İstibdâd Masharalıkları

Yazar Mehmed İhsan’ın 1908 yılında yazdığı “İstibdah Masharliklari yâhûd Kahkaha ile Gülünüz!” yapıtı, Yervant Odyan’ın 1911’de tarihli Abdülhamid ve Sherlock Holmes adlı yapıtından daha önce yazılmış ve yazıldığı günden bu yana kıyıda köşede kalmış bu yapıt II. Abdülhamid dönemindeki baskıları, ilginçlikleri, örnekleri, son derece eğlenceli biçimde anlatıyor. İlk kez merhum amcam Ahmet Bayındır tarafından günümüz Türkçe harflerine çevrilen yapıtın döneminin bir aynası olmasından dolayı ilgi göreceğinden eminim

CEM BAYINDIR

Şimdi bu yapıttan, o döneme air bazı jurnal (gizlice hükumete bildirme, kötüleme) örnekleri vermek istiyorum:   

KÖPRÜ NEDEN DÜN GECE SABAHA KARŞI AÇILDI


İstibdat masharalıkları yahud kahkaha ile gülünüz
Yazar: Mehmet İhsan.
1. baskı.
Doğu Kütüphanesi, 2017.

Liman dâiresinin ma’lûmâtı (bilgisi) olmaksızın dün gece sabaha karşı cisreyn (köprüler) küşâd edildi (açıldı).Küşâddan tam on sekiz dakika sonra seddü’l-bahir krotile berk-efşân (şimşek saçan) torpido-geçer-i hümâyûnî hurûc etti (çıktı). Me’mûrîn-i müteallika-sının (ilgililerin) ma’lûmâtı (bilgisi) olmaksızın köprünün böyle bilâ-vakt (vakitsiz) küşâdında (açılmasında) elbet bir sebeb-i hafî (gizli bir neden) mevcuttur. İcrâ-yı tahkîkâta (soruşturmaya) mübâşeret eylediğimi (başladığımı) hasbe’l-ubûdiyye (kulluk gereği) arz eylerim. Fermân…

BAHRİYE ZABİTLERİ GECE YARISI…

İsimlerini henüz tahkîk edemediğim üç bahriyye zâbiti (deniz subayı) ile hangi dâireye mensûb olduklarını anlayamadığım dört me’mûrun Zeyrek civârında … Mahallesinde … numrolu hânede birkaç gecedir nısfü’l-leyle karîb (gece yarısına yakın) bir zamanda hafiyyen (gizlice) ictimâ’ eyledikleri (toplandıkları), görülüyor. Hâiz olduğum salâhiyet-i resmiyye üzerine bugün mûmâ-ileyhümün (adı geçenlerin) hüviyyetlerini tahkîk eyledikten sonra bu gece yine ictimâ’ (toplantı) vukû’ bulduğu takdirde memûrîn-i lâzıme (görevliler) ile beraber hâneleri basılıp der-dest edilecekleri (yakalanacakları) hasbe’l- ubûdiyye (kulluk gereği) arz olunur. Fermân …

AZMİ EFENDİ’Yİ NASIL TEVKİF ETTİRDİM

Dünkü salı günü köprünün Adalar Gazinosu’na girdiğim zaman bahriyye (deniz) mülâzimlerinden (teğmenlerinden) Azmi Efendi’nin resimli bir Fransız gazetesi mütâlaasıyla (okumasıyla) meşgul olduğunu ve bu gazete mündericâtının (içeriğinin) veliyy-i ni’metimiz Pâd-şâhımız Efendimiz Hazretleri’nin ve saltanat-ı seniyyelerinin aleyhinde bulunduğunu anlayarak mûmâ-ileyh (adı geçen) Azmi Efendi’nin gazinodan hurûcunu (çıkışını) müteâkib ta’kîbine lüzûm görmüş ve Aziziye Karakolu’nun önüne vürûdunda (vardığında) zâbıta muâvenetiyle (yardımıyla) çevirtip tevkif ettirmiş olduğum ma’rûzdur. Fermân …

İNGİLİZ GENÇLERİN TOP OYUNUNA KATILACAK TÜRK GENÇLERİ KİM

A’cemî bir hafiyye tarafından bilâ-tahkikat (araştırılmadan) efendisine yazılan bir jurnalin sûretidir: Kadıköy’ünde Kuşdili Çayırında ba’z İngiliz gençleri tarafından önümüzdeki pazar günü büyük top müsâbakaları icrâ edileceği ve bu müsabâkaya bizim genç Türklerden de ba’zılarının iştirâk eyleyeceği (katılacağı) haber alınmış olduğundan bu gibi muhill-i emn ü âsâyiş (güvenliği ihlâl eden) müsâbakaların men’-i icrâsı (durdurulması) husûsunda tedâbîr-i inzibâtiyye icrâsı (polis tedbirinin) lâ-büdd (gerekli) bulunduğunu hasbe’l-ubûdiyye (hizmet gereği) arz eylerim. Fermân . . .

(Îzâhât:   Hafiyyenin maksûdu (kastettiği) olan büyük top müsâbakası (yarışması) İngilizlerin [Fudbol] dedikleri bir nev’ top oyunudur. Bu jurnal o vakit Yıldız’a kadar îsâl edilerek (ulaştırılarak) mahall-i müsâbakaya (yarış yerine) li-ecli’t-tahkikat (araştıma için) bir hayli me’mûrlar gönderildiği mevsûkân (doğrulanarak) söyleniyor. )

ÇAPKIN, GECE YARISI ASKERLERİ NEDEN PADİŞAHA DUA ETTİRDİN

İstibdâdın eyyâm-ı âhiresine (son günlerine) doğru Haliç’te bulunan sefîne zâbitânından (gemi subaylarından) biri, gece yarısı yatağından kalkıp boru-zeni celb ile bir cem’ borusu çaldırtarak askeri güverteye tabur ettirmiş ve üç def’a [Pâd-şâhım çok yaşa] bağırdıktan sonra dağıttırmıştır.

