Orhan Pamuk o fotoğrafı bu romanı yazmadan önce görse ne derdi?

“Kafamda Bir Tuhaflık Var” adlı romanında İstanbul’un apartmanlarını, ama aslında tüm toplumumuzu ikiye ayırıyordu Orhan Pamuk: Kapısında ayakkabı çıkarılanlar ve çıkarılmayanlar…

 MECİT ÜNAL

Yukardaki fotoğraf 70’li yıllardan…

CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan birlikte görülüyorlar. Ecevit’in Erbakan’ı evinde ziyaret edip iki liderin ülke meseleleri hakkında, belki de ortak hükümet kurma konusunda görüştükleri anlardan.

Fotoğrafta dikkati çeken ayrıntı her iki liderin de ayaklarında terlik olması.

Ecevit’in terlik giymesi, Erbakan’ın evinin kurallarına uyma nezaketinin bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Ama başka bir açıdan bakıldığında, Erbakan’ın incelikli bir politikayla Ecevit’i kendi ev kurallarına uymaya zorlaması olarak da yorumlanabilir.

Ecevit ile Erbakan’ın tarihi görüşmesi. Fotoğrafı çeken muhabir terlikleri kareye almayı unutmamış.

ALTI GÜNDE ÜÇ GÖRÜŞME

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaretiyle ilgili fotoğraf üzerine yapılan haberler ve yorumlar üzerine yazarken ulaştım bu fotoğrafa.

Birgün gazetesinin haberine göre Erdoğan’ın Bahçeli’yi evinde ziyareti, iki ismin son altı gündeki üçüncü teması idi.

Haberde Erdoğan’ın 30 Aralık’ta Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni öncesinde Bahçeli ile bir süre görüştüğü, iki ismin bu görüşmenin ertesi günü de telefon görüşmesi yaptıkları bilgisi yer aldı.

Önceki iki görüşme gibi bu ziyaretin de içeriğine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamıştı.

Son altı günde yapılan üç görüşme, önemli meselelerin istişare edildiği anlamına gelir. Somut olarak ne konuştukları ise benim ilgi ve bilgi alanımın dışında. Bu ancak siyasi yorumcuların tahmin yürütebilecekleri bir şey.

NANKÖR MİRASYEDİLER

Bahçeli’nin evindeki son görüşmeye dair Odatv ile Cumhuriyet’in haberi ise ziyaretin sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarıyla ilgiliydi.

Alparslan Türkeş’in oğlu Kutalmış Türkeş, ziyaretten yansıyan karede Bahçeli’nin evinde Alpaslan Türkeş’in fotoğrafının yer almamasına tepki göstermişti. MHP’de önemli görevler üstlenmiş olan Şevket Bülent Yahnici’nin oğlu Ercüment Devlet Yahnici’nin tweetini paylaşan Kutalmış Türkeş, tweetin üstüne yazdığı sözlere “Türkeş’in kendi evindeki resminin nerede duracağına karışacak kadar MÛNAFIK olanlar!” diye başlamış, “ hani nerede Türkeş’in resmi neden yok evinizde!? Ne biçim evlatsınız siz! Nankör mirasyediler sizi!” diye devam etmişti.

Oğulun isyanı

Fotoğrafa ilişkin ikinci ayrıntı,  MHP’de önemli görevler üstlenmiş olan Şevket Bülent Yahnici’nin oğlu Ercüment Devlet Yahnici’nin sosyal medya paylaşımından yansıdı. Yahnici, Bahçeli ile Erdoğan’ın görüşmesine ilişkin fotoğrafı paylaşırken “Eve ayakkabıyla girmişler” sözlerini yazmıştı.

Erdoğan Bahçeli’den sonra Milli Görüş’ün ileri gelen simalarından Oğuzhan Asiltürk’ü evinde ziyaret ederek sürdürdü.

Erdoğan’ın bundan sonra kimi ziyaret edeceği ve bunun ev ziyareti olarak gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, tüm bu ziyaretlerden murad edilenin ne olduğu konusunda siyasi yorumcuların tahminlerini güçlendirecektir.

Sizi bilmem ama ben Erdoğan’ın ev ziyaretinde sıranın kendisine gelmesini heyecanla uman ve kulağı kirişte bekleyen siyasi simalar bulunduğuna inanıyorum.

Ev ziyaretleri derken Kılıçdaroğlu’nun Alpaslan Türkeş’in eşi Seval Türkeş’i ziyaretini unutmayalım. Bu ziyarette ayakkabı giyildi mi çıkarıldı mı, herhangi bilgiye rastlamadım. Kılıçdaroğlu’nun, Alaattin Çakıcı tarafından tehdit edilmesinin ardından kendisini arayarak desteğini bildiren Türkeş’in evine gerçekleştirdiği ziyarette, CHP Genel Başkanı’na İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu eşlik etmişti. Bu ziyarette Kaftancıoğlu’nun bulunması çok daha dikkat çekmiş, eleştiri okları, kayınbabası Ümit Kaftancıoğlu 12 Eylül öncesi sağcı faşistlerce öldürülen CHP İstanbul İl Başkanı’na yöneltilmişti.

