Fetö Kırgızistan’dan baş gösteriyor

TANJU BEYAZIT

Kırgısistan’da 4 Ekim seçimlerine hile karıştığı iddiaları ile başlayan gösteriler FETÖ’cü polislerin göstericilere desteği ile Cumhurbaşkanlığına sarayına kadar uzandı.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra Kırgızistan’a kaçan ve Atambayev tarafından Türkiye’nin iade isteği reddedilen FETÖcüler, hükümet binalarına kadar girerek  tutuklu bulunan Atambayev’i de serbest bıraktılar. Kaçtığı bildirilen şimdiki Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov’un durumu hakkında bir bilgi yok.

“Meclis Araştırma Komisyonu, Atambayev hakkında Merkezi Isıtma Kurumunun modernizasyonu, kömür alım ihalesi, Tarih Müzesi binası modernizasyonu, suç örgütü lideri Aziz Batukayev’in serbest bırakılması, arazi satın alımı ve tarım arazisinin yapılaşmaya açılma konularında suçlamalar yöneltmişti.Başsavcılık da yolsuzluk iddiasıyla Atambayev hakkında soruşturma başlatılabilmesi için dokunulmazlığının kaldırılması amacıyla Meclise başvurmuştu.” Kırgızistan meclisi de 2011-2017 yıllarında cumhurbaşkanı olarak görev yapan Atambayev’in dokunulmazlığını kaldırmıştı.

Ancak yapılanmadaki hatalar Kırgızistanı bu güne getirdi.

Mehmet Perinçek 4 Kasım 2019 tarihli “ Kırgızistan’da FETÖ’yü Kim Koruyor ?” başlıklı yazısında istihbaratın başına ve diğer kritik kurumlara özensiz atamaların yapıldığını bunun Suudi’lerin ( Dolayısı ile CİA’nın ) FETÖ üzerinden bir  cephe açmak girişimi olduğunu belirtmişti.

Kafkaslardaki hareketlilik,Belarus-Azerbaycan ve son olarak Kırgızistan’daki olaylar ( ve tabii bir de Kırım ) oralarda Çin’in ve Rusya’nın başını bir hayli ağrıtacak. Elbette Türkiye de bundan etkilenecek.Belki de en çok etkilenenlerden birisi Türkiye olacak !

Doğu Akdeniz-Libya-Ege-Azerbaycan-İdlib-Irak’ın Kuzeyi ve Türkiye’nin bu denklemlere müdahaleci biçimde girmesi sonucu hem ekonomik hem de jeo politik sorunlar yaşayabileceği kaçınılmazdır.

Bu hamleler ya kartların yeniden karılmasına ya da büyük bir bloklaşmaya götürecek. Her iki durumda da mevcut statüko derinden sarsılacak. Rus ve Çin hinterlantı Türkiye’nin, özellikle iktidarın iç siyasetteki başarısızlığını yabancı topraklara taşımasına izin verecek mi ?