yayınevi, yazlık işletmeler ve diğer bütün işletmeleri “telafi edilemez” zararlarla yönetiliyor. Gazetenin ortalama 50 bin satışları aştığı, Ulusal Kanal’ın en çok izlendiği günlerde bile kötü yönetim ve parti içindeki söylentilerle yolsuzluk durumlarının alıp başını gitmesi bu büyük zararların nedeni.
Ayrıca partiye gelir getirici faaliyet içerisinde olan kadrolarında sadece zarar eden işler ve ilişkiler üretmeleri parti içi eleştirilerde en çok yer tutan konulardan.
Bu sorunlar 2018 başlarında Genel Sayman olan Mehmet Bedri Gültekin tarafından inceleme konusu yapılmış, Gültekin, adları partide hiç hayırla anılmayan bazı kadroların üzerine gitmiş. Ancak Perinçek partide sadece dediklerinin yapılması ve tekrarlanmasını belirleyici bağlılık ve itaat tavrı gördüğü için, kendisiyle kapsamlı şekilde ayrı düşünmese de, en küçük farklı görüşlere bile tahammül edemediği için bu durumu Mehmet Bedri aleyhine kullanmak için bir fırsat olarak değerlendirir.
Halefi olmasına büyük olasılık gözüyle bakılan şimdiki genel sekreter Serhan Bolluk ve diğer yöneticilerle birlikte M. Bedri’yi kuşatma ve imha planı uygular. Aşağıda metnini yayınladığımız, parti organlarındaki görüşmelerin tutanakları yine bu ekip tarafından parti birimlerine yönlendirilir. Amaç Gültekin’i suçlu çıkarıp yalnızlaştırmaktır.
Ne var ki parti içinde Mehmet Bedri Gültekin ne kadar saygı görüyor ve seviliyor ise tutanakta imzası olan Utku Reyhan, Serhan Bolluk, Tugay Şen, Bayram Yurtçiçek bir o kadar itibarsız ve sevilmeyen kişiler olarak tanınıyor.
Bu süreçten sonra Mehmet Bedri bütün görevlerinden alınır ve partiye ait hiçbir yayın organında fikirlerini açıklayamaz hale getirilir.

Mehmet Bedri Gültekin’i itham eden tutanak

İZMİR’DE 50 YILLIK ARKADAŞINI “UNSUR” YAPAN PERİNÇEK’İN VİDEOSUNA ERİŞİM ENGELLENİYOR
Bütün bunlardan sonra yerel bir Ankara gazetesinde köşe yazan Mehmet Bedri Gültekin son olarak Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek’in bu ayın ilk günlerinde partisinin İzmir’de gerçekleştirdiği toplantıda kişisel hedefi oldu.
AKP ile ittifaka getirilen eleştiriler üzerine Perinçek ittifakların kirli yanları da olduğunu, steril, temiz ittifaklar aranmaması gerektiğini söylerken müthiş bir öfkeyle partisinin de temiz olmadığını belirtip şu cümleyi kuruyor:
“Temiz olsa, öncü partide Mehmet Bedri gibi unsurlar olur muydu?”
Perinçek’in 50 yılı aşan mücadele beraberliği içinde olduğu son birkaç yoldaşından en önemlisine yaptığı bu düzeysiz ve şirazesinden çıkmış saldırısının partide büyük tepkilere yol açması ve tartışmaları alevlendirmesi üzerine video kaynağında silinip erişim engellenmiş bulunuyor.
Anlaşılıyor ki, kendisinden farklı düşünen ve kendi söylediklerini ayet kabullenmeyen herkese müsamahasızlığıyla bilinen Perinçek’in Gültekin’e düşmanlaşmasının özünü AKP _ Erdoğan aşkına olan itiraz ve eleştiriler oluşturuyor. Erdoğan rejiminin ve MHP ile ittifakın tamamen yanında olan Perinçek Erdoğan’ı emperyalizme karşı mücadelenin milli önderi olarak görüyor ve Atatürk’e teslim olduğunu iddia ediyor.
Bu konuda kendisini bütünüyle onaylamayan, özellikle 1968 kuşağından arkadaşlarını ise başta Mehmet Bedri Gültekin, Hikmet Çiçek, Arslan Kılıç olmak üzere tasfiye edeceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Öte yandan partiden kopmalar daha da hızlanmış durumda. En son Perinçek’in hakkında pek çok övgülü açıklamalar yaparak partisinin kurumlarının en önemlisi Görev Vakfı başkanlığına getirdiği Mustafa Pamukoğlu istifa etmiş bulunuyor.

