TAŞRA TEŞKİLATI… Önce kendinle barış, sonra çık yola.

Taşra kendi sınırları içine adım atmış her varlığı eninde sonunda içleştirir, taşralaştırır ve orkestrasının bir unsuru haline getirir. Taşraya karşı direneceksen, taşra değerlerinin tutsağı olmayacaksan ve taşra için içtenlikli bir ışık olacaksan önce kendinle barış.

Cafer YILDIRIM
cfryildirim@hotmail.com

Taşrada zaman kağnı hızıyla bile değil, kaplumbağa adımlarıyla ilerler. Metropollerde bir yığın plan yapan ve planlarının onda birine bile yetişemeyenler için bu sözümün bir müjde değeri taşıması gerekir.

Fakat bir uyarım var. Çünkü taşranın garip bir ruhu var. Etrafınızda nasıl bir bağla olursa olsun, bir anda oluşmuş onca insanın hiç kapanmayan, üstelik samimiyetle sürekli işleyen çenesi sizi kendi ikliminizden hiç farkında olmadığınız bir biçimde uzaklaştırabilir. Bunu nasıl başarabildiklerini bilmiyorum. Fakat bir süre sonra siz de onların heyecanlarının, onların hasbıhallerinin, onların o küçümsediğiniz ya da istihza ile karşıladığınız şiveli nükte ve şakalarının, kaygı ve dertlerinin bir parçası oluverirsiniz.

Bir zaman sonra ne zamansızlıktan yakınarak andığınız planlarınız ne evrensel ne yerel ölçekli seçkin hedeflerininiz ne de bütün bunlara temel olan entelektüel duyarlığınız kalır.

Sanıyorum taşra önce sarıp sarmalamakla işe başlıyor, sonra kendi sınırları içine dâhil edebildiklerini nezaket ve samimiyetle öğütmeye başlıyor.

“Taşra”nın anlamının “dışarıda kalan, dışarıda olan, ötede duran” olduğunu biliyoruz. Ben o kanaatteyim ki taşranın anlamı artık “ iç’le, içeriye dâhil etmekle, içermekle” daha fazla ilgilidir.

Taşra kendi sınırlarının ötesindeki her “dış”ı alçak gönüllülükle, sevecenlikle, mahcubiyetle, el bağlamayla, baş eğmeyle ve bütün bu davranış tarzlarına en uygun diliyle içine alır. Taşra sever, okşar. Dokusuna çok aykırı bir nesneyle karşı karşıya kaldığında o nesneyi fırlatıp atar. Hazmedebileceklerini ise çabucak bünyesine katar. Onun gücü de buradadır. Bünyesine kattığı her yabancı ile biraz daha kan kazanır, beslenir ve bunu gururuna tahvil eder. Bu aynı zamanda ona karşı direneceklere de usulünce yapılmış bir ihtardır.

Taşra kendi sınırları içine adım atmış her varlığı eninde sonunda içleştirir, taşralaştırır ve orkestrasının bir unsuru haline getirir.

Taşraya karşı direneceksen, taşra değerlerinin tutsağı olmayacaksan ve taşra için içtenlikli bir ışık olacaksan önce kendinle barış.

O iç barışınla donan.

Sonra çık yola.