Müddei Reis ve İnkâr ederken İkrar eden Vatanperverler

Aslında buraya kadar bile az buz faydası olmadı. Hiçbir işe yaramamışsa muhayyel “Türk Devlet Aklı” kavramını dümbür dedik etmeye yaramıştır. Ortada devlet kalmamış ki onun bir aklı olsun

 

RİFAT KORUR

MARİNAYA ÇÖKTÜM DE MEHMEDİM
AMAN KOPTU KIYAMET

Müddei Reis: Bodrum Yalıkavak Marinanın sahibi Azeri iş adamını Mehmet Ağar ve oğlu Tolga Ağar FETÖCÜ diye içeri attırdı. Mehmet Ağar yönetim kurulu başkanı oldu. Marina’yı o yönetiyor. Bunlar Marina’ya çöktüler

1.Vatanperver Mehmet Ağar:Benim bu vatan için neler yaptığım gün gibi ortadadır. Marinanın sahibi şirketin yönetim kurulu başkanlığına rica ettiler oturdum. Ben olmasaydım buraya mafya çökerdi

NARGİLEMİN MARPUCU GÜMÜŞTEN
ŞİMDİ GELDİM ÖTÜŞTEN

 Müddei Reis: Beni “hakkında soruşturma var, ülke dışına çık, bir süre sonra dönersin” diye Soylu uyardı. Bunu da akrabam Reşat Fazlıoğlu aracılığı ile yaptı. Ayrıca Hadi ve Süleyman Özışık kardeşler arada bağlantı kuruyordu. Bana yakında dönebileceğim söylenmişti. Onun yerine evimi bastılar.

2.Vatanperver Süleyman Soylu: Asla bu pislikle mafya bozuntusu ile irtibatım olmadı. Hadi bey de Reşat bey de benimle Peker hakkında konuşmadılar. Reşat beyi tanırım. Onun Peker ile görüştüğüne ihtimal vermem.

3.Vatanperver Hadi Özışık: Benim Soylu ile Peker arasında bağlantıyı kurduğumu söyleyen namussuzdur şerefsizdir. Daha fazla ileri gitmesin diye Peker’i sakinleştirmeye çalıştım.

Yalanı nargile dumanları arasında en fazla bir iki saat sürdü. Peker hem Hadi’nin hem de ihanet edeceğini ve Soylu’yu doğrulayacağını öğrendiği ve daha önce “sakın yapma” diye uyardığı akrabası Reşat’ın görüşme kaydını yayınlıyor. Özışıklar sahneyi terk ediyorlar. Özışıklara deve yükü ile para kazandıran merkez medya bunları sepetliyor. “Yüce Rabbim seni bize bağışladı” diyerek Hadi’ye geçmiş olsun dileyen Soylu, bir ay geçmeden aynı adamı savcılığa veriyor. Peker’e “Nasılsın Reisim” diyen Reşat ise hiç ortalığa çıkamıyor.

BEN DÖVMESEM SEN DÖVMESEN
NASIL ÇÖKER KARANLIKLAR AYDINLIĞA

Müddei Reis: AKP milletvekili ve MYK üyesi dostum benden hem Fevzi İşbaşaran’ın dövülmesini istedi, hem de Hürriyet gazetesinin basılmasını istedi. İşbaşaran’ı avukatıma dövdürdüm. Adamlarımı gönderdim Hürriyet’i bastık. Aydın Doğan medyasını bırakıp kaçtı. Demirörenler böylece medya sahibi oldu. Oturdukları yerde benim hakkım var.

2.Vatanperver Süleyman Soylu:Peker’den her ay 10 bin dolar maaş alan milletvekili var

PUDRA ŞEKERİ

Müddei Reis: Geçen sene Kolombiya’da bir konteynerde 4,9 ton kokain ele geçiriliyor. Bu konteyneri İzmir limanında bir Türk firmasının teslim alacağını Kolombiyalı güvenlik kurumları açıkladı. Bu durumda yeni bir güzergâh belirlemek ve Kolombiya limanları yerine Venezuela üzerinden taşımak için Eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım Karakas’a gitti organizasyonu yaptı. Karakas limanında yer kiraladı

4.Yardımsever Vatanperver Binali Yıldırım: Evet. Oğlum Karakas’a gitti ama Corona salgınına karşı yardım için maske ve temizlik malzemesi götürdü

BUL KAROYU AL PARAYI

Müddei Reis: Kokain trafiğinde İzmir limanı yanında, Mersin Limanı, Yalıkavak Marina ve Kıbrıs da kullanılıyor. Hepsinin ortasında da Kıbrıslı kumarhaneci-bahisçi Halil Falyalı var. Falyalı hakkında ABD Uyuşturucu Önleme Komitesinin raporu var. Falyalı Kıbrıs’taki bütün siyasilerle al takke ver külah ilişkiler içinde onları kendisine bağlamış.

