Taksim’e yürüyüşe başladıklarında, polisten dipçiği ilk o yedi. Yere düştü. Ak saçlarından kan sızıyordu yüzüne. Zorlukla ayağa kalktı. Polisler evine götürmek istedi. Reddetti. Arkadaşlarını yalnız bırakmayacaktı. Tutuklandı.
Turan FEYİZOĞLU
Erzurum’un İspir ilçesinde Türkiye İşçi Partisi (TİP) ile Genç Öncü Derneği kurmuştuk. 1978’de Ankara’da bir toplantı olmuştu. O toplantıya katılmıştım. Behice hocamla ilk kez o toplantıda tanışmıştım.
1980’de TİP Genel Merkez’inde bir süre çalıştım. Zaman zaman Merter’deki evine bırakıyordum taksiyle. Yani refakat ediyordum. Çok çalışkan, çok mütevazı, insancıl ve güler yüzlüydü.
Parti merkezinde acıktığında yarım ekmek arası peynir aldırırdı. Büyük bardakla çay içmeyi severdi.
İLKLER BAŞARAN PARLAK BİR ÖĞRENCİ
Behice Sadık Boran, Cumhuriyet’in ilk öğretmenlerinden; ülkenin ilk kadın sosyoloğu; ilk kadın parti başkanı; TBMM ve Avrupa Parlamentosu’nda ilk kadın sosyalist milletvekili.
Yaşamı da doğumu gibi anlamlıdır. 1 Mayıs 1910’da doğdu. Ailesi 1890’larda Bursa’ya göç etmiş, Kazan Tatarı’ydı. Tahıl ticareti yapan Sadık Bey ile Mahire Hanım’ın kızı olarak 1910’da Bursa’da doğdu. Üç kardeşin en küçüğüydü.
Behice ilkokula Bursa’da başladı. Kurtuluş Savaşı döneminde Yunanlılar Bursa’ya girince, ailesiyle İstanbul’a göç etti. Orta öğrenimini Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde yaptı (1924-1931). Babası okuryazar, aydın bir adamdı. Çocuklarının yabancı dil eğitimine çok önem veriyordu. Bu sebepten Fransız okuluna yazdırıldı. Bu okul kapatılınca Arnavutköy’deki Amerikan Kız Koleji’nde okumaya başladı. 1927’de orta, 1931’de lise kısmını birincilikle bitiren ilk Türk kız öğrenci oldu. 1931-1933 yıllarında İstanbul Üniversitesi’nde okudu. Manisa Orta Mektebi İngilizce muallimeliğine atandı. Michigan Üniversitesi (ABD) ona burs verme teklifinde bulundu. Kendini bu üniversiteye öneren kişi, Amerikan Kız Koleji’ndeki tarih öğretmeniydi.
Michigan Üniversitesi’nde sosyoloji doktorasını tamamladıktan sonra 1939’da Türkiye’ye döndü ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF) Sosyoloji Bölümü’ne doçent olarak atandı.
İLK KADIN PARTİ GENEL BAŞKANI
Aynı dönemde Yurt ve Dünya ve Adımlar dergilerinin yayın faaliyetine katıldı. Dışişleri’nde Yunanca çevirmenliği yapan Nevzat Hatko ile 16 Mart 1946’da Ankara’da evlenen Boran, 1948’de siyasi görüşleri nedeniyle üniversiteden uzaklaştırıldı.
Dursun adında bir erkek çocukları oldu.
Büyük Çerkes sürgününde Anadolu’ya göç etmiş Hatko aşiretinden olan Nevzat Hatko, 1972’de felç oldu, 26 Nisan 1981’de öldü.
Behice Boran, 1950 yılında kurucusu ve başkanı olduğu Barışseverler Cemiyeti, Menderes hükümetinin Kore’ye asker göndermesini kınayan bir bildiri yayımlayınca 15 ay hapis cezası aldı.
1951’de TKP tutuklamaları oldu. Sıdıka Umut ile Ruhi Su, tutukluyken evlendi. Kelepçeliyken kıyılan nikahın şahitleri de Behice Boran ve Nevzat Hatko’ydu.
