Suç işleniyor! Sokak canlarına dokunmayın!

Türkiye’nin her yerinden her gün sayısız ihbar geliyor. Sokak canları doğal ortamlarından alınıyor ve bilinmeze götürülüyor. Kapatıldıkları yerde sadece üç aşısı olanların (!) atlatabildiği ölümcül gençlik hastalığına yakalanmaları kaçınılmaz. Bu yapılanlar 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na aykırı. Yüz yıllardır mahallemizde ortak yaşadığımız, Osmanlı döneminde mancacıların beslediği sokak hayvanlarının bakımını kurumların maddi, belediyelerin lojistik desteğiyle tüm ülkede organize olan Yerel Hayvan Koruma Gönüllüleri ağını kurarak başarabiliriz.

NEŞE MESUTOĞLU

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu çiğnenerek yasa dışı bir şekilde sokak hayvanları doğal yaşam alanlarından alınıyor.

Suç işleniyor!

Gösterilen gerekçe rehabilitasyon ama gerçekte durum bir operasyon.

Örneğine sık rastladığımız sokak canı katliamlarından bir fotoğraf.

Verilen gerekçeleri gerçekçi bulmuyoruz. Türkiye’de 1389 belediyenin 1200’ünde hayvan bakım evi yok. Bu kadar çok sayıda hayvanı bir anda kısırlaştıracak barınak kapasitesi yok. Bunun için yeterli veteriner yok. Müşahede altında tutulacak yer yok! Kısırlaştırma bu kadar hızlı olamaz. Kısırlaştırma zamana yayılarak peyderpey olur. Bunları biliyoruz. Bu yasa dışı galeyanı fırsata çevirenlerin eninde sonunda yargılandığını görmek eşyanın tabiatıdır. Bunu da biliyoruz.

Çok tedirgin ve üzgünüz

Sokak canlarının götürüldükleri yerde üç aşısı olanların (!) atlatabildiği ve feci şekilde acı veren ölümcül gençlik hastalığına yakalanmaları kaçınılmaz.

Sokak canları bizden medet uman, bizden yardım bekleyen ve insanların desteği olmadan yaşayamayan kadim dostlarımız. Sakin ve sevgi dolu olanlara bedel ödetemeyiz. Bu çok önemli bir vicdani çizgidir. Bu masum ve gariban olana haksızlık etmek meselesidir. Bu insani bir sorumluluktur. Elbette saldırgan olanlardan toplumu korumalıyız ama o kadar. Onlar yüzünden masumları katletmek gaddarlıktır.

Türkiye’de 1389 belediyenin 1200’ünde hayvan bakım evi yok. Olanların da Nazi toplama kamplarından farkı yok!

Kısırlaştırma yapmayı bilmeyen veterinerler var

En az 15 bin yıldır insanın doğadaki en yakın arkadaşı ve koruyucusu olan köpeklerin sokaklarımızdaki nüfusunda artış olduğu doğrudur. Bunun için “iyi insana” yakışır çözüm; belediyelerde veterinerlerin torpille değil, liyakatle işe alınmasıyla başlar. Bunu rahatlıkla söylüyorum çünkü kısırlaştırma konusunda çalışmaların önemini anlatmak üzere ziyaret ettiğim bir belediye başkanı bizzat “Veteriner torpille geldi, çalıştıramıyorum”, dedi açıkça.

Üstelik diğer bir önemli sorun ise Anadolu’da veterinerlerin çoğunun sadece büyükbaşlar üzerine çalıştığı gerçeğidir. Kedi ve köpeklerin bakımı başka bir branş olarak bilgileri dahilinde değildir.

Çözüm; sadece büyükbaşlar değil, kedi ve köpeklerle de ilgilenmekle olur, kedi ve köpeklerin kısırlaştırılmasıyla olur.

Çözüm; bankamatik memuru veterinerler yerine kısırlaştırma yapmayı öğrenmiş belediye veterinerlerinin elindedir.

1900’lerin başında sokak hayvanlarını besleyen bir mancacı.

