Salgın bitecek gibi görünmüyor

PROF.DR. GÜLAY MİLLİ LOĞOĞLU

İlk dalga Covid-19, kendi içinde pikler yaparak dalgalanmaya devam ediyor; buna uzamış, sünmüş birinci dalga da diyebiliriz. Salgın sünüyor, çünkü gerekli etkin önlemler zamanında alınmadı/alınamadı (bir aylık, ya da en az iki haftalık toptan karantina ve bu süreçte aktif filyasyon). Sonuçta ilk normalleşme adımlarıyla birlikte olgu sayısı arttı.

Turizm girdilerinin öncelenmesi ve bu alandaki patronların (Turizm Bakanı da dahil) baskısı nedeniyle merkezi sınavların ertelenmemesi, hatta önceye alınması da gelinen bu noktada etkin oldu. Olgu ve ölüm sayıları henüz sıfırlanmadığına; ya da ölümlerin sıfırlanıp, doğrulanmış yeni olgu sayısının hiç olmazsa 100’ün altına düşürülmediğine göre (bunu yalnızca Çin ve Küba başardı) mevcut durum ikinci dalga değil, sönümlenmemiş birinci dalgada yaşanan çıkışlardır.
Haziran ayının ikinci haftasında Sağlık Bakanlığı’nca uygulanmaya başlanan sero-prevalans çalışmalarından elde edilen bulgulara göre (örnekleme hatalarını bir tarafa bırakarak):
-153.000 haneden 118.000’ine ulaşılarak PCR ve antikor testleri yapılmış,
-antikor pozitif olanların oranı binde 8.1; PCR (+) olanların oranı ise binde 2.8 bulunmuş.
Bu bulgulara göre, toplumda bağışıklık kazanmış olanların oranı %1 bile değil. Yani toplumun %99’u hastalığa açık durumda, tam korumasız.
Antikor (+) olanların, yani şimdiye dek hastalığı geçirmiş ve yeterli antikor üretmiş olanların sayısı ise yaklaşık 675.000.  Bu sayı, bakanlığın bu sürede saptayabildiği toplam olgu sayısının (191,657) yaklaşık 3.5 katı.
PCR (+) olanlar, yani aktif olgu sayısına gelince; Bakanlığın saptayabildiğinin (22,398) yaklaşık 10.5 katı; yani bilinenin 10 katı kadar ‘hayalet olgu’ var (her bilinen olguya karşılık bilinmeyen 10 olgu) ve hastalığı yaymakta..
O halde; test sayıları yetersiz, olgular saptanamıyor; filyasyon etkisiz.

Yani, salgın yönetimi başarılı değil.

Tabii, bakanlığın her gün paylaştığı ve çoğu kişinin merakla beklediği rakamların gerçeği yansıttığı varsayılarak bir çıkarım yapıldığında! Aslında Sayın Bakan da iki arada, bir derede kaldı; bir yanda Bilim Kurulu, öte yanda özel hastane zinciri ve tepelerden esen sert rüzgârlar filan…

Kısaca söylemek gerekirse:
– mevcut test sayıları ile aktif olguları saptamak olanaksız,
– epidemiyolojik veriler bir sır gibi saklandığına ve salgın yönetimi konusunda donanımlı olan tüm bilimcilere açılmadığına göre, Bilim Kurulu’nun üzerindeki siyasi baskı devam ettiği sürece ve maske-mesafe-temizlik üçlüsü (bu konuda etkin eğitim, denetim, yaptırım da yok) tembihlenip, diğer tüm önlemler bir tarafa bırakıldığına göre, görünür yakın bir gelecekte etkin aşılama da olamayacağına göre; bu salgın bitecek gibi görünmüyor…
Kışa doğru, Ultra Viyole’nin olası etkisinin de azalmasıyla birlikte gelişebilecek çok daha ciddi bir pik olmaması için dua edelim!

Siz de Sayın Koca’nın her gün açıkladığı rakamları hâlâ merakla bekleyenlerden misiniz?