YOKSUL HALKIN SESİ… Aşık İhsani

Uzun kara sakalı, gür saçları, kıldan bir donu, omzunda Anadolu kilim motifleriyle süslü heybesi vardı. Heybesindeki motiflerle çorabındaki desenleri rengarenkti. Anadolu’nun bütün renkleri gibi cıvıl cıvıldı İhsani’nin görüntüsü.

Hidayet KARAKUŞ
karakushdyt@gmail.com

Odun kırıcıydı adı İlyas’tı

Yanaştım yanına yüzünü astı

İşin nasıl dedim bir küfür bastı

Arkasından baltasını biledi

…..

Böyle başlıyordu ünlü şiirlerinden biri Âşık İhsani’nin. Pek çok şiiri gibi bu şiirini de sonraları gür, sert, haykıran sesiyle türkü olarak plaklara da okumuştu 1966-1967’lerde.

Onu Konya’da Selçuk Eğitim Enstitüsü’nde öğrenciyken tanımıştım ilkin.

Konya Turizm Derneği’nin o yıllardaki Şair Başkanı Feyzi Halıcı, her yıl Âşıklar Bayramı düzenlerdi. Ülkemizin her yöresinden saz âşıkları Konya’ya toplanır, türkülerle, ayaklarla atışırlar, yarışırlardı.

Âşık İhsani de onlardan biriydi. Elime Ağalı Dünya geldi kitaplığımdan. Öldüğünü öğrendiğimde acıyla duraksamıştım.

Konya’da Atatürk anıtına bakan kütüphanede bir gece onu dinlediğimizi anımsıyorum. Elimde minicik de bir fotoğraf var o geceden. Hem bir edebiyat bölümü öğrencisi hem şiir yazan bir genç olarak onun özgün sesi kadar özgün kılığıyla ilginç bir halk ozanı olduğunun ayırtına varmıştık pek çok arkadaşımızla. İlk karısı Güllüşah için söylediği türkü radyolarda çalınıp söyleniyordu o yıllarda.

Uzun kara sakalı, gür saçları, kıldan bir donu, omzunda Anadolu kilim motifleriyle süslü heybesi vardı. Heybesindeki motiflerle çorabındaki desenleri rengarenkti. Anadolu’nun bütün renkleri gibi cıvıl cıvıldı İhsani’nin görüntüsü.

Şiirlerinde 1961 Anayasası’nın getirdiği özgürlük ortamında yükselen sosyalist düşüncenin inancı parlıyordu. Kararlı, kavgacı, umutluydu. Yoksul halkın sesi olmak istiyordu. Halkın acılarını, sorunlarını sorguluyor, onların yanında yer tutuyordu egemenlere karşı.

Aşık İhsani

Şiirlerini bir ara Ağalı Dünya diye bir kitapçıkta toplamış, bir kuş kadar hafif o kitabı da eski kitapçılarda bulmuştum.

Daha sonra Ozan Dolu Anadolu diye bir kitap yazmıştı Âşık İhsani.

Bu kitabın önsözünde “Bu kitaptakiler, kısa sürede önüme gelen halk şairlerinden alıp verdiğim bazı örneklerdir.

….

Örnekleri bir an önce vermemdeki gaye; ‘… Veysel, halk şairlerinin son halkası idi… Veysel öldü, halk şiiri onunla gömüldü…’ diyenleri uyarmaktır” diyor.

Verdiği örnekler arasında Âşık Mahzuni’den Âşık Hüseyin Çırakman’a, Emiş Bacı’dan Şahturna’ya uzanan elli beş halk ozanının kısa yaşantılarıyla şiirlerinden örnekler

yer alır. MAY Yayınları’nın 1973’te yayımladığı bu kitabı sanırım eski kitapçılarda bulmak olasıdır ama sorun o değil. 29 Nisan 2009’da yitirdiğimiz yiğit halk ozanı Âşık İhsani’ye şiirleriyle bir sevgi göndermek zamanıdır. O devrimci rüzgârın estiği, 68 kuşağıyla birlikte uyanan ulusal bilincin, toplumcu düşüncenin şaha kalktığı o yılları iyi değerlendirmek için de önemli bir belgedir onun şiirleri.

Halk ozanı ona göre vicdanıyla karar veren, şaşmaz bir yargıçtır. Suya sabuna dokunmayan halk ozanlarına selam bile vermez o. O halkın politik savaşımında bir neferdir. Önceleri Demokrat Parti’de politikaya girmişse de umduğunu bulamayınca daha sonra TİP saflarında savaşıma katılmıştır.

“Dizilerimiz arasında cambazlık yapmamız bir son bulmalı. Ne diyeceğimizi kayıpsız bilmeliyiz. Birer adaletle yargıç gibi bakılmalı bize. Haklıya haklı, haksıza haksız diyebilmeliyiz” derken hem dünya görüşünü, hem şiir anlayışını açıklar o.

Devrimci savaşımın yükseldiği yıllarda anayasanın sağladığı özgürlüklere karşın sanatçıların, ozanların, tiyatrocuların baskı gördüğü, sık sık gözaltına alındığı yıllardır.

Onun da İzmir’de üç halk ozanıyla yaşadığı bir olaydan çıkardıkları ortak bir şiirden

üç dörtlükle yazıyı bitirirken bir dönem kalabalıkları devrimci bir özle söylediği türkülerle

heyecanlandıran Âşık İhsani’ye sevgiler sunuyorum.

Işıklar içinde yatsın.

İzmir bura, Kordun Boyu

Üç kişi bir tabuttayız.

Yıl dokuz yüz altmış dokuz

Üç kişi bir tabuttayız.

….

Yaramızın sızısı pek

Ne sıgara ne bir ekmek

Suçumuz türkü söylemek

Üçümüz bir tabuttayız

….

Biz âşığız halkın sesi

Ne kaçağız ne asi…

Yaşasın şu demokrasi

Üç kişi bir tabuttayız.