DEVLET ‘CÜBBELİ AHMET HOCA’YI NEDEN DUYMUYOR?

ESKİMİYEN / HABER

İsmail Ağa Cemaatinin sözcüsü “Cübbeli Hoca” olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, bir yıl kadar önce Haber Türk TV’de Didem Arslan Yılmaz’ın, bu ay içinde de CNN Türk’de Ahmet Hakan’ın programında ülke içinde 2 bin civarında selefi yanlısı derneğin silahlandığını açıklamıştı.
Normal bir hukuk devletinde gündemi alt üst edecek bu bilgi AKP – Erdoğan rejimi tarafından duymazlıkla karşılandı.
Ancak, Ahmet M. Ünlü Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’e bir açıklama daha yaparak “Cumhuriyet Savcısı’nın çağırması halinde, bu derneklerden en az 150’sini isim isim kendilerine söyleyeceğim. Bazı yerlerde de yasak olmasına rağmen mescitler açtıklarını öğrendim” dedi.
Henüz hiçbir savcının Cübbeli Ahmet Hoca’yı ifadeye çağırdığı haberi alınmadı. Çok geniş yetkilere sahip olan Cumhuriyet savcılarının artık Cumhuriyet’i değil iktidarı önemseyen memurlar haline geldikleri yönündeki ve emir almadıkça görevlerine yerine getirmediklerine dair kaygı artıyor.
Cübbeli Ahmet Hoca’nın verdiği bilgiler Cumhuriyet savcılarını haerekete geçirmeyecekse ne geçirecek?

CÜBBELİ AHMET HOCA DEHŞET VERİCİ GERÇEĞİ AÇIKLIYOR

‘Cübbeli Hoca’ olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, silahlanan 150 derneğin ismini öğrendiğini belirterek “Yurt genelinde 2 bin Selefi yanlısı derneğin silahlandığını söylemiştim. Bunlardan en az 150’sini öğrendim. Savcı davet ederse isim isim anlatacağım. Bu bir vatandaşlık görevi” dedi.

Yasadışı silahlanma konusunda genel bir bilgiye sahip olduğunu, değişik illerdeki arkadaşlarından da illerdeki bu tehlikeli silahlanma konusunda edindikleri bilgileri dinlediğini kaydeden Ünlü, şunları söyledi:

SİLAHLANIYORLAR

“Televizyonda, IŞİD’in alt yapısını oluşturan Selefi yanlısı 2 bin civarında dernek kurulduğunu ve bunların silahlandığını söylemiştim. Cumhuriyet savcısından çağrı gelebileceğini dikkate alıp bu konuda bazı hazırlıklar yaptım, somut bilgiler edinmeye çalıştım. O derneklerden silahlandığını öğrendiğim yaklaşık 150’sini isim isim çıkarttım. Özellikle Konya, Batman, Adıyaman başta olmak üzere çok sayıda ilde geniş bir silahlanma var.”

IŞİD’in, alt yapısını oluşturan selefi yanlısı derneklerin ya da belli isimler etrafında toplanan grupların taban edinme gayreti içinde olduğuna dikkat çeken Ahmet Mahmut Ünlü, bu bilgilere nereden ulaştığına ilişkin soruya şu karşılığı verdi:

“Değişik illerde arkadaşlarımız var. Bunların anlattıkları, bize dikkatli olmamız için yapılan  uyarılar var. Bana dönük de bazı eylem hazırlıkları olduğuna ilişkin Emniyet’ten bana sıkça uyarılar yapılıyor. Son olarak dronla saldırı yapılacağı konusunda Emniyet’ten uyarıldım. Elimizden geldiğince dikkatli oluyoruz tabi.”

“DİNDEN ÇIKTI” DİYE

IŞİD’in faaliyetlerini gizli olarak yürüttüğünü, kendi içinde yaşanan olaylardan bazılarının da basına intikal ettiğini hatırlatan Ünlü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Son olarak Konya’da Emrah A. isimli kişi 4 arkadaşı tarafından öldürüldü. Emrah A.’nın IŞİD’in sözde istihbarat elemanıyken, 4 arkadaşı tarafından ‘Dinden çıktığı’ gerekçesiyle öldürüldüğü ortaya çıktı. Bu olayla ilgili olarak 3 kişi tutuklandı.  Bu konularda bazı videolar da var. Bilgileri ilgili makama bildirmek vatandaşlık görevidir.”

DEVLET UYUYOR MU, YOKSA CÜBBELİ HOCA ÇOK ÖNEMLİ BİR OYUNU MU BOZDU?

