“Yeni normal”de nefes alamıyoruz

Maskemizin altında aklımızdan ne geçirirsek geçirelim bunu gözlerimize yansıtmayacağız. Hatta aklımızdan hiçbir şey geçirmeyeceğiz. Renksiz, ışıksız, ifadesiz, nötr bakacağız. Kör bakacağız hatta. Maske bulamadık diyelim maskemizi kendimiz dikeceğiz o zaman. O da olmazsa yüzümüzde maske varmış gibi bir ifade takınacağız.

Mecit ÜNAL
mecitunal@gmail.com

Covid-19Covid-19 salgınına karşı alınan sert önlemlerin aşama aşama kaldırılmasıyla hayat “normal”e dönmeye başladı. “Uzmanlar”ın, “yeni normal” olarak tanımladıkları bu dönemde hayatımıza giren, daha önce deneyimlemediğimiz bu “yeni alışkanlıklar”ın uzun bir süre gündelik yaşamımızın bir parçası olacağına dikkat çekiliyor.

Yani el sıkışmayı, sarılıp öpüşmeyi, uzun uzun kucaklaşmayı unutacağız. Selamlaşma şeklimiz bile değişecek. Mümkünse kimseye selam vermeyeceğiz. Birbirimizi gördüğümüzde tanımıyordan geleceğiz, yolumuzu değiştireceğiz.

EL FRENİNİ ÇEK, ANAHTARI AL, MASKEYİ TAK

En önemlisi maske! Maske takmayı, maskeyle yaşamayı alışkanlık haline getireceğiz. Özellikle toplu olarak bir yerde çalışmak zorundaysak, çarşıda, pazardaysak maske eğitim kadar şart! Maske hem bizi başkalarından hem başkalarını bizden koruyacak. Arabamızın ya da evimizin anahtarını nasıl içerde unutmuyorsak, maskeyi de unutmayacağız. El frenini çek, anahtarı al, maskeyi tak, düstur bu. Maskemizin altında aklımızdan ne geçirirsek geçirelim bunu gözlerimize yansıtmayacağız. Hatta aklımızdan hiçbir şey geçirmeyeceğiz. Renksiz, ışıksız, ifadesiz, nötr bakacağız. Kör bakacağız hatta. Maske bulamadık diyelim maskemizi kendimiz dikeceğiz o zaman. O da olmazsa yüzümüzde maske varmış gibi bir ifade takınacağız.

Ellerimiz sonra… Ellerimizi sık sık yıkayacağız. Hem de öyle böyle değil. Dakikalarca, ova ova… Farkında olmadan muhalif bir gazeteye, dergiye değmiş olabiliriz. Ya da yolda bir muhalifle karşılıklı geçerken omuzumuz değmiş olabilir, hemen eve gidip üstümüzü başımızı çıkarıp duşa gireceğiz.

Maazallah o muhalif bir de hem kürt hem solcu hem de ekolojist ise!

Cumhuriyet, Odatv gibi muhalif yayınları okumayacağız. Ama face’de instagram da istediğimiz kadar yemek fotoğraf ve videosu paylaşabiliriz. AVM’lere gidebiliriz. Onlar gerekli önlemleri titizlikle alıyorlar. Hem aksuata da önemli. Yoksa düzen nasıl sürecek.

Ama toplu halde bir arada olmaktan sakınmalıyız. 1 Mayıs, 19 Mayıs, 27 Mayıs, hatta 5 Haziran gibi günler virüsün yayılma hızının arttığı günler. Önümüzde 15-16 Haziran var, çok dikkatli olmalıyız! Coronavirüsün en yaygın olduğu kesim salgına rağmen çalışmak zorunda olan işçiler. Protestolaran, basın açıklamalarından, doğanın katledilmesine karşı çıkanlardan ve onların eylemlerinden de uzak durmalıyız. Dün Kirazlıyayla kadınları örneğin, dere tepe demeden 14 kilometrelik dağı aşıp basın açıklamasına yetiştiler ya, şimdi birçoğu gözaltında. Bunlara, camilerden yayınlanan şarkıyı paylaşanların, gazetecilerin, Müyesser Yıldız’ın,  İsmail Dükel’in apansız gözaltına alınmalarına alışacağız. Asıl virüs bunlar. “Yeni normal”de normal olan bu!

Yoksa nasıl çıkacağız bu işlerin içinden?

Yeni ya da eski, “normal”leşmeyerek!