İŞKENCELERE TESLİM OLMAYAN İRADE: MEHMET BEDRİ GÜLTEKİN


Perinçek’in başkanı olduğu bütün partilerde yüksek görevi olan Gültekin, merkez komitesi, başkanlık kurulu üyelikleri ve İşçi Partisi’nde genel sekreterlik yaptı.
12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde cezaevlerinde ve sıkıyönetimdeki en gaddarca işkencelere karşı koyuşuyla ve direnişiyle ünlenip saygı gördü.
1953 Tunceli, merkeze bağlı Gömemiş köyünde doğan Mehmet Bedri orta halli bir köylü ailesi olan Yusuf ve Fatma Gültekinlerin 10 çocuğundan dördüncüsüdür. İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi Tunceli’de okudu. 1969-70 öğretim yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne girdi.Gültekin daha lise yıllarındayken sosyalist fikirlere yakınlık duydu. Bunun sonucunda Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne girdiği yıl, Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu (Dev-Genç) bünyesindeki ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübüne üye oldu. Devrimci gençlik hareketi içinde aktif olarak yer aldı.
12 Mart askeri darbesinden sonra Gültekin, askeri rejime karşı örgütlü mücadele etmek gerektiği düşüncesi ile Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi saflarında yer aldı. 4 Mart 1972 günü Urfa’nın Siverek ilçesinde gözaltına alındı, tutuklandı. Diyarbakır ve Mamak askeri tutukevlerinde toplam iki buçuk yıl hapis yattı. Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi Davası’nda yargılandı. Mahkemede yaptığı savunma ve konuşmalardan dolayı hakkında toplam 70 yıla kadar hapis cezasının istendiği çeşitli “hakaret ve mukavemet” davaları açıldı. Gültekin bu arada yargılandığı ana davadan 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.
Ecevit Hükümeti 1974 Baharı’nda af yasası çıkardı. Siyasi davalardan hükümlü ve tutukluları kapsam dışında bırakan af yasası Temmuz 1974’te Anayasa mahkemesi tarafından iptal edildi. Mehmet Bedri Gültekin bunun üzerine diğer arkadaşlarıyla birlikte 12 Temmuz 1974’te serbest bırakıldı.
Gültekin 1974 Sonbaharında haftalık Aydınlık dergisinin yayınlanmasında görev aldı. Tunceli’de derginin bürosunu açtı. Çok geçmeden derginin bütün büroları polis tarafından basıldı. Dergi çalışanlarından bir kısmı tutuklandı. Gültekin hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. Gültekin’in Aydınlık davasından yargılanması 1977 yılına kadar sürdü ve beraat kararı ile sonuçlandı.
1978 yılında Türkiye İşçi Köylü Partisi’nin kurulmasından sonra Gültekin bu Parti’nin çeşitli kademelerinde görev aldı. 28-29 Ocak 1980 tarihlerinde yapılan partinin birinci kongresinden sonra Merkez Komitesi’ne ve Başkanlık Kurulu üyeliği’ne seçildi.
12 Eylül askeri darbesinden sonra Gültekin ve arkadaşları hakkında askeri yönetim tarafından gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. Gültekin, 4 Kasım 1980 günü gözaltına alındı. Mamak Askeri Tutukevi’nde ve o zamanlar parti yöneticileri için tutukevi olarak kullanılan askeri dil ve istihbarat okulundaki tutukluluk yıllarından sonra Kasım 1984’te tahliye oldu. Gültekin, Türkiye İşçi Köylü Partisi Davası’ndaki yargılanmasının sonucunda 8 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca ömür boyu siyasi haklarından yasaklandı.
Gültekin, 1978 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kayıt yaptırdı. Bu okulu 1985 yılında bitirdi.1984 yılında tahliye olmasından sonra aylık olarak yayınlanan Saçak dergisinin yazı kurulu üyesi olarak çalıştı. Arkadaşları ile birlikte haftalık bir haber yorum dergisinin yayınlanması hazırlıklarını yürüttü. Bu çalışmanın sonrasında 2000’e Doğru dergisi 1987 yılında yayın hayatına başladı.
1987 Mayısı’nda askere gitti.
Gültekin, 1989 yılında 2000’e Doğru dergisinin Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı olarak Diyarbakır bürosunu açtı ve iki yılı aşkın bir süre bu bölgede görev yaptı.
1991 yılında Türk Ceza Kanunu’nun 141. Maddesi yürürlükten kaldırıldı. Böylece Gültekin hakkındaki ömür boyu siyaset yasağı da kalkmış oldu. Gültekin bunun üzerine Sosyalist Parti’ye üye oldu. Bu partinin Temmuz 1991’de yapılan 2. Kongresi’nde Merkez Komitesi ve Başkanlık Kurulu üyeliğine seçildi. Parti’nin Genel Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi. Aynı yıl yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde Parti’nin Tunceli Milletvekili adayı oldu.
Sosyalist Parti 1992 yılında Kürt meselesinde savunduğu çözüm önerilerinden dolayı Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı.
Gültekin ve arkadaşları bu karardan sonra İşçi Partisi’nin kuruluşunu gerçekleştirdiler. Gültekin, İşçi Partisi’nde de Merkez Komitesi ve Başkanlık Kurulu üyesi oldu ve Genel Başkan yardımcılığı görevini yürüttü.1994 yılında yapılan 3. Genel Kongreden sonra Parti’nin genel sekreterlik görevini üstlendi.
1998 Eylül’ünde, Gültekin’in Genel Sekreteri olduğu İşçi Partisi 24 Eylül 1998 günü Parti’nin toplam 540 örgütü aynı saatte 15 binden fazla güvenlik görevlisi seferber edilerek basıldı. Bir PKK ile ilgili bazı belgeler gerekçe gösterilerek yapılan baskın sonucunda Parti genel Başkanı Doğu Perinçek ve Genel Sekreter Mehmet Bedri Gültekin gözaltına alındı.
Yargılama sonucunda Gültekin 2 ay tutuklu kaldı.
Gültekin, sarı basın kartı sahibidir ve İngilizce bilmektedir.