“Hiçbir bilgisayarın taklit edemediği kara büyü ustası”

Sismografide ”süreksizlik teorisi”nin yaratıcısı sismolog ve jeofizikçi Inge Lehmann adını Danimarka’da yakın zamana kadar duyan çok az insan vardı. Kadın hakları savunucularının çabaları Lehmann’ı gün ışığına çıkardı. Dünya deprembilim tarihinde önemli bir yer edinen Lehmann’ı konu alan bir kitaptan sonra şimdi de bu matematik dehasının hayatı bir tiyatro oyunu olarak seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor.

HATİCE BEKTAŞ

”Dünya’nın yerkabuğunun altında sıvı halde bir dış çekirdeği
ve katı halde bir iç çekirdeği vardır.”

Bu yazımda 1936 yılında ortaya koyduğu bu tezle dünya bilim tarihine adını yazdıran sismolog ve jeofizikçi Inge Lehman’dan bahsedeceğim. Inge Lehmann bu teoriyi ortaya koyana kadar dünyanın yerkabuğunun altında sadece sıvıdan oluşan bir iç çekirdeği olduğu varsayılıyordu. Bugünkü bilim henüz içeriğini tam olarak çözememiş olsa bile, demir kristallerinden oluşan katı bir iç çekirdeğin varlığını kabul etmiştir. Bilgisayarların bile yapamayacağı kadar hassas bir metodla sismoloji alanında devrim yaratan bu bilim insanının teorisinin ciddiye alınması ve bilim insanı olarak kabul edilmesi çok uzun yıllar aldı.

 

Kadın olduğu için uzun bir süre ciddiye alınmayan Lehmann kendi ülkesinde, Kopenhag Üniversitesi’nde ders vermek için emekli olana kadar beklemek zorunda kaldı.

104 yaşına kadar yaşayan, 99 yaşına kadar araştırmalarını sürdüren ama Kopenhag Üniversitesi’nde ders verilmesine izin verilmeyen, fahri doktorluk ünvanı için 1967 yılına kadar beklemek zorunda kalan Danimarkalı bir bilim insanı Inge Lehmann. Zamanın en iyi bilim insanlarından birisi olmasına rağmen, Niels Bohr, Tycho Brahe ve Ole Rømer gibi bilim insanlarını neredeyse bütün dünya tanıdığı halde Inge Lehmann adını duyan çok az insan vardır.

Kadın olduğu için uzun bir süre ciddiye alınmadı

Inge Lehmann 1888 yılında Kopenhag’da doğdu. Babası deneyimsel psikolojinin önemli araştırmacılarından profesör Alfred Lehmann’dır. Küçüklüğünden beri çok hassas olan bünyesi önüne engeller çıkarsa da babasını rol model olarak alan Inge Lehmann için bilim her zaman vazgeçilmez oldu. Özellikle matematik konusundaki dehası daha ilkokul çağlarında dikkat çeken Inge Lehmann’ın hayatı her şeye rağmen bilime hizmet etmekle geçti. Boş zamanlarında yaptığı bilimsel deneyler ve hesaplarla bulduğu teorisi, kadın olduğu için uzun bir süre ciddiye alınmadı, yine kadın olduğu için kendi ülkesinde ders vermek için emekli olana kadar beklemek zorunda kaldı.

Inge Lehmann kız ve erkek öğrencilerin aynı eğitimi aldığı, erkek çocukların yemek yaptığı, kız çocukların futbol oynadığı, öğrencilerin cinsiyet, sosyal sınıf ya da etnik kökenine bakılmaksızın sadece kişisel becerilerinin önemli olduğu modern bir okul sisteminde temel eğitimini tamamladı.

Dünya’nın merkezinde yer alan demir çekirdeğin, gezegenimiz ikiye yarılacak olsa kabaca nasıl görüleceğinin sanatsal bir gösterimi-Matthew Attard.

1907 yılında Kopenhag Üniversitesi matematik bölümüne başladı, 1910 yılında ise İngiltere’nin prestijli üniversitelerinden Cambridge Üniversitesine kabul edildi. Ancak Cambridge Üniversitesinde kız ve erkek öğrenciler eşit haklara sahip değillerdi. Erkek ve kız öğrenciler birlikte derslere katılamıyorlar ve bir arada çalışmalarına izin verilmiyordu. Kız öğrencilerin eğitimi ciddiye alınmıyordu. Alışkın olmadığı bu okul sistemi yüzünden bir yıl sonra okulu bırakmak ve ülkesine geri dönmek zorunda kaldı. Niels Bohr (Danimarkalı Fizikçi) ile burada tanıştı ve arkadaş oldu. İleriki yıllarda ters düşseler bile o yıllarda yakın arkadaştılar.