HALKTAN BİRİ OLMANIN ÖLÇÜTÜ

Siyasi yorumcuların olası bir erken seçimin peşrevleri olarak değerlendirecekleri bu ev ziyaretleri liderlerin vatandaş ziyaretlerini getirdi aklıma.

Parti liderleri, başbakan ve bakanlar, valiler, hatta kaymakamlar gerekli gördükleri zamanlarda vatandaşların evlerine konuk olur, çaylarını, kahvelerini içerek dert dinler,  imaj tazelerler. Ziyaret edilen aile o parti liderine cepheden karşı bile olsa misafirperverliğini asla esirgemez.

Erdoğan’ın, Binali Yıldırım’ın, Kılıçdaroğlu’nun ziyaretleri gazetelere de yansımıştı. Erdoğan’ın bu ziyaretlerinden biri yazılı ve görsel medyada genişçe yer almıştı. Ziyarete ilişkin AA’nın servis ettiği fotoğraflarda Erdoğan, Taşdemir ailesiyle aynı sofrada görülüyor, Erdoğan’ın ayağında terlik bulunuyordu.

Binali Yıldırım ise İBB Başkan Adayı olduğu 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde Ramazan ayına denk gelen seçim çalışmalarında sık sık ev ziyaretlerinde bulunmuş, İstanbulluların iftar sofralarına konuk olmuştu. Yıldırım’ın genellikle yer sofralarında fotoğraf vermesi sosyal medyada alay konusu olmuş, basında da eleştirilere neden olmuştu.

Kılıçdaroğlu’nun ise, 2017’deki Adalet Yürüyüşü sırasında karavanda kızı Zeynep’le öğle yemeği yerken Hürriyet muhabirinin çektiği atletli fotoğrafı polemik konusu olmuştu. Erdoğan’ın “Sen Atatürk’ü böyle atletle, yemek yerken görüp de resim çektirdiğine şahit oldun mu?” sözleriyle eleştirdiği Kılıçdaroğlu’na aynı günlerde bir eleştiri de AKP Sözcüsü Mahir Ünal’dan gelmişti. Ünal, halktan olmanın ölçütünü şöyle belirliyordu:

“Halktan birisi olmak öncelikle halkın yer sofrasına diz kırıp oturabilmektir”.

Mahir Ünal’ın sözlerine CHP’den fotoğraflı bir yanıt gelmekte gecikmemişti.

Halktan biri olmanın bazı siyasiler arasındaki ölçütü… Yer sofrasına oturabilmek!

Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın “Saray sofralarından başını kaldıramayan Mahir Ünal’a ithaf olunur” şeklindeki tweetinde paylaştığı fotoğrafta, Kılıçdaroğlu yer sofrasında ortaya konmuş sahandan çorba kaşıklarken görülüyordu. Kılıçdaroğlu’nun böyle hayli fotoğrafına rastlamak mümkün sanal ortamda ve Kılıçdaroğlu da bu fotoğraflarda ayakkabısız.

İSTANBUL’UN APARTMANLARINI İKİYE AYIRAN ROMANCI

Bütün bu ayakkabı giyme-çıkarma mevzusunun Orhan Pamukla ilgisi ise Pamuk’un evde ayakkabı çıkarmakla ilgili yazdıklarını akla getirmesi.

Gezi olayları sırasında “camiye ayakkabıyla” girdiler suçlamasının da gösterdiği gibi ayakkabıyla girilecek ve ayakkabı çıkarmadan girilmeyecek yerler konusunda son derece “hassas” olan toplumumuzda Orhan Pamuk, böyle fotoğrafları o romanı yazmadan önce görse ne derdi, bilinmez.

Ama, Konya-Beyşehir’in köylerinden gelip geçimlerini İstanbul’un sokaklarında yoğurt ve boza satarak sağlayan bir ailenin hikâyesini anlattığı “Kafamda Bir Tuhaflık Var” adlı romanında, İstanbul’un apartmanlarını, ancak aslında tüm toplumumuzu ikiye ayırıyordu:

Kapısında ayakkabı çıkarılanlar ve çıkarılmayanlar…

Orhan Pamuk’a göre, kapısında ayakkabı çıkarılmayan evlerde – romanın kahramanı Mevlut ne zaman boza götürse,- içki içiyorlar ve inananlarla alay ediyorlar!

Kapısında ayakkabı çıkarılan evlerde ise namaz kılınıyor!