Nida Ateş okuduğu zaman

Diğer bir meziyeti kökene iner. Bir eseri lap diye alıp okumaz. Yayılan çeşitli türkü versiyonları arasında mekik dokur, ince nakış gibi işler. Özgün dile sadık kalır. Bazı eserler, özellikle yaşamayan ozanların eserleri birden çok değişik şiir yazılımlarıyla okunmaktadır. Nida Ateş doğrusunu bulup okur

 

 

SAMİ GÜNAL

Çok sevdiğiniz türküler vardır fakat olur olmaz gerekmeyen kimi ağızlarda sakız gibi çiğnenmesinden dolayı sevginiz talaşlanmaya başlar. (Buna soğuma, diyelim.) Sevgi taşıyıp haz duyduğunuz bu tür müziklerden biri olan “Şifa İstemem” deyişi ki bir de Nesimi eseri olursa üzerine düşen talaşlara aldırış etmezsiniz. (Ozandan ozana çağrışım yapmışken eksiksiz sevdiğim Meluli Baba’yı da anayım.)

Tıpkı yazı gibi, yazılan şey herkesin bildiği “şeyler”dir ama onu zaten bildiğim şeylerdir, dedirtmeden okutanlara “yazar” denir ya ha işte müzisyen de öyle bir adamdır. Haz dünyanızdaki talaşlanmaları süpürür atar.

Ah ah, Nida’nın elindeki şu divan sazı! Beni bana pek verenimdir. Mesela gözünü sevdiğimin şu divan eşlikli bozlakları sizi hâlden hâle sokar da çıkartır. Bozlaklar, benim içinse ruhu sağaltım ocağıdır.

Aslında Nida’nın elindeki tam divan olmayıp düzenlemesini kendisinin yaptığı has ses renkleri olan divandan küçükçe özel bir sazdır.

Nida’nın çalıp söylediği deyişi şimdiye kadar divan eşlikli dinlemiş miydim, anımsayamadım. Bilen bilir anımsayamayışımı bunaklığıma versinler.

Sevgili Nida Ateş sıradan bir okuyucu sanatçı değildir. Ne var bunda ki gelin ben de size okuyayım, diyebilirim densizce. Hadi okudum ama alışılagelen tarzda düz okurum.

Fakaaat Nida Ateş otantikliğini bozmadan kendine özgü yorum/üslup katmış. Bi güzel olmuş ki plaj yolunda sabah sabah evire çevire birden çok dinledim.

Bakınız işte olur olmaz ağızlardan bıkmışken Nida’dan defalarca dinleyişim haz dimağımda talaşlanma dediğim bir tatsızlık, kekremsilik oluşturdu mu? Ne münasebet! Aman türkü severim diye her adamı dinlemeyiniz kulağınızın tadı bozulur.

Müzikte vurgu çok önemlidir. Bilirim ki Nida, gramer düşkünü, “takıntılısı” olmasının yanında halk edebiyatının bir kolu olan âşıklık geleneğinin (Ki bir âşık/ozan oğludur kendisi.) temeli olan öz/duru Türkçe sevdalısıdır.

Yeri gelmişken bu niteliğine denk düşen titizliğini örnekleyeyim. Zaman zaman yazılarımın arasında dil bilgisi hafiyeliği yapar. Çok hoşuma gider böylesi bilinçli-duyarlı okuyucular.

Demem o ki türkülerinde her heceyi anlamına ve vurgusuna uygun olarak okur. Diğer bir meziyeti kökene iner. Bir eseri lap diye alıp okumaz. Yayılan çeşitli türkü versiyonları arasında mekik dokur, ince nakış gibi işler. Özgün dile sadık kalır. Bazı eserler, özellikle yaşamayan ozanların eserleri birden çok değişik şiir yazılımlarıyla okunmaktadır. Nida Ateş doğrusunu bulup okur.

Bu Nesimi deyişini farklı üslup ve tatta dinledim. Sabah ılgınını ve deniz-plaj yolunun doğurduğu hoşluk içinde Nida’yı arayıp tebrik mahiyetinde kahvaltı öncesi kafasını kulağını şişireyim, istedim. Sonra dur ya torpil morpil geçersin, acele etme bir sağlama yap, dedim kendi kendime.

Sağlamayı nasıl ve neyle yapacaktım ki?

İki gündür değerli müzik adamlarımızdan Doğan Elmalı ve mahiyetindeki eş-dostlarıyla benim malikane (çadır) etrafında yarenlik hâlindeyiz. Aşağılanmış benliklerini yüceltmek için boşboğaz kontenjanından laf atanlardan, esrarcılardan, balicilerden, tacizcilerden, hırsızlardan ki aldığım kimi tedbirlerle dokunulmazlığım olduğu hâlde bunalmışken iyi geldiler.

Doğan Hoca’nın müzik kitapları ve yetiştirdiği 9-10 bin öğrencisi var. Leheee, müzik adamlığından öte ideolojisiyle övünen bir âdem. Takmış bir kere örgütlülüğe (Aman ha yanlış anlaşılmasın. Yasal STK aktiviteleridir kastım.) Zaman zaman hoş edalar içerisinde çekiştik de. Özellikle kendi kök kültürüne karşı olan realiteler üzerinde konuşurken olanla olması gerekeni ayırtmadığı için naif edalı ideolojik değerlendirmeleri var bunların, şeklinde dokundurmalı şaka ağızlı takılmalarım oldu. Sonuçta tartışmalarımızdan çok memnun kaldım.

Ha işte Nida’nın eserinin sağlamasını Doğan Hoca’yla yaptım. Ya Hoca’m, Nida dostumdur, torpil geçip diğer müzik adamı dostlarımız nezdinde yağcı olmayayım diye size bir öğrenci gibi sorularım olacak, dedim. Sorduğumda duygu ve düşüncelerimi yerinde buldu.

İşte şu yazdıklarıma geçer not verince taltifimi sözle yapmaktansa bir gün Nida’yı da yazsam, diyen sızlanmalarımı da böylece gidermiş oldum. Oh be!

 

https://www.youtube.com/watch?v=2sUTrsXHiOA

paylaşmanız için