Keyfimizi, neşemizi, yaşamımızı bitiriyorlar!

Bodrum o eski bildiğiniz Bodrum değil, o sokaklarda şarkı söyleyerek gezdiğimiz yerde çıkan aşiret kavgasında… Yanlış okumadınız aşiret kavgası: 4 ağır yaralı var. 1 + 1, köhne bir yer 5 bin TL. kira. Trafik facia… Bir yere gidip oturmanın tanıdık işi hesabı ise… 

HİCRAN AYDOĞDU
Başlayamıyorum!
Başlamak bitirmenin yarısıdır derler ya, işte bu aralar benim sorunum da bu; başlayamıyorum! Daha doğrusu başlamaya değer bulmuyorum. İsterseniz baştan başlayayım anlatmaya ama baştan söyledim, başlayamıyorum diye. Başlayamazsam kızmayın, başlayıp bitiremezsem de yine kızmayın.
Atayım şu ölü toprağını üzerimden, neşeli şeyler konuşmaya, mutlu Bodrum hikayeleri anlatmaya artık başlayayım diyorum… Başlayamıyorum.
Bodrum’da enflasyon, patlıcanın fiyatı, ev sahipleri ve benzin haberleri olmasa konuşacak bir şey yok, kalmadı. Kimsenin de neşeli şeyler konuşacak hali yok inanın bana. Buraya yerleştiğimde Ankara’daki dostlarımı da peşimden getirmek için çok uğraştım. Sabah sabah dalga sesleri dinlettim. Her gün deniz, kano, sahilde kahve, deniz kenarında kahvaltı fotoları paylaştım ama emin olun bu, sadece başka bir yaşam daha var, orada mutsuz yaşamayın, şairin dediği gibi; başka yerde nur içinde yatacağına burada nur içinde yaşarsınız, demek istedim, isterseniz olur, hadi gelin… demek istedim. Ne yalan söyleyeyim birkaç kişiyi de kandırdım, geldiler, kendilerinden çok özür diliyorum. Çünkü ben bu cennetin bu kadar kısa sürede üç kuruş paraya satılacağını, insanların paraya tapacağını, bu kadar rezil şekilde didik didik edileceğini düşünemedim.

Bu fiyatlara kim dayanır?
Artık kimseye gel demiyorum çünkü düzgün yaşayan, sanatla uğraşan, kitap okuyan insan için artık bir Bodrum hayali yok. Diyelim ki bugün pazar, uyandınız, canınız evde değil de dışarda kahvaltı yapmak istedi. Sadece zeytin peynir reçel yumurta, işletme bonkör davranırsa iki de sigara böreği koyuyor yanına al sana kişi başı 100 Tl. Karı koca gittin oldu 200 Tl… E, üzerine bir Türk kahvesi içmek lazım şöyle denize karşı değil mi ama, ikram kahveleri unutun kahveye zam geleli beri işletmeler size kahve ikram etmiyor, belediye kafe’sinde bile 15 TL olmuş iki kişi git 30 TL Maazallah bir de tanıdık gelir, ikram etmek gerekir, Allah korusun!
Tiyatro sinema unutalı çok oldu, biletleri 100 liradan başlıyor. İki kişi git: 200 Tl.
Hadi bir kaçamak yapalım, dost bir meyhaneye gidelim, iki tek atalım dedin, maliyet 500 TL.
Bodrum’da aşiret kavgası
Üstelik Bodrum o eski bildiğiniz Bodrum değil, o sokaklarda şarkı söyleyerek gezdiğimiz yer Teksas’a döndü. Dün tam merkezde bisiklet yüzünden çıkan kavgada bisiklete binen genç bir adamın ayağına sıkıldı. İnanmayan baksın haberlere.
Bir gün önce çıkan aşiret kavgasında… Yanlış okumadınız aşiret kavgası yazdım; çünkü aşiretten iki karşıt grup Bodrum’ un göbeğinde birbirine girdi, 4 ağır yaralı var.
Sabahlara kadar eğlenilen turizm cennetinde hepimiz Sindirella gibiyiz, ayakkabımız elimizde en geç 24:00’da evdeyiz. Kurulmuş oyuncak maymunlar gibi “saat gelmeden” hesap istiyorsun mekanlarda. Sonra in cin top oynuyor.
Sokaklarda müzik yok müzik. Sokakta şarkı söylemek yasak. 24:00’dan sonra her türlü müzik yasak. Geçti o mekan önlerinde sirtaki yapılan, yoldan geçenlerin bile katıldığı eğlenceli akşamlar. Adım başı bir ünlü gördüğün Bodrum değil bu Bodrum.
Ev sahipleri, evleri, kiralar
Ev sahiplerinin gözünü para bürüdü. Dolar dolar bakıyor hepsi En düşük kira 5000 TL. 5000 deyince öyle 3+1 deniz manzaralı evler geliyor aklınıza değil mi? Yok değil! 1+1 izbe kümes gibi yerlerden bahsediyorum. Mesela 13 yıldır oturduğumuz ev, sahibi “tadilat yapacağım, siz benim çocuklarımsınız, bana 2 ay müsaade edin, bi pansiyonda idare edin.” dedi, tadilat biter bitmez eve geri döneceğiz hayallerimiz ile eşyaları bir depoya taşıdık, bir odalı bir yere geçtik ve biz evi boşaltır boşaltmaz ev sahibimiz evi ikiye böldü, yazlık kiraya vermek için hazırladı ve bizi de her yerden engelledi.
Denetim yok. İnanmayacaksınız ama kirada olup Bodrum’da yaşayan herkes ev arıyor, köylerde bile evler 3000 TL den başlıyor. Başlıyor diyorum, çünkü sonu yok, herkes evini 15, 20 25 binden kiraya verme derdine düştü, kiracısının boğazına yapıştı.
Öte yandan, trafik korkunç mesela.
Bodrum’da korna sesleri trafik kavgaları, yolda önünü kesen dilenciler var artık. Kaçtığım büyükşehir kabus gibi peşimden geldi yani. Yemyeşil koylara inşaat yapılıyor haberi geliyor Ellerde pankartlar koşuyor insanlar,  kalan son yeşillere sahip çıkalım diye. İyi insanlar koy koy temizlik yapmaya giderken cebinde parası olan gelip betonu dikiyor güzelim yerlere. Bodrum’da hem çalışan hem de yaşamaya çalışan insanlar ev bulamıyor, hepimiz şaşkınlıkla izliyoruz, cepleri para dolu bu adamlar nereden gelip nasıl tutuyor bu evleri diye.
Kimin yanına gitsem keyifli sohbetler bitmiş ya ev arıyor ya geçinemiyor. Bitti artık en son izlenen film, en son gidilen konser konuşmaları…
Beslenemiyoruz
Bedeni beslemekte zorlanıyoruz ayrı, ruhumuzu da besleyemiyoruz. Bodrum’un simgesi mekanlar, 30 yıllık mekanlar kapanıyor bir bir. Şehirde azıcık yeri olan otoparka çeviriyor. Mandalinalar zeytinler acımadan kesiliyor, beton dikiliyor yerine. Yüreğimize dikiyorlar o betonu biz bir şey yapamıyoruz. Hepimizin çocukları yurt dışına gitme hayali kuruyorlar. Bebelerimizi alıyorlar elimizden daha ötesi var mı? Başlamak bitirmenin yarısı demiştim başlarken, başladılar ve bitiriyorlar hepimizi. Keyfimizi neşemizi yaşamımızı bitiriyorlar. Ve bizler yeni hiçbir şeye başlayamıyoruz.
Hicran Aydoğdu
Paylaşmanız için