Beyler ayıptır!

Ben, Ankara Hukuk Fakültesi öğrencisiyken, aynı yurtta kaldığım bugün Kars’a belediye başkanı olarak atanan Elazığlı hemşehrim Türker Öksüz (Kars valisi) ile Kars’ın seçilmiş başkanı Ayhan Bilgen Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) Kamu Yönetimi bölümünde okuyorlardı.

Kars’ın seçimle gelmiş belediye başkanı Ayhan Bilgen 6-7 yıl önceki bir suç isnadı ile yaka paça bir zırhlı araca ittirilerek götürülüp tutuklanırken yerine atanan okul arkadaşı vali-belediye başkanı Türker Öksüz, Kars belediyesi önünde cuma namazını kılmış.

Kayyum atanan Kars Belediyesi de, Anayasamıza aykırı ama 674 sayılı OHAL KHK’sına md.38) ve bu KHK’nın aynen kabulüne ilişkin 6758 sayılı yasaya (md.34) uygun olarak “De Facto” bypass edilmiş, öteki yerler gibi genel merkez yönetimine bağlanmış oldu.

Niyazi Berkes’in “200 Yıldır Neden Bocalıyoruz” kitabı geldi aklıma. İnsanların haklarına değil, akıllarına uyduğu, hukuku eğip büktüğü, her gelenin hukuku sopa olarak kullandığı, hukukun herkese eşit uygulanmadığı bir ülkede hiçbir şey sürpriz değildir.

Açıkça söyleyeyim ki, benim oy vermemin mümkün olmadığı, benle en ilgisiz iki partiden biri Ayhan Bilgen’in partisidir. Ötekini söylememe gerek yok…

Ama somut kanıtlara dayanmayan hukuksal gerekçeler yerine; “biz onu sevmiyorduk zaten”, “o partiden nefret ediyoruz”, “bizim bunlarla hiçbir ilgimiz yok”, “bizi ilgilendirmiyor”, “bize ne”, “iyi olmuş” gibi öznel düşüncelere sığınamayız çünkü “hukuk” evrenseldir, geneldir, eşittir ve kutsaldır.

Siz bu işlemi televizyonlarda “parsel parsel sattığı” haykırılan Ankara’da Melih Gökçek’e, İstanbul’un en güzel yerlerini cemaatçilere peşkeş çektiği iddia edilen Kadir Topbaş’a, “yolsuzluk ve Fetö dosyaları hazır” denilen Balıkesir’de Edip Uğur’a ve Bursa’da Recep Altepe’ye yapabildiniz mi?

Yolsuzluk ve rüşvet savıyla istifaya zorlanan dört bakanla ilgili bırakın tutuklamayı, haklarında en ufak bir soruşturma duydunuz mu?

Acaba nerelerdeler, ne oldular? 

Örneğin, Elazığ’da saçma sapan kavşaklarla milyonlarca lira kamu zararına yol açan Mücahit Yanılmaz ile ilgili tek satırlık işlem yapabildiniz mi? Hakkında tek bir soruşturma açılabildi mi?

Duyamadım, ne dediniz?

Tam bunları düşünürken televizyonlarda alt yazı gördüm, neymiş? Aa, “çoklu barolar” anayasaya çok uygunmuş, oy çokluğuyla yani son derece demokratik-hukuksal değerlendirme ile bu karar verilmiş. Ne güzel, mis gibi… 

Sonra bir son dakika haberi daha, Aa, bu kez de, benim de seçimlerde yönetim kurulu adayı olduğum baro seçimlerinin bir genelge ile ertelendiğini duyuyoruz. Buradaki yüce amaç neymiş: “Koronavirüs!”

Yoksa mini yandaş barolar seçimlere katılabilsinler diye olmasın, yok canım içimiz fesat bizim, kötü niyetli olmayalım…

Yasayla iki yılda bir Ekim ayının ilk haftası içinde yapılması gereken baro genel kurulları, İçişleri Bakanlığı bir genelgesiyle ertelenmiş. Böylece, genelgenin yasanın da anayasanın da üzerine çıkarıldığını bir kez daha görmüş olduk.

24 yıllık bir hukukçu olarak düşüncem; bu türden işler ne hukuk ne adalet ne de demokrasidir… Sözü çok da uzatmadan yaşananlara yalnızca “beyler ayıptır” diyerek bitireyim.

Saygılarımla…

Kars’ta milletin oyuyla seçilmiş başkan gözaltına alındıktan sonra, Ankara’dan belediye başkanlığına atanan vali Kars’ta cami kalmadığı için medya objektifleri önünde ve Allahının huzurunda korumaları arasında şov kılarken – Eskimiyen’in notudur-