Şarkılarımızı duymadığınızda ölüyoruz biz!

Bir müzisyen daha canına kıydı. Nefesi ile sesi ile size mutluluk getiren insanlar tek tek ölüyorlar görmüyor musunuz, duymuyor musunuz?

 

 

HİCRAN AYDOĞDU

Bir ay içinde, bu dünyanın içinde kendine yer bulamayan 4 güzel insan, 4 müzisyen kendine kıydı. Ellerinde bıçaklar sopalar ile kadınların canına kıyan canilerin sığdığı şu dünyaya enstrümanları ile şarkılar çalan, türküler söyleyen güzel adamlar sığamadılar. Oysa anlatacak daha çok hikayeleri vardı. Sesleri, şarkıları güzel tınıları vardı. Avaz avaz şarkı söyleyecekleri yerde alaz alaz susarak gittiler.

Bir müzisyen mutsuzluktan ölür mü ? Bu adamlar mutsuzluktan öldüler. Umutsuzluktan insan ölür mü, umutsuzluktan göz göre göre öldüler.
Siz umutlarımızı öldürdünüz, biz umutsuzluktan ölüyoruz.

Korona günlerinde, tam bir yıldır bağırıyoruz; para kazanamıyoruz. Yiyip içip gezdiğimiz için değil, hiç kazanamadığımız için borçlar boğazımızda.

Şarkı söyleyemediğimiz zaman ruhumuz ölüyor ama parasızlıktan da bedenimiz… Birikmiş kredi kartları, ev kiraları, ödenmemiş faturalar… hepsi hayatımızı köreltiyor. Uludağ’ da tatil yapan albümlü sanatçılara bakmayın. Onlar zaten dünya yükünü tutmuş, 10 sene çalışmasa aldığı kiralarla geçinecek; zaten yürü ya kulum denmiş bir şekilde. Hak etmiş ya da hak etmeden kazanılmış bu değil konumuz. Adı sanı duyulmamış, 300 TL’ye 4 saat şarkı söyleyen, sigortası hiç yapılmamış müzisyenlere bakın siz. Pandemi boyunca 1 kere verdiğiniz 1000 TL ile hangi deliği kapatalım?

Ölelim mi hepimiz?
Bu ülkenin azıcık neşesi vardı. Her yeri kapatarak bizim gibi insanlardan  kurtulmanız daha mı kolay oldu?
Pandemi bahane ortam şahane hale mi geldi sizin için?
Sizin gibi olmayan insanlardan, gülen, şarkı söyleyip dans eden, sanat yapan insanlardan pandemi yolu ile kökten mi kurtulmak planınız? Eğer öyle ise onu da bilelim ona göre yeniden kurgulayalım hayatımızı, mesleğimizi.
Bir Mevlüd ile 5000 tl, 7000tl kazanan sosyetik mevlüdhanlar değiliz. Bizler rakamı birbirimize söylerken bile utandığımız, hatta bazen utançtan fazla fazla söylediğimiz ufacık bütçelerle şarkı çalan, söyleyen müzisyenleriz .Siz bilmezsiniz, biz vergiden kiradan boğulan ufacık mekanlarda şarkımızı söyler, çalgımızı çalarken; kendimiz kadar o mekanın sahibinin de cebini düşünürüz çünkü.

Simdi size tüm iyi niyetimle soruyorum, birine! anlatır gibi anlatır mısınız bana da?

Akşam hava kararınca mı bulaşıyor bu mikrop?

Şarkı söyleyen insan sahnede sizin kongrelerinizden daha mı yakın mesafeli dinleyiciye?

Kongrede kullandığınız mikrofon mu efsunlu yoksa

Gece 12’de mi deliriyor dönüşüyor bu kovit ?

Masallarda ki periler bile Külkedisine eve dönmesi için 12’ye kadar izin veriyor.

Biz neden o saatte kadar sokakta bile kalamıyoruz?

Gece mi virüsün kaynağı?

Gündüz restoranda yayılmayan virüs ben şarkı söyleyince mi yayılıyor?

Restoranları açarken müzik olmayacak diye ayrıca bir genelge yayınlamak niye? 

21/12/2020 tarih ve 21153 sayılı genelge, 02/06/2020 tarih ve 8591 sayılı genelge ile 30/05/2020 tarih ve 8556 sayılı genelgede açıkça belirtildiği üzere dans, oyun vb. amaçlı olanlar başta olmak üzere canlı müzik konusunda kısıtlama getirilmiş olup, restoranlarda canlı müzik etkinliğine izin verilmeyecektir.”

Tüm kalbimle soruyorum:
Aynaya bakıp hiç mi vicdanınız sızlamaz sizin gencecik müzisyen intihar etti haberini okuyunca!

 

PAYLAŞMANIZ İÇİN