Gö’meyon

Bu arada doktorun sabrına hayran kalmamak da mümkün değil. Olabildiğine sükunetle, teyzenin yapamadığı her eylemi, nezaketle kendisi yaptırıyor. Nihayet başını yerleştiriip gözlerini de açtırdıktan sonra (Gözlerini de açmıyor bu sakar hasta) denk getirebildiği kadarıyla muayene ediyor ama çok emin olamıyor. Çünkü doktora göre teyzemizin görüyor olması lazım

 

 

EMİNE SUPÇİN

Bu aralar aklım fikrim iyileşmek üzerine odaklı olduğundan mıdır yoksa hastanelerde fazla vakit harcamaktan mıdır bilmem, eski hastane anıları da depreşiyor. Özellikle geçen haftaki, şapkasını alayım derken düşüp kalçayı kıran Yalçın amca gibi tipleri anımsıyorum. Geçmiş yılların birinde de annemle, Tavas Devlet Hastanesi’nin göz servisindeydik.

Göz muayenesi var. Hastaları randevu sırasına göre, üçer üçer içeri alıyorlar. İçeri giren hastaların sırasıyla önce göz değerleri ve göz tansiyonu farklı iki makineyle ilgili hemşire tarafından alınıyor. Doktor alınan bu değerler ışığında kendi muayenesini de yapıyor ve ne gerekiyorsa reçete ediyor.

Biz içeri alınan üçüncü hastayız. Aynı sıralı işlemler annem için de başlıyor. Fakat ilk tetkiklerin yapıldığı oda ile muayene odası bitişik ve kapısı açık olduğu için bizden önceki hastalara doktorun yaptığı muayeneyi de görüyoruz.

Bizden önceki hastanın ilk sonuçlarını eline alan doktor, “Teyzecim, bu verilere göre senin görüyor olman lazım,” deyince dikkatimi çekti.

“Otur bakalım, bir de ben bakayım,” diyen doktor, ortalama 65-70 yaşlarında olan ve başını sürekli önüne eğik tutan teyzenin önce çenesini, ardından alnını muayene için uygun pozisyona getiriyor. Çünkü teyzemiz söyleneni anlamıyormuş gibi duruyor. Örneğin doktor alnını buraya yasla dediğinde o yaslamak yerine toslamak anlıyor. Çeneni şuraya yerleştir dediğinde burnunu deliğe sok anlıyor. Tam bir ‘tövbe estağfurullah’ durumu.

Bu arada doktorun sabrına hayran kalmamak da mümkün değil. Olabildiğine sükunetle, teyzenin yapamadığı her eylemi, nezaketle kendisi yaptırıyor. Nihayet başını yerleştirdikten sonra oradaki bir noktaya bakmasını söyleyen doktorumuz, gözlerini de açtırdıktan sonra (Gözlerini de açmıyor bu sakar hasta) denk getirebildiği kadarıyla (durumdan o anlaşılıyor) muayene ediyor ama çok emin olamıyor. Çünkü doktora göre teyzemizin görüyor olması lazım ama teyzemiz mütemadiyen, “Gö’meyon” (görmüyorum) diyor.

“Allah allah” diyor doktor. “Dur teyze, bir de şöyle deneyelim” diyerek, teyzeyi makineden ayırıp kendine çeviriyor.

Parmaklarıyla iki yapıp teyzeden biraz uzaklaştırarak soruyor:

“Teyze bu kaç?”

Başını yukarı kaldırmadan ve doktorun eline bile bakmadan yineliyor teyze. “Gö’meyon.”

“Teyze başını yukarı kaldır. Şimdi bak, bu kaç?”

Teyze bu kez yine gözleri kapalı, başı tavana dönük cevaplıyor:

“Gö’meyon.”

Bize göre seyirlik şamata olan bu olay doktoru çileden çıkarması gerekiyor ama o sabır taşı mübarek.

“Teyzecim gözlerini aç.” Nihayet açıyor gözlerini. Doktorumuz soruyor:

“Bu kaç?”

Teyze açılmış gözlerini anında tavana kaydırıyor ve malum cevabı veriyor: “Gö’meyon.”

“Görmen lazım teyze. Senin gözlerinde bir şey yok.”

“Gö’meyon.”

Doktor hemşiresine dönüp, “Damla damlatalım, daha geniş bir muayene edelim,” dedikten sonra sıradaki hastasına geçiyor. Bilenler bilir o damlalar damlatıldıktan sonra bir yarım saat beklenmesi gerekiyor. Bizim işimiz bitti çıktık. Bu yüzden muayenenin devamında ne oldu ben de bilmiyorum.

Doktorun sabrı alkışa layıktı. İlle de bile isteye görmez raporu almaya çalışan teyzemizin amacı neydi anlayamadım. Kim neden öyle bir akıl verdiyse, o gün orada kesinlikle görmediğini ispatlamak derdindeydi. Acaba devletimiz bu tür yaşlılara “Yaşlılık aylığı” yanı sıra engellilik ödemesi filan mı yapıyor diye geçiriyorum içimden. Bilmiyorum.

Ya da… Teyzemiz durma kendinden bir şeyler isteyen kocasından bıktı, ne isterse “Gö’meyon” diyerek ev içi görevlerden yırtmak peşinde. İhtimal. 🙂

Bildiğim tek şey işime gelmediğinde bundan böyle ben de “gö’meyon, duymeyon” diyeceğim. Size de tavsiye ederim. Karşındakini çıldırtmak için birebir teknik. Doktor yine de çıldırmadı ya, bravo!

 

paylaşmanız için