35 yıl sonra haklı çıktı

Danimarka’ya döndükten sonra sağlık nedenlerinden dolayı bir süre eğitimine ara verdi ve beş yıla yakın bir süre aktüer[1] olarak çalıştı. 1918 yılında  Kopenhag Üniversitesindeki eğitimine geri döndü. 1920 yılında matematik ve fizik uzmanı olarak mezun oldu. Hamburg’ da bir yıllık mastırını tamamladıktan sonra Kopenhag Üniversitesinin Jeodezi[2] Enstitüsünde asistanlığa başladı. Profesör Niels E. Nørlund ile birlikte dünyanın en hassas sismoloji istasyonlarından birini kurdu.

Bu dönemde sismoloji dünyada büyük bir dilim dalıydı ancak Danimarka’nın bu konuda tecrübesi yoktu. Danimarka ve Gröndland’daki depremleri incelemek ve takip etmek üzere kurulan sismoloji istasyonunun  sorumluluğu İnge Lehmann’a verildi. Yanındaki birkaç kişiyle birlikte dünyadaki sismoloji uzmanlarının gözlemlerini incelemeye ve dosyalamaya başladı. Ancak elindeki verilerin detaylarını iş saatlerinin dışında kalan zamanlarında inceliyordu. Bu çalışmalarında depremlerin dünyanın sadece sıvı çekirdeğindeki hareketlerden olamayacağını, katı bir çekirdeğin varlığının olasılığı üzerinde düşünmeye başladı.

Dünyanın 1220 km çapında iç çekirdeği. Demir kristalleri ve nikelden oluşuyor ve güneşle aynı sıcaklıkta (5400 °C).

1927 yılında Prag’daki ”Uluslararası Jeodezik ve Jeofizik Birliği” nin toplantısına asistan kimliğiyle katıldı. Önde gelen sismologlardan Beno Gutenberg[3] ve Harold Jeffreys’inde katıldığı konferansta deprem dalgalarının dünyanın çekirdeğinden yeryüzüne çıkışındaki hareketleri tartışılıyordu. Bu konferansta fikrini bu iki bilim insanıyla tartıştı. Teori şüpheyle karşılansa bile Inge Lehmann’ın sismoloji alanındaki derin bilgisi dikkat çekti. 

Danimarka ve Grönland dünyanın büyük deprem bölgelerinin dışında kalıyor. Bu nedenle Inge Lehmann’ın gözlemleri ve önerileri alışkanlıkların dışında ve yenilikçi bir teoridir. 1936 yılında yayınlanan “P dalgaları” makalesi 1929 yılında Yeni Zelanda’da yaşanan depremin sinyallerinin ancak dünyanın içinde katı halde bir çekirdeğin varlığıyla açıklanabileceği savını öne sürdü. Bu o zamana kadar duyulmamış bir öngörüydü ve dünya sismologları arasında büyük tartışmalara yol açtı. Beto Gutenberg teorinin olasılığını hemen kabul etti ancak Harold Jeffrey bu konuda meslektaşıyla hemfikir değildi. Inge Lehmann’in teorisinin doğruluğu konusundaki tartışmalar 25 yıl sonraki Şili depremine kadar devam etti. 35 yıl sonra süper bilgisayar sistemi İnge Lehmann’ın haklı olduğunu kanıtladı.

Lehmann-Süreksizlik Teorisi

Ancak Inge Lehmann’ın ünü bu teoriden daha çok deprem dalgalarının özelliklerinden yola çıkarak deprem bölgelerini bir bilgisayardan daha hızlı ve net olarak belirlenmesine yarayan metodlarına dayanır. Profesör Fransis Birch[4] 1971 yılında Bowie Madalyası’nı[5] takdim ederken Inge Lehmann’ı “hiçbir bilgisayarın taklit edemediği bir kara büyü ustası”  olarak betimler. Lehmann bu madalyayı alan ilk kadın bilim insanıdır.

1951 yılında, Amerikalı Jeofizikçi Maurice Ewing  Kopenhag sismoloji istasyonunu ziyaretinde Lehmann’ın yeteneğine hayran olur ve yeni keşfedilen “Lg dalgaları” nı incelemek üzere Americadaki Lamont Jeofizik Enstitüsüne davet eder. Lehmann Kopenhag Üniversitesi Jeofizik fakültesindeki profesörlük kadrosuna kabul edilmeyince emekliye ayrılır ve  Amerikalıların teklifini kabul eder. Kopenhag’dan askeri bir uçakla götürülür ve rahat etmesi sağlanır. Amerika’da kraliçeler gibi ağırlanır.

