FETÖ’CÜ POLİSLER NİÇİN DARBEYE KATILMADI?

15 Temmuz FETÖ’cü darbe kalkışmasına ilişkin karanlıkta kalan o kadar çok soru vardır ki, ilk birkaçının yanıtlanması bile olayın gerçek görüntüsünü ortaya çıkarmaya yeter de artar. Bu sorulardan birincisi: “Devlet bu darbe kalkışmasından önceden haberli miydi, değil miydi” sorusudur.
İkincisi ise bugüne kadar sorulmayan: “FETÖ’cü polisler neden darbeye katılmadı?” sorusudur.

eskimiyen / HABER

15 Temmuz 2018’de Fethullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ) bir darbe girişiminde bulundu. Bu darbe girişimini fırsat bilen AKP iktidarı Cumhuriyet’in bütün temel değerlerini istediği gibi değiştirdi, T.C.’nin temel anayasal ilkelerinden Laiklik başta olmak üzere içeriğini boşaltmadığı hiçbir “kurucu değer” bırakmadı. Bizzat Recep T. Erdoğan “Ne istedilerse verdik” demişti. İşin en tuhaf yanı, darbenin belirleyicisi olan “Politik ayak” asla ortaya çıkarılmadı. FETÖ’cü darbe girişiminin manipüle edilen bir eylemlilik olduğu kuşkusu her geçen zaman, her yeni bilgiyle daha da güç kazanıyor. 15 Temmuz gecesinin üzerindeki sır dumanı rejim tarafından kaldırılmaya asla yanaşılmıyor.

O güne ilişkin en önemli sorunun birincisi: Devlet bu darbe kalkışmasından önceden haberli miydi, değil miydi, sorusudur.

14 Temmuz’da Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile MİT Başkanı Hakan Fidan’ın baş başa görüştüğü artık netleşen bilgidir. Genelkurmay başkanı ile MİT başkanının ne konuştukları değil ama neyi görüştükleri, kendilerine göre başka bir gündem içeriğiyle açıklansa da kamuoyu nezdinde apaçık ortadadır. Bunun itiraf edilmesi AKP rejiminin darbeyi önceden bildiği anlamına geleceği için ısrarla reddedilmektedir.
Ancak bu sorunun kaçışı yoktur, gerçek çok da uzun bir zaman geçmeden elbette ortaya çıkacaktır.

35 BİN FETÖ’CÜ POLİS DARBEYE NEDEN KATILMADI?
12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 darbelerini yaşamış kuşaklar darbelerde polisin rolünü çok iyi bilirler.
Polis darbecilerin kentlerde en önemli yardımcısıdır. Askerler en önemli hedeflere yönelirken polis kentteki olası kitle hareketlerine karşı askerin yardımcısı olarak pozisyon alır ve acil müdahale gücünü oluşturur.
15 Temmuz gecesine kadar FETÖ’nün en önemli örgütlenme ayaklarından biri belki de birincisi İçişleri Bakanlığı ve bağlı birimleriydi. Emniyet Genel Müdürlüğü FETÖ örgütlenmesinin en yoğun yaşandığı teşkilattı. Birkaçı dışına hemen hemen bütün üst düzey müdür ve amirlerin örgüt bağlantıları olduğu ortaya çıkarıldı.

EMNİYET GENEL MÜDÜRÜ’NÜN VERDİĞİ RAKAM

Bir önceki Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, Nisan 2019’da Demirören Haber Ajansı’na (DHA) yaptığı açıklamada, “15 Temmuz öncesi ve sonrasından itibaren bugüne kadar 33 bin 500 civarında emniyet mensubu bu örgütle irtibatı nedeniyle uzaklaştırıldı, açığa alındı ve tutuklandı” bilgisini vermişti. Geçen zaman süresince bu sayı daha da artmış bulunuyor.
Üstelik açığa çıkmamış ya da çıkarılmamış; taraf değiştirenler ve harekete göre tutum alacaklar da bu sayıya eklenecek olursa 15 Temmuz akşamı darbe esnasında en az 50 bin, gerçekte ise çok daha fazla sayıda polisin, amirlerinin ve hatta valilerinin de emir, yetkileriyle sahaya çıkması durumunda gelişmelerin alacağı seyir çok daha vahim bir tabloyu ortaya çıkaracaktı.

FETÖ’CÜ POLİSLER DARBEYE KATILSAYDI NE OLURDU?
Fetö’cü valilerin, emniyet müdürlerinin ve polisin kitle hareketlerine karşı çok büyük bir deneyimi vardır. Gezi Olayları.
Gezi olayları sürecinde, 15 Temmuz’daki gibi devlet desteğini ve propagadasını arkasına alarak değil bizatihi karşı karşıya gelerek inanılmaz bir şiddete, vahşete maruz kalan kitleler hiç kuşku yok ki 15 Temmuz’da sokağa çıkanlardan çok daha kalabalıktı.
Ancak polis teşkilatının onbinlerce elemanı, binlerce aracı, yüzlerce toması, helikopteri, zırhlı muharebe aracı kitlenin üzerine mermi, basınçlı su sıktı; hiç ara vermeden binlerce gaz bombası attı.

PALAVRALARI BIRAKIN BU SORUYA YANIT BULUN
Bu deneyime ve araçlara sahip polis teşkilatının Fetö’cüleri 15 Temmuz’da Ankara ve İstanbul’daki stratejik önemdeki 10 nokta ile ülkenin en önemli 10 havaalanını tutsalar, darbeye karşı sokağa çıkanların yolunu kesip, aynı Gezi olaylarındaki kitleye yaptıkları gibi de değil, yarısını yapsalar, mermi ve su sıksalar, barikat kursalar, en şiddetlisinden terör uygulasalar, gaz bombalarında boğsalar, darbenin şansı ne olurdu?
Bir yerde darbe girişimi olacaksa, her şeyi planlayan(!) darbecilerin ilk yapacakları şey olan polis desteğini alıp polis harekatını sağlamak neden plana dahil edilmemiştir?

FETÖ’cü askerlere darbe emri veren güç FETÖ’cü polislere neden darbeye katıl emri vermemiştir?
En az “33 bin 500 kadar” FETÖ’cü polis neden darbeyi seyretmekle yetinmiştir?
AKP rejimi bu soruları sormayı neden hiç aklına getirmemiştir.
Neden ve neden?