5.Vatanperver Halil Falyalı: Evet DIA’nın raporunu biz de gördük ama hakkımda kırmızı bülten yok. Ailem milliyetçi bir ailedir Türk Mukavemet Teşkilatının başından beri içindedir. 11 ülkede lisansım var bahis (kumar) oynatıyoruz. Hepsi yasal. Kıbrıs davasına çok emek vermiş Kıbrıs’ta bilinen önde giden bir aileyiz biz. Ben bu yüzden herkesle görüşürüm. Siyasilerle görüştüm. Görüşürüm. Bundan sonra da görüşeceğim.

SAINT BARNABAS OUT
SAINT KORKUT EKEN İN

Müddei Reis’in biraderi Atilla Peker: “Abim bana görev verdi. Korkut Eken ile birlikte Kutlu Adalı’yı öldürmek için Kıbrıs’a gittim. Önce bana Jeriko marka silah verdiler. Korkut Abinin elinde bir bond çanta vardı. Albay Galip Mendi bize Toros araba verdi. Eken de bana o bond çantadan Uzi marka silah verdi. İki gün Kutlu Adalı’yı öldürmeye çalıştık. Ama evi hep kalabalıktı. Bunun üzerine Korkut abi alay komutanına “bu adamın yolunu kesip kışlaya getirtin ve bize teslim edin” dedi. Adalı’yı getirdiler ama etrafını bir sürü asker çevirmişti. Yanında da 15 yaşında bir çocuk vardı. Korkut Abi “ben sana böyle mi dedim, adamı bana gizlice teslim edecektin” diye azarladı. Mecburen gazeteciyi bıraktılar. Biz döndük. Sonra Korkut abi bana “merak etme Atilla o işi hallettik” dedi.

6.Vatanperver o zaman ki alay komutanı sonra Jand. G. Komutanı Galip Mendi: Evet saygı duyduğum kahraman bir subay abimiz olan Korkut Eken geldi. Yanında Atilla Peker vardı. O olduğunu sonradan öğrendim. Eken de bir bond çantası vardı. PKK’lılar varmış onları takip edeceğiz dedi. Toros araç verdim. Başka bir şey yapmadım. Bu konuda AİHM’de ifade de verdim.

7.Vatanperver Korkut Eken: Evet gittik E. Genel Md. M. Ağar’ın talebi üzerine Hasan Kundakçı Paşa “yahu PKK’lılar burada fink atıyor siz neredesiniz gelsenize” dediği için gittik. Yanıma Atilla’yı aldım. Çatışma olursa diye aldım. O zamanlar para ve eleman vermiyorlardı. Örtülü ödenek kullandırılmıyordu. Biz de mecburen dışarıdan eleman kullanıyorduk. Ben yıllarca dağlarda hainlere karşı vatanımı savundum. Her şeyim temiz alnım açık. Herkes birbirine sahip çıkıyor. Bizim gibi vatanseverlere kimse sahip çıkmıyor.

Peker Silivri Emniyet Müdürünün intiharı hakkında da bir şeyler söyledi ama o iddia hukuki olmaktan ziyade vicdani bir sorumluluk yüklüyor itham edilene. O yüzden bu hususu bu kadarla geçelim.

EHEMMİYETE HAİZ

Görüldüğü gibi Peker’in söylediği her şeyi, Yeldane Kaharman’ın ölümü ve tecavüz iddiası haricindeki her şeyi bir şekilde kabul ediyorlar. “Tamam, öyle ama bir de bize sorun neden öyle” diyerek top çevirmeye çalışıyorlar.

Gerçekten de şu ana kadar Peker’in söyledikleri arasından bütünüyle reddettikleri tek şey resmi raporlara intihar olarak geçen “Yeldane Kaharman cinayeti” iddiası oldu.

28 Mart 2019’da evinde ölü bulunan gazeteci ve öğrenci Yeldane’nin, Tolga Ağar’ı, “bana tecavüz etti” diyerek jandarmaya şikâyet ettiği ve ertesi gün evinde ölü bulunduğu haberleri o zaman da çıkmıştı. Tolga Ağar bütün bu haberlere erişim yasağı koydurmuştu. Daha sonra “haberlere erişim yasağı kondu” haberinin kendisine de erişim yasağı koydurdu.

