Usta, oradan bana ful karışık…

Ohh! Nihayet bir cümleye sığdı bütün sorularımın cevabı. Bu tekli sipariş için. Birden fazla dürüm varsa sorular daha da uzar. Ben olsam o tek cümleyi kafamda kurup telefonu öyle açardım. Hem kendi zamanımı hem karşımdakinin zamanını ziyan etmezdim.

ASLIHAN TÜYLÜOĞLU

Yemek sektöründe çalışmak yorucu ama güzel. Güzelliği de bir kısım yoruculuğu da insanlarla iç içe olmaktan kaynaklanıyor. Her gün farklı insanlarla karşılaşıyor, az ya da çok sohbet ediyorsunuz. Bazı günler aksilikler üst üste geliyor. İnsanlar sinirli, halsiz, mutsuz… Bazı günler ise neşeli, konuşkan ve çok anlayışlı olduklarını görüyorsunuz. Sanki havada bizim bilmediğimiz gizli bir şey var da tüm gün başımızda dolaşıyor. Bunu çözebilmiş değilim.

kiminin domatese alerjisi var, kimi marulu sevmiyor

Bu işe kadar domates, marul ve soğanın bu kadar sorun üreten yiyecekler olduğunu bilmiyordum. Döner veya her hangi bir şey yemek istediğimde sorulmadığı takdirde hazırlanan yiyeceği alır giderdim belki ondan. Hepsinin ayrı seveni, sevmeyeni varmış. Kiminin domatese alerjisi var yahut ekmeği sulandırır diye istemiyorlar. Kimi marulu sevmiyor, istemiyor. Soğan ise en anlayabildiğiniz şey. İş yerlerinde tercih edilmiyor. Ama az soğan’ın nasıl bir şey olduğunu anlamış değilim. Küçük çocuklar genellikle sade istiyor. Bunun yanına ketçap, mayonez, pul biber ve domates sosunu da koyun. Oldukça fazla bir birleşime ulaşırsınız. Bu da her dürümün içine konacakları tek tek sormak demek. Sipariş vermek de siparişi almak da belli bir zamanın buharlaşıp uçmasına yol açıyor kimi zaman. Bunları paketlerken birbirine karışmasın diye işaretlemek de önemsiz gibi görünen ama dikkat isteyen bir iş.

Böylece ezberlenmiş sorularım oldu. Telefonda sipariş alırken:

-Bir döner gönderebilir misiniz?

-Tabii, et mi tavuk mu?

-Tavuk olsun.

-Ekmek arası mı dürüm mü olacak?

-Dürüm olsun.

-Lavaşı tek mi çift mi olsun.

-Çift lütfen.

-İçinde domates marul soğan olacak mı?

-Domates olmasın. İçine az da acı atar mısınız?

-ketçap mayonez koyuyor musunuz?

-İsterseniz koyarız?

-Ketçap olmayacak. Ama mayonez olsun.

Şimdi siparişi toplayıp ustaya aktarmak lazım:

-Bir tane çift lavaş tavuk, içinde marul, soğan,  mayonez ve az pulbiber…

ikisi de dönüyor hangisinden

Ohh! Nihayet bir cümleye sığdı bütün sorularımın cevabı. Bu tekli sipariş için, birden fazla dürüm varsa sorular daha da uzar… Ben olsam o tek cümleyi kafamda kurup telefonu öyle açardım. Hem kendi zamanımı hem karşımdakinin zamanını ziyan etmezdim.

Dükkâna gelen müşterinin sipariş vermesi daha kolay mı dersiniz? Görelim:

-Usta bana bir döner yapsana.

(Usta kısa bir süre bekliyor. Devamı gelmeyince esprili bir ses tonu ile)

-İkisi de dönüyor hangisinden?

– Et

-Dürüm, ekmek arası, porsiyon, pilav üstü, İskender hangisinden yapayım?

-Dürüm olsun. Dürümleriniz büyük mü?

-Usta bir tane lavaş çıkartıyor gösteriyor,

-İsterseniz çift de yapabilirim.

-Çift olsun

Gerisi gene domates, marul, soğan muhabbeti…

Celal Usta, İzmir’de insanların sipariş veremediğine kanaat getirdi. Galiba haklı. İstanbul’dan geleli bir yılı aşkın zaman olduğu halde kente alışamadı. Ona İzmir’in kendine has bir tarzı olduğunu söylesek de nafile. Döner sarıp kesmekten değil, soru sormaktan yorulduğu yüzünden okunuyor akşama doğru. Hadi öyleyse biz de güzel bir sipariş verelim. Lütfen tek cümle!

-Usta, oradan bana ful karışık, bol acılı bir hayat, üstüne bolca sevgi sosu olsun!

PAYLAŞMAK İSTERSENİZ