Terzi Fikri Hayatta Olsa Üzerinize İki Pantolon da Dikerdi

Terzi Fikri 43 yıl önce Fatsa’da, dokuz aydan kısa süren Belediye Başkanlığı döneminde, kurulan halk komitelerinde “halkla birlikte, halk için çalışmış” bugün Kent Konseyleri kuruluş felsefesine öncülük eden yeni bir yerel yönetim anlayışı oluşturmuştu 

 

DR. ABDULLAH KÖKTÜRK

Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen günlerde Ordu’da yaptığı bir konuşmada Terzi Fikri olarak bilinen Fatsa’nın efsane Belediye Başkanı Fikri Sönmez’i anarak, “Ordu, Terzi Fikri’yi de iyi bilir, onların bedelini benim Ordum çok ödedi” demiş.

Terzi Fikri’yi sadece Ordu değil, Türkiye biliyor, hatta dünya biliyor. Çünkü dünyadan birçok bilim adamı, Terzi Fikri ve Fatsa deneyimi üzerine birçok araştırma yaptılar, tezler yazdılar.

Terzi Fikri’yi biz de biliriz… 

Terzi Fikri kimdir?

Fikri Sönmez, 1938’de Ordu’nun Fatsa ilçesine bağlı Kabakdağı köyünde doğdu. Yoksul bir çocukluk geçirdi. İlkokul sonrası bir terzinin yanında çırak olarak çalışmaya başladı. 1960’larla birlikte Türkiye İşçi Partisi’ne üye oldu ve aktif siyasete başladı. TİP’in Fatsa’daki örgütlenmesi için çalıştı.

Dev-Genç’le birlikte 6. Filo’ya karşı eylemlerde yer aldı. 1972’de THKP-C davasından yargılandı. 2 yıl kadar tutuklu yargılandıktan sonra 1974’te afla serbest kaldı.

Karadeniz bölgesindeki emekçilerin ve köylülerin içerisinde mücadele yürüttü. 1978-79’da “Fındıkta sömürüye son” mitinglerini örgütleyen isimlerden biri oldu.

1979’da Fatsa’da, CHP, AP ve MSP’nin iki katı oy alarak bağımsız belediye başkanı seçildi. Fatsa’yı halk komiteleriyle yönetmeye başladı

Terzi Fikri, Fatsa’da, (bugün kent konseylerinin kurulma amaçları içinde de yazılan) kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalıştı.

Terzi Fikri’nin 43 yıl önce yaptıkları bugün Kent Konseyleri olarak hayata geçirildi

Yukarda sayılanlar, 2005 yılında çıkan Kent Konseyleri yönetmeliğinde de aynı şekilde yazılmıştır.

Fatsa’da bu ilkeler sadece kağıt üzerinde değildi. Halk kendi seçtiği komiteyi istediği zaman görevden de alabiliyordu.

Terzi Fikri bu komiteleri kurduktan 13 yıl sonra, 1992 yılında Birleşmiş Milletler, Rio Yeryüzü Zirvesinde Gündem 21 başlıklı Eylem Planını kabul etti. Bu plan uyarınca, yerel yönetimlerin öncülüğünde, sivil toplumun ve diğer ortakların, birlikte kendi sorunlarını ve önceliklerini belirleyerek komiteler ve kent konseyleri oluşturulmaya başlandı. Türkiye bunu 1997 yılından itibaren Türkiye Yerel Gündem 21 Programı olarak uygulayacağını beyan etti.  

2005 yılında kabul edilen Kent Konseyleri yönetmeliğine göre, Kent konseyi: Merkezi yönetimin, yerel yönetimin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve sivil toplumun ortaklık anlayışıyla, hemşehrilik hukuku çerçevesinde buluştuğu; kentin kalkınma önceliklerinin, sorunlarının, vizyonlarının sürdürülebilir kalkınma ilkeleri temelinde belirlendiği, tartışıldığı, çözümlerin geliştirildiği ortak aklın ve uzlaşmanın esas olduğu demokratik yapılar ile yönetişim mekanizmaları olarak tanımlanmaktadır.

Yine Kent Konseyi yönetmeliğine göre, meclisler ve çalışma gurupları kurulur. Bu gruplar, kadın ve gençlik meclisleri başta olmak üzere kent konseyinin görev alanlarında, yönetişim anlayışına dayalı ve sürdürülebilir kalkınma içinde çeşitli toplum kesimlerinin kent yönetimine katkıda bulunmalarını, kaliteli ve yaşanabilir bir kentin yönetiminde aktif rol almalarını hedefleyen ve gönüllülük esasında oluşmuş ortak yapılardır.

Kent konseyi, uluslararası gelişmeleri ve ülke koşullarını gözeterek, tarafsız bir yaklaşımla görüş ve önerilerini oluşturur, katılımcılığı ve ortak akla dayanan uzlaşmayı esas alır, değişimi ve yenilikleri önceden fark ederek sonuç odaklı çalışma kültürünü benimser.

