Türk Eczacıları Birliği: Aşı karşıtlığı salgının devamına yarar!

Türk Eczacıları Birliği (TEB), koronavirüs aşısına ilişkin yapılan tartışmaların aşı kararsızlarını etkilediği uyarısında bulundu. Sürecin şeffaf yürütülmesi çağrısı yapan TEB, aşı karşıtlığının salgının sürmesine yol açacağını vurguladı.

TEB’in aşı tartışmalarına ilişkin yaptığı açıklamada, koronavirüs aşılarıyla ilgili ülkelerin menşeleri, etkisi ve ücretine ilişkin tartışmaların insanları aşı yaptırmama noktasına getirdiği uyarısında bulundu. TEB, birinci önceliğin aşı ile ilgili tüm süreçlerin topluma yönelik bir şeffaflık içinde gerçekleştirilmesine tanınması gerektiğini belirtti.

Açıklamada aşı karşıtlığı ve aşı kararsızlığının sadece aşı olmayan kişilerin hayatını riske atmayacağını, salgının devamına yol açacağı anlatıldı. Açıklamada,“Bu nedenle, birinci önceliğimiz aşı ile ilgili tüm süreçlerin topluma yönelik bir şeffaflık içinde gerçekleştirilmesi olmalıdır” dendi.

TEB’den yapılan açıklamad şunlar anlatıldı: 

“AŞI KARŞITLIĞININ EN BÜYÜK İLACI ŞEFFAFLIKTIR

Basına ve kamuoyuna,

Ülkemizde henüz herhangi bir COVID-19 aşısı Sağlık Bakanlığı tarafından onay almış durumda değildir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre tüm dünyada 100’ün üzerinde COVID-19 aşısı, Faz III aşamasına geçmiş durumdadır. Aşıların klinik etkinliğinin ve yan etkilerinin daha geniş bir hasta popülasyonunda bilimsel değerlendirilmesi sürmektedir. Eş zamanlı olarak Almanya ve İngiltere gibi ülkeler yurttaşlarının aşılanması için adeta bir seferberlik içindedir. Saatte kaç kişinin aşılanabileceğine dair çalışmalar sürmekte, fabrikalar şırınga üretmekte, aşılama merkezleri inşa edilmektedir. Ülkemizde de benzer bir seferberlik haline bir an önce geçilmesi yaşamsal önem arz etmektedir.

Aşılarla ilgili bazı şüpheler ve söylentiler (kaynağı menşe ülkenin itibarı, etkisi, yan etkisi ve ücreti vb…) insanları aşı yaptırmama noktasına getirebilmektedir. Oysa aşıların etkililiği ve güvenilirliği konusunda ilk ve son söz, bilime aittir. Diğer yandan, aşı karşıtlığını engellemek ve aşı kararsızlığını gidermek için bilimsel verilerin toplumla paylaşılmasının yanı sıra aşı organizasyonu ile ilgili olarak da şu verilerin acilen kamuoyuna açıklanması gerekmektedir:

– Hangi firmadan yahut firmalardan kaç adet COVID-19 aşısı sipariş verilmiştir?

– Getirilecek olan aşının ön onay dosyası ülkemize ulaşmış ve Bilim Kurulunca / yetkili mercilerce incelenmiş midir?

– İlk parti aşının ülkemize kesin olarak ne zaman gelmesi beklenmektedir?

– Aşının onayı noktasında nasıl bir mekanizma izlenecek ve onay ne zaman verilecektir?

– İlk aşıların ne zaman yapılmaya başlanacağı hakkında net bir tarih öngörülmekte midir?

– Aşıların öncelikli olarak kimlere yapılacağı konusu netliğe kavuşturulmuş mudur?

– Öncelikli aşı yapılacağı açıklanan sağlık çalışanları içinde eczacılar ve eczane çalışanları da bulunmakta mıdır?

– Aşı hangi koşullarda saklanacaktır, bu koşullara uygun yeterli altyapı var mıdır? Böyle bir altyapı yoksa tamamlanması için hazırlık yapılmakta mıdır?

– Aşı hangi merkezlerden yapılacaktır? Hastaneler mi, aile sağlığı merkezleri mi, seyyar sağlık ekipleri mi aşıyı yapacaktır? Ya da özel aşılama merkezleri mi kurulacaktır?

– Aşı yapan kişilerin yanı sıra aşı sırasında izdihamı ve sağlık çalışanlarına karşı şiddeti önlemek konusunda ne gibi önlemler alınacaktır, başka görevlendirmeler yapılacak mıdır?

– Aşının etkinliğini izleme noktasında hangi yöntemler devreye sokulacak, ne gibi önlemler ve görevlendirmeler yapılacaktır?

– Aşı karşıtlığı ve kararsızlığını azaltmak için Bakanlığımız ne gibi önlemler almayı ve teşvikler sağlamayı düşünmektedir?

– Aşı ülkemize geldiği andan itibaren belirli kesimlerde oluşabilecek mevcut tedbirlere yönelik gevşemenin önüne geçilmesi için ne gibi ek tedbirler düşünülmüştür?

– Aşılar hazır mı gelecek yoksa Türkiye’de mi dolumları gerçekleştirilecektir? Şayet hazır biçimde gelmeyecekse bunun için hazırlık yapılmakta mıdır?”