Beş Tank, Beş Uçak ve Hande Fırat

Darbe girişiminden sonra CNNTürk’den Hande Fırat’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüntülü cep telefonu röportajı organize bir iş değilse büyük bir gazetecilik başarısı. Ancak olaylardaki karanlık noktaları görünce Hande Fırat’ın bu organize işin medya ayağı olduğu belli oluyor

 

DR. ABDULLAH KÖKTÜRK

15 Temmuz darbe girişimini Cumhurbaşkanı eniştesinden öğrenmiş ya, ben de kızımdan öğrendim. O gece Ortaköy’de arkadaşları ile yemekte olan kızım, saat 21.00 civarında arayarak, “baba köprüde bir şeyler oluyor, birkaç tank köprünün bir girişini kapatmış” dedi.

Dünyadaki darbeler ilgi alanı olan, yüksek lisans ve doktorada Türkiye’deki askeri müdahaleleri çalışmış biri olarak, darbelerin genellikle sabaha karşı yapıldığını bildiğimden, herkesin ayakta olduğu bir saatte köprünün tek tarafının birkaç tankla kapatılması ile darbe olmayacağını biliyordum. Zaten darbe de olmadı ama darbe yapılıyormuş gibi oldu. O gece yaşananlarla ilgili çelişkiler bugüne kadar açığa çıkmadı.

Organize İşler

Nasıl olduysa, 15 Temmuz 2016 gecesi neredeyse tüm kuvvet komutanları düğün ve başka sebepler ile Ankara dışında idiler veya Ankara içinde olup ortaya çıkmadılar. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal İstanbul Moda’da katıldığı bir düğünden helikopterden inen askerler tarafından kaçılırdı. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’tan darbe girişiminden sonra haber alınamadı. Jandarma Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Galip Mendi’nin Akıncılar üssünden kurtarıldığı haberi geldi. Ama nasıl ve kimler tarafından kaçırıldığı bilgisi yok. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu’nun ise arabası ile İstanbul’da oradan oraya gittiğini biliyoruz.

Bu arada birkaç tank sokakta. Ancak hepsi sokağa çıkan siviller tarafından etkisiz hale getiriliyor. Birkaç uçak havada. Birkaç bomba ile havaya uçacak meclis bombalanıyor ama hasar çok küçük. Beştepe de bombalanıyor, neredeyse hasar yok.  Marmaris’e cumhurbaşkanının kaçırmak için giden özel kuvvetler oteli sora sora buluyor! Bulduktan sonra da harekete geçmek için Cumhurbaşkanı’nın oteli terk etmesini bekleyip, 3 saat sonra harekete geçiyorlar. Günlerce aç susuz yaşama eğitimi almış özel kuvvetler bir gün içinde lağım faresi gibi kanalizasyonlarda yakalanıyor. Ama Suriye’ye kaçan özel kuvvetler mensubu bir birlik 5 yıldır ortada yok.

Darbe girişiminde İstanbul’daki SAT birliği kilit rolde idi. Birçok personeli darbe girişimine katılırken, kamyonlarca SAT cephanesi darbe girişiminden sonra sağda solda bulundu. Bunlardan birlik komutanı ve yardımcısının bilgisi olmaması düşünülemez. Peki bu komutanlara ne oldu dersiniz? İki yıl içinde ikisi de Askeri Şura kararı ile amiral yapıldı. Deniz kuvvetlerinde SAT komutanlarından amiral olması görülmemişken iki yıl içinde iki amiral çıkması ilginç görülüyor.

Karanlık Noktalar

Darbe gecesi öldürüldüğü söylenilen Semih Terzi hadisesi başlı başına bir yazı konusudur. Darbe gecesi eşinin cesedini görmesine izin verilmeyip bilahare tutuklanan ve 2020 Kasım ayında tahliye edilen doktor eşi Nazire Terzi konuştuğunda, karanlık noktaların daha da artacağını düşünüyorum.

Darbe girişiminin kilit ismi Adil Öksüz’ün yurt dışına kaçmasına müsaade edilmesi başka bir muamma. Genelkurmay Başkanı yaverinin ve Cumhurbaşkanı yaverlerinin neredeyse tamamının darbeci çıkması ise ayrı bir olay.

Darbe girişimi öncesi MİT’in ne zaman haberi olduğu, Genelkurmayı ve Cumhurbaşkanlığını ne zaman bilgilendirdiği veya bilgilendirmediği bir başka karanlık nokta.

Medya Ayağı Hande Fırat

 Darbe girişiminden sonra CNNTürk’ten Hande Fırat’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüntülü cep telefonu röportajı organize bir iş değilse büyük bir gazetecilik başarısı. Ancak yukardaki karanlık noktaları görünce Hande Fırat’ın bu organize işin medya ayağı olduğu belli oluyor. Hande Fırat yıllar sonra bu olayların perde arkasını gazeteci olarak yazarsa o zaman gerçekleri öğrenme şansımız olabilir. Hande Fırat gerçekleri yazar mı? Pek sanmıyorum.

15 Temmuz Kime Yaradı

 15 Temmuz darbe girişimden sonra ilan edilen olağanüstü hal, gösteri ve mitinglere sınırlama getirirken, ertelenen grevler emeği baskılayıp sermayeye yarayan bir otoriter rejimin kurulmasını sağladı. Ayrıca Fetullah Gülen örgütü ile iltisaklı onbinlerce kamu görevlisi yanında bu örgütle ilgisi bulunmayan birçok sol görüşlü muhalif de kamudan ihraç edildi.

Darbe girişimi 2017 Nisan ayında yapılan anayasa referandumunda Erdoğan’a en az 5 puan kazandırdı ve böylece cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kurulması kolaylaştırdı. Bu sistemin Cumhurbaşkanına verdiği KHK ile ülkeyi yönetebilme olanağı otoriterleşmeyi arttırdı.

Yeni kurulan sistemle Cumhurbaşkanı silahlı kuvvetler ile ortaklaşa ülkeyi yönetmeye başladı. Eski Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar Milli Savunma Bakanı yapılarak ülke yarı-askeri bir rejimle yönetilmeye başlandı.

Ne Yapmalı?

 15 Temmuz ülkeyi demir yumrukla yöneten bir sistem kurulmasına yardımcı oldu. Şimdi bu sistemin nasıl ortadan kaldırılacağını düşünme zamanıdır. 15 Temmuz’dan sonra AKP’nin kendi yandaşlarına onbinlerce silah dağıttığı söylenmektedir. Bu silah sahiplerinin tümünün olası bir seçimde AKP kaybettiğinde ortaya çıkacağını düşünmek güçtür.  Eğer öyle bir durum oluşursa eline silah almış herkesin terör örgütü üyeliğinden yargılanacağını bilmesi lazımdır. Tabii bu insanlara silah dağıtan ve sokağa çıkmalarını söyleyenler de terör örgütü yöneticisi olacaklardır.

Yapılması gereken, demokrasi güçlerinin ve AKP-MHP koalisyonu karşıtı tüm siyasi partilerin asgari müşterekte anlaşarak olası bir seçimde iş birliği yapmalarıdır. Bu iş birliği cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denen ucubenin ortadan kaldırılmasına kadar sürmelidir.  Ayrıca kurulacak hükümet 15 Temmuz’un karanlık noktalarını aydınlatmalıdır.

PAYLAŞMANIZ İÇİN