Büyük edepsizlik: ATATÜRK’Ü LANETLEDİ

ESKİMİYEN – HABER

AKP iktidarının insanlığın ortak değeri Ayasofya müzesini kılıç zoruyla ve politik bir ‘hukuk’ kararıyla camiye çevirmesi üzerine bugün gerçekleştirilen siyasi şovda, mimbere kılıçla çıkan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Atatürk’e saldırdı.

Ayasofya’nın “kılıç hakkıyla alındığı”, kendilerinin Osmanlı’nın devamı olduğunu gösteren rituellerle süren Ayasofya açılışı siyasi şovunda Ali Erbaş adlı gerici gerçeklerle ilgisiz, tamamen uydurmalara dayanan konuşmasında haddini inanılmaz şekilde aşarak şu cümleleri kurdu:

” Ayasofya kıyamete kadar cami olmak kaydı ile Fatih Sultan Mehmet Han tarafından vakf edilerek müminlere emanet edildi. Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar. Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar. O Ayasofya İslam’ın engin merhametinin bir kez daha dünyaya ilan edildiği yerdir. “

Bilindiği gibi Cumhuriyet, insanlığın ortak kültür mirası, daha Müslümanlık ortaya çıkmadan en az yüzyıl önce inşa edilen, İstanbul’un fethinden sonra cami olarak kullanılan Doğu Roma, Ortodoks Hıristiyan kilisesi, mimari şaheser Ayasofya’yı 1934 yılında bakanlar kurulu kararı ile müze yapmış, kararı Atatürk imzalamıştı.
Ayasofya’nın müze olması Atatürk’ün medeniyet projesi kapsamında gerçekleştirilmişti.
Ali Erbaş’ın uyduruk ve en fazla kendi kadar anlamlı “vakıf inancı” dolayısıyla Ayasofya’yı camilikten çıkaranın “yanacağı”, “lanetleneceği” zırvaları doğrudan Atatürk’ü hedef almak olarak değerlendirildi.
Sosyal medyada Ali Erbaş’a büyük tepki gösteriliyor.
Ali Erbaş’ın “kıyamete kadar” dediği süre İstanbul’un 1919’daki işgaliyle bitmiş, İstanbul İngiliz, Yunan, Fransızların ortak denetimine verilmiş, Osmanlı sarayı da yeniden Bursa’ya taşınmayı düşünür olmuştu.
Başta Atatürk olmak üzere İstanbul’u işgalden kurtaran Cumhuriyetin askerlerine ve kadrolarına hakarete yeltenen; işgali ve İstiklal Savaşı’nı görmezden, bilmezden gelen “profesör” unvanlı bir cahilin Atatürk’ün kurduğu bir kurumun başında olması da ayrıca tepki çekiyor.
Öte yandan Cumhuriyet’ten rövanşı alarak Osmanlı’yı yeniden ihya etmeye çalışan gericilerin dizginsiz şekilde Atatürk’e saldırmalarındaki kışkırtma tavrı son derece dikkat çekiyor.