Kent konseyi genel kurulunca oluşturulan görüşler, belediye meclisinin ilk toplantısında değerlendirildikten sonra belediye tarafından kent konseyine bildirilir. Yürütme kurulu da, genel kurulun gündemini tespit eder ve genel kurul tarafından oluşturulan görüşleri ilgili belediyeye sunar ve uygulamayı izler.

İki dönem görev yaptığım Kartal Kent Konseyi yürütme kurulu üyeliğim süresince bu konuları ve Kent Konseyi çalışmalarını yakinen izleme fırsatı bulmuştum. Kent Konseylerinin de yeterli olmadığı ve Mahalle Komitelerinin de kurulması gerektiğini tespit etmiştik.

Terzi Fikri zamanının 40 yıl ilerisinde idi, bugünkü yöneticiler ise 40 yıl gerideler

 Fikri Sönmez, seçildikten sonra Fatsa’yı özelliklerine göre 11 bölgeye ayırarak halk komitelerini oluşturdu. Bu komitelerin üyeleri bu toplantılarda belediye çalışmalarını denetler, gerekirse komite üyelerini görevlerinden alırlardı.

Komitelerde belediye faaliyetlerinden başka içki, kumar sorunları, kadına şiddet gibi diğer konular da ele alınmaya başlandı. Bu sorunların çözümünde önemli mesafeler alındı. Bu komitelerin gerçekleştirdiği önemli çalışmalardan biri de “Çamura Son” kampanyası idi. Bu ve benzeri projelerle bölge halkı belediye çalışmalarına ortak edildi ve halkta sosyal sorumluluk duygusu gelişti. Beş yılda bitirilemeyecek projeler halkın da katılımı ile bir yıldan kısa zamanda bitirildi. Bunların üzerine bir de Fatsa Halk Şenliği düzenlenmesi o günkü ülke yöneticilerini ve sermayenin genelkurmay başkanı Kenan Evrenin gözünü korkuttu.

Evren, bölgeyi ziyaret eden kuvvet komutanlarına, “Fatsa üzerinde iken helikopterleriniz alçaktan uçmasın, teröristler ateş açarak düşürür” diyerek Fatsa halkını terörist gibi göstermişti. Devlet başkanı olduktan sonra da, “Fatsa’da teröristler halk mahkemeleri kurmuşlardı, mahkemelerde suçlu bulduklarını sokak ortasında kurşunlayarak infaz yapıyorlardı” diyerek alenen yalan da söylemişti. Oysa Terzi Fikri’nin belediye başkanlığı döneminde Fatsa’da hiçbir şiddet olayı yaşanmamış, bir operasyon söz konusu olduğunda Fatsa’da CHP, MSP, AP ilçe başkanları ortak bir basın açıklaması yaparak “Fatsa’da operasyon yapılacak bir şey yok, huzur içindeyiz” demişlerdi.

Fikri Sönmez seçileli daha 9 ay bile olmamıştı. Çıkarılan söylentiler ve bilhassa Hürriyet Gazetesi’nin manşetleri ile 11 Temmuz 1980 günü yine Hürriyet Gazetesi’nin yazdığına göre, “Fatsa’ya Nokta Operasyonu” düzenlendi. Terzi Fikri ve Fatsalı 300 kişi gözaltına alındı. Fatsa’da 8 ay 25 gün süren bir yerel yönetim denemesi, aynı 1578 yılında İstanbul’daki ilk rasathanenin çıkan söylentiler sonucu Şeyhülislamın verdiği fetva sonucu yıkılması gibi yıkıldı gitti. Terzi Fikri, 12 Eylül zindanlarında 1985 yılında hayatını kaybetti. Fatsa deneyiminden 43 yıl sonra, bugün ise, tüm Türkiye gibi Fatsa üzerine de karanlık çökmüş durumda. Bırakın Terzi Fikri’yi suçlamayı, yöneticilerin “yüzlerce, binlerce Terzi Fikri’ye ihtiyacımız var” demesi gerekirken bugün hala Terzi Fikri ve düşüncelerinden korkmaları ülkenin durumunu da özetliyor.

2017 yılında gemi ile yaptığım Karadeniz gezisinde Fatsa’ya uğradığımızda Terzi Fikri’nin Fatsa tepelerindeki mezarını da ziyaret etme fırsatını bulmuştum.  Mezarında “Ben ne yaptıysam halkım için, halkımla beraber yaptım” yazmakta idi.

43 yıl önce, bugünkü ‘Kent Konseyleri’ kuruluş felsefesine öncülük eden halk komiteleri ile yeni bir yerel yönetim anlayışı yaratan, ancak 47 yaşında 12 Eylül zindanlarında can veren Terzi Fikri’yi saygı ile anıyorum. 

Abdullah Köktürk, Fikri Sönmez’in mezarında

 

paylaşmanız için