Lehmann. Danimarka’da bilim insanı olarak kabul görmesi uzun zaman aldı

Lehmann’ın sismoloji alanındaki metodları özellikle soğuk savaş döneminde yeraltı nükleer denemelerinde oldukça değer kazanır. Kanada ve Amerika’da sayısız konferanslara katılır. Şili depreminden sonra “Lehmann – diskontunietet”/Lehman-süreksizlik teorisini ortaya koyar. 1964 yılında Kolombiya Üniversitesi, daha sonra New York üniversitesi ona fahri doktorluk ünvanı verir. Ancak kendi ülkesinde başarılarının onaylanması için bir süre daha beklemesi gerekecek, oysa Amerikalı meslektaşlarının Kopenhag Üniversitesine başvuruları sonucu ”Danimarka Krallığı Bilim Altın Madalya” sına layık görülecektir.

“Inge Lehmann Madalyası”

Inge Lehmann’ın kendi ülkesinde bilim insanı olarak kabul edilmesi, matematiksel dehaya sahip bir kadın olarak erkek egemen toplumda kabul görmesi, Kopenhag Üniversitesi’nce fahri doktorluk ünvanına değer bulunması uzun zaman almıştır.

Lehmann’ın Kopenhag Üniversitesi’nin önünde, (diğer Danimarkalı bilim insanlarının yanı başında (Niels Bohr’un büstünün yanında) hak ettiği yeri alabilmesi için de ölümünün üzerinden (1992) 20 yıl geçmesi gerekmiştir.

Ama öte yandan da, ”Amerikan Jeofizik Birliği” 1996 yılından beri her yıl “Dünyanın dış ve iç yüzeyinin bileşenleri ve yapısının anlaşılmasına benzersiz katkı sunan” bilim insanlarına “Inge Lehmann Madalyası” veriyor.

Kopenhag Üniversitesi önündeki Inge Lehmann anıtı.

Servetini ”Danimarkalı Bilim İnsanları Vakfı”na, her yıl dönüşümlü olarak babasının anısına bir psikolog ve kendi anısına bir sismologun araştırmalarını desteklenmesi için bağışlayan Inge Lehmann adını Danimarka’da yakın zamana kadar duyan çok az insan vardı. Kadın hakları savunucularının çabaları Lehmann adına dikkat çekti. Dünya bilim tarihine ismini yazdıran Inge Lehmann’ın hayatını konu alan bir kitaptan sonra şimdi de bu matematik dehasının hayatı bir tiyatro oyunu olarak seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. Oyunda Lehmann’ı canlandıracak olan Iben Hjejle, bu bilim kadınının adını daha önce hiç duymadığını açık yüreklilikle dile getiriyor.

Hayatını ve bilimsel çalışmalarını konu alan konferanslar ve gösterimlerle ölümünden 20 yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra da olsa dünyanın tanıdığı ama Danimarka’nın ismini bile hatırlamadığı bu  bilim insanının başarıları gün yüzüne çıkarılmaya çalışılıyor.

Iben Hjejle, Inge Lehmann’ın hayatını konu alan tiyatro oyununda Inge Lehmann’ı oynuyor.

 


[1] Aktüer, bir olayın ihtimalini ve mali sonuçlarını değerlendirmek için istatistiksel teknikleri ve matematiksel becerileri kullanan kişiye verilen mesleki unvandır.

[2] Jeodezi, yeryüzünün ölçümleri ile ilgilenen bilim dalıdır. Yeryüzündeki ölçümler, noktalar, konumlarla ilgili bütün işlemler jeodezinin ilgili alanıdır.

[3] Beno Gutenberg  Californiya Teknoloji Enstitüsü profesörlerinden, “Richter ölçeği” gibi sismoloji alanındaki birçok buluşuyla ünlüdür.

[4] Francis Birch amerikalı jeofizikçi.

[5] Bowie Madalyası kapsamlı buluşlar için Amerikan Jeofizik Birliği tarafından verilen en büyük ödül.

Kaynaklar:

Kitap – Kvinde Kend din Historie – Gry Jexen
Den İnderste kerne – Lotte Kaa Andersen
Web: https://www.lehmann.ny-carlsbergfondet.dk/
htthttps://nbi.ku.dk/hhh/inge/lehmann/andet-kap/ps://evrimagaci.org/dunyanin-ic-cekirdegi-3650
https://www.experimentarium.dk/jorden/inge-lehmann-jordens-kerne/

 

PAYLAŞMAK İÇİN