1962’de Türkiye İşçi Partisine üye olan Boran, 1965 seçimlerinde Urfa’dan milletvekili seçildi. Birkaç dönem Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’yi temsil etti. TİP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar’a karşı tavır aldı ve 1970 yılındaki parti kurultayında genel başkan seçildi.
12 Mart 1971 muhtırası ile birlikte tutuklandı ve partisi kapatıldı. Boran, 15 yıl hapis cezası aldı. 1974 yılında ilan edilen genel aftan yararlanarak serbest kaldı.
1975’te tekrar kurulan TİP’in genel başkanı seçildi. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından kısa süre ev hapsinde tutulan Boran, daha sonra yurtdışına çıktı.
SOSYALİST DOĞULMAZ, SOSYALİST YAŞANIR
“Sosyalist doğulmaz sosyalist yaşanır.” dedi. Sosyalist doğdu, sosyalistçe yaşadı.
“Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!”
Tarih:1 Mayıs 1979.
Hükümet, İstanbul’da 30 saat süreyle sokağa çıkma yasağı ilan etti.
Behice Boran 69 yaşındaydı.
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanıydı.
Yasağın, işçi sınıfının hak ve özgürlükleri uğruna yıllardır verdiği mücadelenin kırılması anlamına geldiğini açıkladı. Bir yurttaş olarak Taksim’de olacaktı.
Partili arkadaşlarıyla DİSK önünde buluşup Taksim’e yürüyüşe başladıklarında, polisten dipçiği ilk o yedi. Yere düştü. Ak saçlarından kan sızıyordu yüzüne. Zorlukla ayağa kalktı.
Polisler evine götürmek istedi. Reddetti. Arkadaşlarını yalnız bırakmayacaktı.
Tutuklandı. İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı’ndaki duruşmada yargıç karşısına çıkarıldı.
Yargıç sordu: Çıktınız mı?
-Çıktık.
-Ne yapacaktınız?
-Taksim’e doğru yürüyecektik.
-Peki neden çıktığınız?
-1 Mayıs emeğin bayramı, mücadele günüdür. Biz de o sınıfın partisiyiz, çıktık.
-Nereden çıktınız?
-Merter’den çıktık.
-Nereye gidecektiniz?
-Taksim’e.
-Merter neresi Taksim neresi, uzun yol; siz yaşlısınız nasıl gideceksiniz?
-Dinlene dinlene…”
YÜRÜYÜŞÜNÜN BİTTİĞİ ZAMAN
Behice Boran, bir uzun yürüyüşün en soluklu devrimcilerinden oldu.1981’de yurttaşlıktan çıkarıldı. Yurtdışında iken TKP ile TİP’in birleşme kararı aldıklarını duyurdu ve iki gün sonra 10 Ekim 1987’de öldü.
Cenazesi Türkiye’ye getirilen Boran, TBMM ve İstanbul’da düzenlenen törenlerin ardından 18 Ekim 1987’de İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze töreninde ben de vardım.
Kuşadası’nda bir park yapıldı ve “Behice Boran Parkı” adı verildi.
ESERLERİ:
1-Türkiye ve Sosyalizm Sorunları, ikinci baskı, Sarmal Yayınları, İstanbul, 1992,
2-Savunma, Sosyalist Yayınları / Türkiye Sosyalist Hareketi Tarih Dizisi / Belgeler,
3-Edebiyat Yazıları, Sarmal Yayınları, İstanbul, Ekim 1992.
Çevirileri:
Platon (1944) Devlet Adamı, İstanbul: Maarif Vekilliği (Mehmet Karasan’la Birlikte),
Granville-Barker, Harley (1946), Voysey Mirası, İzmir: Tülin,
Steinbeck, John (1964) Sardalya Sokağı, İstanbul: Batı,
Fast, Howard Melvin (1966) Hürriyet yolu, İstanbul: İstanbul Matbaası.
Hakkında yazılan kitap:
MUMCU, Uğur: Bir Uzun Yürüyüş, 1996, Ankara: um:ag Yayınları.