Şu nâ-be-mevsim (vakitsiz) duâ-yi pâd-şâhîden haber-dâr olan ve el-yevm (şimdi)Fizân’da ikâmete me’mûr olup ser-firâzân-ı hafiyye-gândan (hafiye yöneticilerinden) bulunan bahriyye birinci ferîki Ahmet Paşa bu bâbda (bu konuda) mâ-beyne birçok jurnaller yağdırmış ve icrâ-yi tahkîkât (soruşturma) için mâ-beynden aldığı irâde üzerine hemen sefîne zâbitini nezdîne celb ederek şu yolda isticvâba (sorguya) başlamıştır:

Oğlan çapkın seni geberteceğim.. Gece yarısı vakitsiz ve hiçbir sebep olmadığı halde askeri toplayıp neden pâd-şâha duâ ettirdin;

 Zâbit-  Efendim Pâd-şâha duâ farzdır. Bir farz yapmakla günâh mı işlemiş oldum?

-Oğlan çapkın her şeyin bir zamanı vardır.. Söyle bakayım fikrin ne idi?

Zâbit- Efendim rü’yâmda velyy-i-ni’metimize sû-i kasd edildiğini gördüm. Zât-ı şâhâneye olan fart-ı ubûdiyyetim (aşırı bağlılığım) ilcâsıyla (etkisiyle) hemen kalkıp askeri cem’ ile duâ ettirdim. Tabîîdir ki zât-ı âlîleri şu hareket-i sadâkat-kârânemden dolayı bendenizi takdîr buyurursunuz. Zâbitin şu ifâdesi üzerine Ahmet Paşa tekrar isticvâba muktedir olamayarak netice-i İsticvâbâtını (sorgulama neticesini) Yıldız’a bildirmiş ve şu entrikasından dolayı zâbit mazhar-ı iltifât olmuştur.

İSTİBDÂDDA ELFÂZ-I MEMNÛ’A (İSTİBDATTA YASAK SÖZLER)

[1] Millet / Hürriyyet / [2] Murâd / [3] Reşâd / Hırs / Tama’(tamah) / Vatan / Dolap / Felâket /Tuğyân (azgınlık) / İsyân / Zâlim / Gaddâr / İhtilâl / Yıldız / Firâk (ayrılık) / Fâcia / Humbara (kumbara) / Anarşi / İctimâ’ (toplantı) / Cem’iyyet (topluluk, dernek) / Tamâm / Hitâm / Son / Azâb (eza, cefa)/ Denâet (alçaklık) / Sû-i kasd / İttihâd (birlik) / Hal’ (bırakma, ayırma) / Hall (çözüm) / Meşveret (danışma) / Pûst-nişîn (postta oturma) / Ma’sûm (suçsuz) / Mazlûm / Firâr (kaçış)  / Hafiyye / Fazîlet / Hûn-hâr (kan dökücü) / Hukuk (haklar) / Mel’ûn (lânetli) / Şeytân / Kahr / Müfsid (bozguncu) / Nedâmet (pişmanlık) / Vehâmet (kötü hâl) (Helâk (mahvolma) / Mecnûn (deli, divane) [4] Kaval / Hâin / Musîbet / Nâfile / Adem (yokluk) / Mahkûm / Gazab / Nekbet (bahtsız) / Gasb / Rü’yâ / Salb (asılma) / Dîvâne / Darağacı /  Riyâ / Belâ / Âkıbet / Barbar / Dinamit / Bomba / Zevâl (sona erme) / Nüfûz (etki, itibar) / Sihr-bâz / Konferans / Miting / Hamiyyet / Mizân (ölçü) / Müsâvât (eşitlik) / Vâ-veylâ (feryat) / Mücâhid / Hafî (gizli) / Fazâhat (alçaklık) / Maâş / Adâlet / Maâş / Âsî / Zindân / Gaddâr (acımasız) / Tazallüm (sızlanma) / Fânî / Kara haber / Müdâhane (dalkavukluk) / Tabasbus (yaltaklanma) / Avene (yardakçı) / Çete / İfnâ (yok etme) / İstiklâl / İctihâd / Cumhûriyyet / Jön-Türk / Efsûn (büyü) / Heder / Buhrân / Sukut (düşme) / Vesvese (kuruntu) / Müşâfehe (söyleşme) / Bâgî-yâne (serkeşlik) / Şekâvet (şakilik) / Tuzak / Devr (çağ, zaman) / Tebeddül (değişim) / Meş’ûm (uğursuz) / Serseri / Esâret (tutsaklık) / Kerâmet / Nefy (sürgün) / Tağrîb (kovma) / Velî-ahd / Mensûb (ilişkili) / Rencîde (incinmiş) / Bî- amân (acımasız) / Gözde / İkbâl (talih) / [5] Hamîd (övgüye değer) [6] Cüst û cû (soruşturma) / Taraf-dâr / Başvekil / Kıyâm (kalkışma) / Fâcir (sefih) / Bî-dâd (zulüm) / Kına gecesi / Helva sohbeti / Müstakbel (gelecek) / [7] İnzâr (uyarı, tenbih) / Endîşe (kaygı) / Günâh-kâr /          

[1] Buna bedel (karşılık) ümmet

[2] Buna bedel mir’ât (ayna)

[3] Buna bedel neş’et (oluş, çıkış)

[4] Burnundan kinâye.

[5] Buna bedel Hâmid (hamt eden) veya Hamdi.

[6] Bu terkîb son zamanlarda men’ edilmişti.

[7] Korkutma, tahvîf.