BULUŞMA

Masum değildiniz dedim hiçbiriniz. Çünkü çölü yeşertecek kuyunun yerini siz biliyordunuz. Yenildiniz ama teslim olmadınız. Tarihin bunu inkâr etmesi mümkün değil. Çölü yeşertecek kuyunun yerini yine siz biliyorsunuz…

HAYRETTİN GEÇKİN

Dedim ki, şiiri devrimden sonraya bırakmayalım. Bildiğiniz şeydir dedim, geleceğin beklenen değil, yapılan ve yaratılan bir şey olduğu…

Dedim siz gelecek yapımcıları, devrimciler! Dedim sizler birer bahçıvansınız!

dedim ki kör bir makastır

hiç şiir okumayan bir bahçıvanın

güle dokunan eli

Sonra tutup bir şiir okudum.

Dedim ki hayatın amacı mutlu olmaya indiregenebilir mi hiç! Hayatın amacı, bana kalırsa yararlı ve şefkatli olmaktır; en önemlisi fark yaratmak, bir şeyi temsil etmek ve yaşamış olmakla bir değişimin içinde yer almaktır.

Dedim ki, bu tanım içinde düşünüyorum sizleri… Siz ateş hırsızlarını.

Dedim ki izin verin size yoldaşlarım diye sesleneyim… Dedim ki size aşk gerillaları, barış militanları diye…

Aklaşmış saçlarından şiirler uçuştu onların da… Gelip dallarıma kondu… Yüreğimin dallarına. Şiirsıklam oldum.

Masum değildiniz dedim hiçbiriniz. Dedim, çünkü çölü yeşertecek kuyunun yerini siz biliyordunuz. Çölü yeşertecek kuyunun yerini yine siz biliyorsunuz…

Gözlerinin bulutu sardı çevreyi… Sonra o bulutlar güneşi andıran gülüşlerine doğru yola çıktı.

Konuşmaya devam ettim!

Mahpuslarda geçmiş yılların burukluğuyla dinlediler beni… Gördükleri işkencelerin hüznüyle… Uzun yıllar sonra birbirimize görüşmeci olmanın sevinci yayıldı yüzlerine.

Bir şiir daha okudum.

Aşkın ve devrimin güzelleştireceği bir dünya için mücadele ettiniz dedim. Öyle bir dünyayı, sandınız ki “aha dalda elma”, ellerinizi uzattınız koparıp almak için. Fakat kollarınız yetişmedi.

Dedim böyle bir dünya mümkün. Adil, eşitlikçi ve özgürlükçü bir dünya… Bir bilinç, bir birikim ve bir vicdan işi böyle bir dünyaya inanmak. Uğruna mücadele etmek bir vicdan işi… Siz bu bilince, bu birikime ve bu vicdana sahip aşkıyalardınız.

Aşkıyalarsınız.

Dedim ki bireysel olarak daha rahat koşullarda yaşamanız mümkünken, mümkün hayatlar ve mümkün insan ilişkileri için mücadele ettiniz… Kimsenin yüreğinin sınıfta kalmayacağı bir dünya için… Yenildiniz ama teslim olmadınız. Tarihin bunu inkâr etmesi mümkün değil. Kaldı ki henüz bitmedi kavga.  Kavga, “yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek.”

Aslolan yoldur yoldaşlarım! Aslolan yol dedim… Yolun kendisi… Er geç varılacak o yere. Kurulacak öyle bir dünya. İçinde sizin teriniz, sizin emeğiniz…. Ve onu güzelleyen gülüşleriniz sizin…

Şiiri devrimden sonraya bırakmayalım diye bir kez daha duyuru yaptım. Bir kez daha selamladım onları, güneşe gömülenleri de selamlamayı unutmadım. Düşlerinde iyileşmeler diledim her birine.

Yine iş başına, yine düş başına dedim.

Şu şiirle bitti benim konuşmam. Sonra da yeni kendilerine diye yola çıktılar onlar… Dünyaya doğru.

 

KALBİM

aşkı ve iyiliği

iki sözcüğü birden bekliyorum burada

dilimden kovsalar bir yere gidemem

birleştirmek gerek çünkü

aşkı ve iyiliği

sen de benden yana olmalısın kalbim

yorgunsun fakat

ne olur öne çık biraz daha

karınca ağzıyla bile olsa

hâlâ su taşıyabilirsin yangına

kalbim kov korkularını üstünden

üste çıkar vicdanını

karşı çıkmak gerek çünkü zulme

kalbim.

 

paylaşmak için