Çözüm; her mahallenin, her muhtarlığın kendi sokak canlarına sahip çıkmasıyla ve onlara bakım mecburiyetiyle olur. Her okul, her fabrika, her site yönetiminin kendi alanında onlara bakmakla yükümlü olmasıyla, elini taşın altına koymasıyla olur. Ancak bu şekilde çocuklar hayvan sevgisiyle tanışabilir, karşılıksız sevgiyi ve şefkat vermeyi öğrenebilir.

Sokak canlarını “Mancacı”lar beslerdi

Osmanlı İmparatorluğu döneminde sokak hayvanları sorunu yoktu. Loncaya bağlı olmayan bir meslek türü olan mancacılar bu konuda sorumluydu.

Yemek ama bilhassa kedi, köpek yemeği için kullanılan “manca” ifadesi İtalyanca yemek fiili olan “mangiare”den geliyor. Bir meslek grubu olan mancacılar kimi zaman hayvan yiyeceklerini kendisi satar, kimi zaman da verilen parayla kedi ve köpekleri beslerdi.

Mancacının bir diğer önemli görevi ise soğuk kış günlerinde dağda bulunan kurt, tilki, çakal gibi yabani hayvanların aç kalarak telef olmasını, şehre inmesini ve insanlara zarar vermesini engellemek için dağın eteklerine et ve kemik gibi yiyecekler koymak, onları da doyurmaktı.

Demek ki kısırlaştırma yapılamayan zamanlarda bile çözüm vardı ve bu karıncayı bile incitmeden yaşamaya çalışmaktan, sevgi ve merhamet duygusu gibi hasletleri taşımaktan kaynaklanıyordu.

Oysa şimdi 2022’de suç işleniyor! Sokak canları bilinmeze gidercesine toplatılıyor. Suçlu, sokak canlarını korumayı başaramayan belediyelerdir. Suçlu, Osmanlı’dan bu yana süren sokak canlarını besleme geleneğini kesip atanlardır.

Mancacılar kimi zaman hayvan yiyeceklerini kendisi satar, kimi zaman da verilen parayla kedi ve köpekleri beslerdi.

Yılların neticesinde gelen bu başarısızlığı bertaraf etmek için yapılan seçim; masum canları tek tek avlamak, zehirlemek, ölüm kampları olan barınaklara kapatmak ve bunu halka izletmek oldu. Oysa belki de çözüm sadece iyi insan olmayı seçmektir.

Hep beraber çözüm arayalım

Bunu seçiyorsanız yerinizden kalkın. Bir sokak canı evlat edinin.

Ya da belediyenizin veterinerliğini ziyaret edin. Baklavamızı alıp gittiğimiz çok oldu, siz de gidin. Tatlı dille her kapı açılır. Sokak canlarını kamyonlara yükleyip komşu belediyenin ormanlarına atmanın çözüm olmadığını onlar da biliyor. “Sakin ve sevgi dolu hayvanları doğal ortamında korumak için ne gerekiyor?”, “Saldırgan olanları rehabilite etmek için ne lazım?”, “Belediyenin ihtiyaçları nedir?”, “Bir ihtiyaç haritası oluşturmak mümkün müdür?” “Kısırlaştırmak neden zor?” diye sorun.

Belki de çözüm sadece iyi insan olmayı seçmektir.

Ya da mancacı geleneğini kurumsal ve organize olarak yaşatmanın, özümüze dönmenin yollarını arayanlara sosyal mecralardan katılın. İl Hayvan Koruma Kurulunca yetkilendirilen Yerel Hayvan Koruma Gönüllüsü olmak bu anlamda ilk adım. Kurumların maddi destek verdiği, belediyelerin arazi ve lojistik destek sağladığı tüm ülkede organize olan Türkiye Yerel Hayvan Koruma Gönüllüleri Ağı kurmayı ve bu şekilde sokak canlarının bakımını sürdürülebilir kılmayı başarmanın yollarını arayalım. Bu bir zaman içinde gerçekleşecektir. Akut bir çözüm aramak katliamdır.

Yerinizden kalkın, bir sokak canı evlat edinin.

Yeter ki sokak canlarını ölüme göndermek istemediğinizi gösterin.   

Yoksa ne denebilir ki artık başka, günahı boynunuza!

 

PAYLAŞMAK İÇİN