Hasan amca 84 yaşında. Maşallahı var, dimdik ayakta. Ne var ne yok dememe kalmadan: “Gördün mü evlat, dediklerim tek tek çıkıyor. Cumhurbaşkanı Atatürkçülüğü de, Atatürk’ü de herkesten daha iyi savunuyor. Ülkenin bölünmez bütünlüğünün korunması ve cumhuriyetin ayakta kalması için elinden gelen ne varsa yapıyor.”
Çoktan beri televizyona baktığım yoktu. Günlük yapacağım işler, okuyacağım yazılar, kitaplar derken bir türlü ekran karşısına geçemedim açıkçası.
Hele şu korona günlerinde televizyondan iyice uzaklaştım. Hatta koptum desem yeridir. İyi de oldu açıkçası. Çünkü bazı kanalları izlemeyi zaten midem kaldırmıyordu.
İktidarın baskısını sırtında hisseden, her an kapatılma korkusuyla karşı karşıya, bu nedenle de kılı kırk yararak program yapan bir ikisinin dışında TV kanallarının hemen hemen hepsi birer yalan makinesi durumunda… İktidar çevreleri, kontrol ettikleri geniş kesimlere bu kanallar aracılığıyla sürekli narkoz verme gayretinde adeta. İktidarlarını ayakta tutmanın, halktan gerçeği saklamanın başka da yolu yok aslında. Bu kanallarda yüklü paralar karşılığında her şeyini çıkarıp bir kenara koyan, açık oturumlara katılan ve orada eline tutuşturulan şeyler doğrultusunda durmadan şakıyıp duran sözde profesörler, gazeteci kılıklı kişiler, kiralık uzmanlar vs görmek son derece can sıkıcı geliyor bana.
Bu yazıyı kaleme almadan biraz önce Görkemli Hayatlar, Medya Mahallesi gibi ilgi duyduğum ve bu nedenle de arada bir izlediğim programlara bakayım diye Halk TV’yi açtım. Yayını durdurulalı üç gün olmuş meğer. Halk TV’nin yayınının 5 günlük süreyle durdurulmasının gerekçesi çok ama çok ilginç geldi bana. Ne yalan söyleyeyim, bir hayli güldürdü beni… Güldürdü derken bir yerlerim de acıdı kuşkusuz. Derin bir yara aldım sanki. Ülkede her türlü mertliğin bozulduğunu, yalan ve ihanetten başka hiçbir şeyin kimseyi güçlü yapmadığını düşünmeye başladım.
Herkesten sonra öğrendiğim Halk TV’nin kapatılma gerekçesini önümdeki kâğıda yazdım: “Yayınımız, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından 16.06.2020 tarihinde Saat 11.00’da yayınladığı ‘Medya Mahallesi’ adlı programda, 6112 Sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, ATATÜRK İLKE ve İNKİLAPLARINA aykırı olmaz’ ilkesinin tekraren ihlali gerekçesiyle 5 gün süreyle durdurulmuştur.”
Başka bir kanala bakmadan düğmeyi kapattım. Dışarı attım kendimi. Epeydir sohbet edemediğimiz kararlı AKP seçmeni Hasan amcayla karşılaşmamız tamamen tesadüf oldu. “Bacaklarım açılsın diye biraz yürüyeyim istedim evlat,” dedi. Oğlu arabayla geçerken alacakmış. Alışveriş işleri vs.
Hasan amca 84 yaşında. Maşallahı var, dimdik ayakta. Ne var ne yok dememe kalmadan: “Gördün mü evlat, dediklerim tek tek çıkıyor. Cumhurbaşkanı Atatürkçülüğü de, Atatürk’ü de herkesten daha iyi savunuyor. Ülkenin bölünmez bütünlüğünün korunması ve cumhuriyetin ayakta kalması için elinden gelen ne varsa yapıyor.” Bu açıklamayı neye dayanarak yaptığını sordum Hasan amcaya. Demez mi ki “Halk TV’yi; Atatürk İlke ve İnkılâplarına, cumhuriyete ve ülkenin bölünmez bütünlüğüne aykırı yayın yapmaktan ötürü bir çırpıda kapattırdı, Tele 1’e yaptığı gibi ona da “aklını başına topla” demek istedi.”
Sözlerinin devamını şöyle getirdi Hasan amca: “ Hiç merak etme evlat. Cumhurbaşkanı Atatürk’e, cumhuriyete ve bu halkın bölünmez bütünlüğüne kim zarar vermeye kalkarsa kalksın anında yakasına yapışır. Atatürkçülüğe ve cumhuriyete karşı bir tutum görsün gerekirse kurduğu AKP’yi bile gözünü kırpmadan kapatır. Bak vatan millet düşmanı Fetö’yü nasıl dağıttı! Bak Adnan Oktar’ı nasıl yerle bir etti. Bak kendini Türk olarak ifade etmek istemeyen Kürtlere göz açtırıyor mu? Şundan eminim: Atatürk’e ve cumhuriyete karşı bir yanlışlarını görsün tarikatlarmış, Diyanet İşleri Başkanlığıymış gözünün yaşına bakmaz, öyle üç gün beş günlüğüne de değil, ebediyen kapatır, kapılarına da kocaman kilit asar.” Oğlu erken gelmeseydi daha kim bilir neler anlatacaktı bana. O kısa sürede anlattıkları aklıma geldikçe gülüp duruyorum. Hasan Amca anlattıklarında samimi biridir. Öyle inanıyor, öyle düşünüyor. İlahi Hasan amca!