Yaşasın Koyunların Kardeşliği

Kara gözlü koyunlar, şapşik danalar, böğürtülü boğalar artık eskisi kadar boğazlanmıyor. Ne mutlu. Biraz Marmaris trafiği çoğalsın ne var? Bodrum’da su kıtlığı çekiliyormuş ne gam?  Çeşme’de plajlarda yer kalmamış olsun varsın. Ne güzel koyunlar kurtuluyor bu arada

 

DR. ABDULLAH KÖKTÜRK

Bizim neslin çoğunluğu gibi yazları mahalle camisine Kur’an kursuna giderdik. Okulda din dersi var mıydı bilmiyorum, ama tüm duaları Bağlarbaşı Kazdal camisinde öğrendiğimi hatırlıyorum. Boynumuza astığımız Kur’anlarla koşa koşa gittiğimiz de bugün gibi gözlerimin önünde. İmam efendiyi sokakta gördüğümüzde onu öğretmenimize yaptığımız gibi vücut selamı ile selamlardık. Mahalle imamını herkes tanırdı. Eşini de annelerimiz tanırdı. O da günlere katılırdı. Oğlu ile mahalle takımında top koştururduk. İmam efendi, bize duaları öğrettiği gibi İslamın ve İmanın şartlarını da öğretirdi. Kurban kesmek diye bir şart söylediğini hatırlamıyorum.

Babam Köy Enstitülü bir ilkokul öğretmeni idi. Ama Sünni bir aileden geliyorduk. Büyükbabamın babası ismini aldığım Abdullah Efendi Bulgaristan’da imamlık hatta kısa bir süre de müftülük yapmış, büyükbabam Beytullah da elinden Kur’an düşürmezdi. Babam 5 vakit namaz kılmazdı ama bayram namazlarına muhakkak giderdi. Bazen teraviye gittiğinde beni de götürürdü. Yaşlanana kadar ramazanda orucunu aksatmadı rahmetli. Ama ablamla beni oruca da zorlamadı. Mahallede tabi ki kurban kesilirdi. Ama babam hiç kurban kesmedi. Ablamla ev sahibinin kurbanlık koyunlarını üzülerek beslediğimizi hatırlıyorum.

Kurban Geleneği Yok Oluyor

Ernst Cassirer’in Devlet Efsanesi kitabını okuyanlar bilirler. Cassirer orada tüm gelenekler kötüdür der. Okuyucunun çoğuna ters geleceğini bilerek yazıyorum. Bende tüm geleneklerin ve törelerin kötü olduğunu düşünüyorum. Bunlardan kurtulmadan fikri gelişimin tamamlanacağına da inanmıyorum.

Kurban kesmek de İslamın farzı değil. Sadece dini bir gelenek ve tüm gelenekler gibi kötü. Yine tüm gelenekler gibi yok olmaya mahkûm. Hatta yok oluyor. Ben sevinçle görüyorum.

Kurban Kesmek Yerine Vakıflara Vekâlet Parası Verilmesini Destekliyorum

Kurban geleneğini yine dinin içinden çıkan başka bir olay yıkıyor. O da vakıflara vekalet ile kurban parası verilmesi. Bir sürü vakıf var. Çoğu sadece kurban bayramlarında ortaya çıkıyorlar. En düşük kurbanlık, kurban pazarında 1500 TL iken bunlar 850 TL’ye hatta, 550 TL ‘ye kurban kestiklerini söylüyorlar. Tabi ki bu kurbanlar kesilmiyor. Ama paraları genel giderler çıktıktan sonra vakıf amaçları için kullanılıyordur.

Mehmetçik Vakfı üzerinde bile şüpheler varken, bu vakıfların parayı toplayıp kurban kesmemesi kurbanlıkların kurtulmasını sağlıyor. Ben şahsen vakıflara para verilmesini destekliyorum.

Kurban Bayramında Sahillere Gidilmesi Koyunların Kurtulmasını Sağlıyor

Eskiden bayramda şehir dışına çıkılmazdı. Mezar ziyaretleri, büyükleri ziyaret yapılır, kurbanlar kesilirdi. Şehir dışına çıkanlar ise çoğunluk köylerine gider kurbanlarını orada keserlerdi. Zamanla köylere değil, Ege ve Akdeniz’in sayfiyelerine gidilmeye başlandı. Sevinçle karşılıyorum bu sayfiye göçünü. Çünkü Bodrum’a, Marmaris’e, Kaş’a, Antalya’ya, Çeşme’ye gidenler artık kurban kesmiyor, kesmeyi düşünüp kesemeyenler de kurban paralarını da vakıflara vekalet bırakıp gönül rahatlığı ile tatillerini yapıyorlar.

Kara gözlü koyunlar, şapşik danalar, böğürtülü boğalar artık eskisi kadar boğazlanmıyor. Ne mutlu. Biraz Marmaris trafiği çoğalsın ne var? Bodrumda su kıtlığı çekiliyormuş ne gam?  Çeşme’de plajlarda yer kalmamış olsun varsın. Ne güzel koyunlar kurtuluyor bu arada. Yaşasın koyunların kardeşliği.

PAYLAŞMAK İÇİN