Hatırlanacak olursa, 15 Ağustos 1984 tarihinde Abdullah Öcalan’ın emir ve talimatıyla 21:30 sularında Siirt’in Eruh ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçelerine PKK’lılar saldırı yapıp bu iki yerleşimi saatlerce ellerinde tutmuşlardı. O ana kadar devletin hiçbir organının, başta istihbarat örgütleri olmak üzere bu gelişmeden haberi yoktu. Eğer göz yumulduğu düşünülmüyorsa, büyük aymazlık vardı ve PKK o günden beri bir türlü gündemden düşürülemedi.
Cübbeli Ahmet Hoca çok önemli bir hazırlığı gündeme getirdi.
Işid, El Nusra gibi Selefi terör çeteleri Suriye’deki laik yönetime karşı rejim tarafından el altından donatıldığı ve korunduğu biliniyor. AKP’nin Laikliği ilga etmesinden sonra ülke düzeyinde binlerce medrese, dergah ve şeriatçı – selefi örgüt evi kuruldu. Buralarda askeri eğitim dahil Cumhuriyet karşıtı on binlerce militan yetiştirildi.
Rejimin bu militanları bir yanda Suriye’ye karşı yönlendirirken bir yandan da Suriye’deki yenilgileri üzerine Türkiye’de bir İhvan Ordusu oluşturarak geleceğini garanti altına alma girişimi içinde olduğu da tahmin ediliyor.
Cübbeli Ahmet Hoca’nın bu büyük ve çok ciddi tehdite dikkat çekmesi rejimin hiç hoşuna gitmemiş olabilir.
Henüz hiçbir girişimde bulunulmaması bunun göstergesi.

TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?
Devasa Ankara merkezine ve İstanbul tesisine, bölge müdürlüklerine kavuşturulan MİT’in binlerce elemanıyla bu konuda ne yaptığı bilinemiyor. NATO sürecinden beri MİT’in CIA ve MOSSAD’ın yan kolu gibi çalıştığı göz önüne alınırsa bizzat CIA ve Mossad tarafından hayat verilen Selefi terör örgütlerine karşı, üstelik rejimin tutumu ortadayken etkin bir mücadele vermeyeceği ya da veremeyeceği gerçeği kimse için sürpriz olmaz.
Ahmet Mahmut Ünlü 2000 dernekten bahsediyor. Yazıyla “iki bin”. Her derneğin en az 50 militan üyesi olsa 100 bin kişilik terör gücünden bahsediyor oluruz. Bu yüzbin Selefi teröristin gaddarlıkta ve hunharlıkta sınır tanımayacağı ortada. Çeşitli İslam ülkeleri ve Mossad tarafından da son derece ağır ve etkili silahlarla donatılmışlardır. Suriye’de, Irak’ta, Sincan-Uygur’dan ve Çeçenistan’dan öenmli savaş deneyimleri var.
Bu teröristler özellikle Adıyaman, Siirt, Urfa, Maraş, Gaziantep, Kilis, Hatay, Mersin, Konya, İstanbul, Erzurum, Sivas, Batman illeri ve Doğu Karadeniz bölgesinde kitle temeli ve desteği oluşturmuş durumda.
Hanefi mezhebi üzerine faaliyette bulunan bütün cemaatler de Selefilerin hedefinde olduğu ve genellikle de ilk darbe onlara vurulduğu için Cübbeli Ahmet Hoca’nın cemaati ve diğer cemaatler derin endişe taşıyorlar ve gerçeğin en çok farkında olanlar da onlar.

CUMHURİYETİN GÜÇLERİ VE SOL GAFLET UYKULARINDA UYUYOR

Ahmet Mahmut Ünlü hocanın açıklamalarının Erdoğan rejimi tarafından sessizlikle ( muhtemelen de içten içe öfkeyle ) karşılanmış olması anlaşılabilir bir şey.
Ancak etkisizlikte ve gerçekleri anlamamakta benzersiz olan ana muhalefet bu tehlikenin farkında bile değil. Kayda değer hiçbir tutum almıyor.
Cumhuriyetçi büyük kitleler ise partileri CHP, İYİP ve önemli ölçüde MHP’li sadece partileri tutum alırsa olayın vahametini fark edebiliyor. HDP’nin gündemi ve dünyası ise zaten apayrı.
Sol da en az diğer çevreler kadar aymazlıkta ve hiçbir şey yapmadan, önermeden gelişmeleri seyrediyor.
Tehlikenin farkında değiliz; farkında olmak da yetmez, önlem aygıtları yaratmakta da yok hükmündeyiz. Suriye orada, AKP başımızda dururken.