Yani bu iddiayı ilk Sedat Peker söylemedi. İki yıl sonra o “evet böyle olmuştu” diyerek destekliyor sadece.

Şimdi:

Peker bir nedamet ve pişmanlık krizi sonrasında doğru yolu bulduğu için mi, kendisini topluma affettirmek için mi dökülüyor?

Ne münasebet!

Peki, muhatapları ile pazarlık yapmaya, onları sıkıştırmaya, şimdiki tasfiye edilmiş olma durumunu değiştirmeye mi çalışıyor?

Elbette!

Eğer, “tamam daha ileri gitme seni hoş tutacağız” mesajını ve güvencesini alırsa ifşaatlarını bıçak gibi keser mi?

Kesinlikle!

Ama bu biraz da güvenceyi kimden alacağına bağlı. Kim bu güvenceyi verirse Reis onu bu vatanın fedaisi ve serdengeçtisi olarak taltif etmeye hazır olacaktır. Diğer ekibin ise Allah müstahakkını verecektir.

Biliyorsunuz, önce Soylu namı hesabına Damat beye dalmış gibiydi ki devre arasında taktik değiştirdi, Soylu’ya girişti. Ama en baştan bu yana, asrın lideri ve herkesin reisi olan Cumhur Reisi hoş tutmaya onunla papaz olmamaya gayret ediyor. Beştepe’ye çaktığı manyellerin haddi hesabı yok. Oradan gelecek minnacık bir teveccüh işareti Reisimizi kanatlandıracaktır.

Ama bizim devlet aklı öyle bir sekman sıyırmış ki, Reisimiz sahipsiz kalabilir. Bubi tuzağı ile tuzaklanmış bir dizi mayın gibi herkesin birden kafasını gözünü dağıtabilir.

Ve inşallah böyle olur.

Çünkü yukarıdaki özetten de anlaşılabileceği gibi Reis daha pek çok şeyi açığa çıkarabilecek, inkarı zor ifşaatlar yapabilecek ve âlemi yakabilecek bir kişi olarak temayüz ediyor. İşin hoş tarafı bunları dinletebiliyor ve inandırabiliyor.

Aslında buraya kadar bile az buz faydası olmadı. Hiçbir işe yaramamışsa muhayyel “Türk Devlet Aklı” kavramını dümbür dedik etmeye yaramıştır. Ortada devlet kalmamış ki onun bir aklı olsun.

Ayrıca Peker, bence Kılıçdaroğlu gibi adamların, Erdoğan rejimini ayakta tutan kadrolarla anlaşmaya gitmesi ve onlara yargılanmama güvencesi vermesi yolunu da tıkıyor.

Kokain ticaretinin, cinayetin neresine sünger çekip beyaz sayfa açacaksınız?

Öyle bir ufunet birikti ki, o Kılıçdaroğlu zekâlısının “devri sabık yaratmayacağız herkes işine devam edecek” türünden güvenceleri zaten bir işe yaramayacaktı ama Peker’den sonra asla gerçekleştirilemeyecektir.

Daha önce olsaydı, ekonomi tıkırında olsaydı mesela, milletimiz, göbek tokuşturarak çökülen marinaları, lüks arabalarda çekilen kokaları, pandemiden münezzeh nargile kafeleri filan umursamayabilirdi.

Ama milletimizin ruh hali şu sıralar buna müsait değil pek ve kendisinin bu süreçteki sorumluluğunu ve hatta suç ortaklığını hiç aklına getirmeden gövdesini parçalayacak kellesini alacak adam arıyor.

Aziz milletimize gerçekten bütün sorumlular bütün suçlular olmasa bile bir kaç vezir, kazasker, yeniçeri ağası hatta bir iki vezir-i azam sunmak gerekecek. O da kesmezse artık ne olur bilemem.

İşbu ahval ve şerait altında Peker’in açıklamalarının bir önemi olmadığını hangi aklı başında muhalif iddia edebilir?

Ne söylese kârdır. Hatta “beni Cumhurbaşkanımıza düşman etmeye çalıştılar. Ama ben büyük resmi gördüm büyük oyunu bozdum dese bile kârdır. Bu saatten sonra övse de bir, gömse de bir.

O halde:

Laissez faire! Laissez dire!

MEDET Mİ BUYURDUNUZ?

Valla işin bu kısmını da evden işe işten eve giden kendi halinde modernist ahaliyi, bir “ülkücü organize suç örgütü liderinden” medet umar hale getiren muhalefetteki Seydişehir beyleri düşünsün.

 

PAYLAŞMAK İÇİN