Cahil Değil, Haddini Bilmez!

Bugünler gelir geçer muhakkak, toplum evrilir, devrilir, tekrar toparlanır ve layık olduğu şekilde yaşam devam eder. Ama kavramları doğru oturtmak ve cehaleti taçlandıranların adlarını bir bir, bi’ kenara yazmak lazım. Lazım olacak. Hem de pek yakında

 

EMİNE SUPÇİN

Kavram değişikliği gerekli, hem de acilen.

Twitter’da İlber Ortaylı adıyla açılmış bir hesaptan geçen gün şöyle bir cümleye rastladım. “1930’lar – 40’larda bile bugünkü kadar cahil yoktu.” Kastedilen cehalet okuma yazma cahilliği değil elbette. Cehaleti savunan densizliğe atıf yapılıyor. Bizler, başta ben olmak üzere bu masum kavramı kirlettik.

Ne demek istiyorum? Cahil, bilmediğinin farkında olan kimseye denir. Hayatımın bir evresinde çok güçlü bir kişiliğe sahip yaşlı bir kadınla tanışmıştım. Yakınım oldu. Öğretileri ile yemek yapmaktan edebin temel yasalarına kadar pek çok şey kattı benliğime. Fakat evindeki telefondan arama yapmayı başaramayan bir insandı. Çünkü ne rakamları tanırdı ne de harfleri. “Ben telefon edemem kızım. Ben cahilim,” derdi. 

Yaşlı teyzenin durduğu yerden baktığımızda hepimiz CAHİL değil miyiz? Çünkü neyi ne kadar bildiğinin ve bilmediklerinin farkında olmak cahilliktir. Bunun adı entelektüel cahillik bile olabilir. Örneğin kendim için göğsümü gere gere ben bir entelektüel cahilim diyebilirim. Çünkü öğrenmeyi seviyorum. Tam bu noktada Sokrat misafir olmaz mı bu yazıya: “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir.”

Bilmediğinin farkında olana cahil denmez. Bizleri delirten cahillik değil, cehaleti taçlandırıp savunan haddini bilmezler! Hatta mümkünse tüm toplumu cehalete sürüklemek için savaşan karanlık ruhlu aşağılık yaratıklar!

Ne diyor mesela bir densiz? “Sokaklar kasap dükkanı gibi, et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor.” (Ankara Melike Hatun Cami İmamı Halil Konakçı’ymış adı.)

Et görüyorsan bu senin et kafalılığındandır dense yeridir. Ama değil. Et görüyor olmasının sebebi kendisinin sırtlan olmasından kaynaklı. Cehaletin değil, haddini bilmezliğin, densizliğin sırtlanı. Ve aklı bilime, kültüre, sanata ermediği için; estetik beğeni ve zarafet bakışına sahip olmadığı için onun gözünde kadın sadece cinsel obje.

Eğer demokratik, laik ve hukuk sistemi adil bir ülkede yaşıyor olsaydık Ankaralı kadınlarla çıplak protestolar yapardık bu densize! Hem de camiinin önünde binlerce çıplak kadınla. Tıpkı Amerika’da Donald Trump’ı protesto eden kadınlar gibi.Ve öylesi bir ülkede olsaydık, polisler yobazlara karşı bizleri korurdu. Ama şu gün denesek biliyoruz ki yobazlarla polisler aynı safta duracaklar.

Bugünler gelir geçer muhakkak, toplum evrilir, devrilir, tekrar toparlanır ve layık olduğu şekilde yaşam devam eder. Ama kavramları doğru oturtmak ve cehaleti taçlandıranların adlarını bir bir, bi’ kenara yazmak lazım. Lazım olacak. Hem de pek yakında. 

Damarlarında dolaşan asil kanın farkında olan ey sevgili Türk kadını! Sakın ola bu tip densizlere bakıp da kıyafetinden ya da tarzından ödün verme. Sen ki sana özgürlüğü sunan Mustafa Kemal’i doğurmuş kadınsın! Sen ki bu toprakları düşmana karşı savunurken sırtındaki yavrundan feragat edip cepheye mermi götürmüşsün. Sen Nene Hatunsun, sen Şerife Bacısın, sen Kara Fatma’sın! Seni ne bilir elin Arap kafalı yobazı!

Onlar cahil değil; yobaz, hadsiz, densiz!

 

 

paylaşmanız için