Yargıtay 15 Temmuz’a ‘senaryo’ demeyi suç saydı REJİMLE AYNI FİKİRDE OLMAK MECBURİDİR!

Eskimiyen / Haber

Gün geçmiyor ki, yüksek yargı “hukukun altın çağı”nda yaşadığımızı kanıtlayacak kararlara imza atmasın.
Son olarak, Uşak’ta yaşayan Ö.A., adlı yurttaş 15 Temmuz darbe girişiminden bir gün sonra sosyal medya hesabından, “Oscarlık bir senaryo, iktidar hırslı bir diktatör… IQ’su düşük bir toplum… Hiç uğruna ölen Mehmetçik… Uyumaya devam… Şimdi şov zamanı…” şeklinde paylaşım yaptı.

Aydınlık gazetesinin haberine göre, Uşak Başsavcılığı’nca söz konusu paylaşımla ilgili soruşturma açıldı. Başsavcılık, Adalet Bakanlığı’ndan alınan kovuşturma izninin ardından Ö.A. hakkında, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçundan dava açtı.

UŞAK MAHKEMESİNİN HUKUKA ÖRNEK KARARI

Uşak 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme, sanık hakkında suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verdi. İtiraz edilmeyen karar, 5 Şubat 2019’da kesinleşti.

Ancak Adalet Bakanlığı söz konusu kararı Yargıtay’a taşıdı. Bakanlık, 17 Temmuz 2019 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından sanık Ö.A. hakkında verilen beraat kararının kanun yararına bozulmasını talep etti. Yargıtay Başsavcılığı, bakanlığın kanun yararına bozma talebi doğrultusunda beraat kararının bozulması için Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne başvurdu.

BİR HUKUKUN ALTIN ÇAĞI KLASİĞİ DAHA

Dosyayı inceleyen 16. Ceza Dairesi, Yargıtay Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriğini yerinde görerek, Ö.A. hakkındaki beraat kararını oy birliğiyle bozdu. Kararda, “Eylemin, bütün halinde ve bağlamında değerlendirildiğinde, TCK’nın 215. maddesinde yer alan suçu övme suçunu oluşturacağı gözetilmeden dosya kapsamı ile de uyuşmayan, çelişkili ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır” denildi. Söz konusu karar, bu mahiyetteki ilk karar olması açısından emsal niteliği taşıyor.

OTOKRASİNİN HUKUKU

Aydınlık gazetesinin övgüyle verdiği haber gerçek bir demokraside, gerçek bir hukuk devletinde alınacak bir karar değil. Gerçek demokrasilerde ve hukuk devletlerinde vatandaşın gerçeği ve yahut düşündüğünü ifade etme özgürlüğünün üzerinde hiçbir değer, hiçbir kısıtlama yoktur, olamaz. Yüksek mahkemeler ancak bu esas üzerinde yüksek mahkeme olur.
Yargıtay’ın kararının tek bir anlamı vardır: Düşünce ve ifade özgülüğü siyasi iktidarın ve Tayyip Erdoğan’ın düşündüğünü düşünmek, ifade ettiğini etmek özgürlüğüdür. Bunun tersini düşünmek suçtur!
İşte size hukukun altın çağı.