Saatli Maarif takviminden kedi hadisleri!

10 yaşındaki fırlama Hicran az kullanmadı o Maarif Takvimini ve kendi yazdığı hadisleri. O yaşta çözmüştüm sanırım dinin okumayan insanlar üzerindeki etkisini. O zamandan beri,  siyasetten uzak dinini yaşayan herkese saygım artarken, her haltı yiyip dinden namustan bahseden, elinden Kuran, dilinden Allah düşürmeyenlerden de midem bulandı

 

HİCRAN AYDOĞDU

Çocuktum beni anneannem büyüttü. Ama öyle böyle bir çocuk değildim. Bizim mahallenin ayrık otu gibi düşünün siz beni. Hayvan severdim mesela, kitap okurdum, yerde kağıt bulsam onu bile okurdum. Bir kız çocuğundan beklenenin aksine çatılarda gezer, kızlarla evcilik yerine oğlanlarla kovboyculuk oynar, saçımı başımı taramaz leş gibi eve gelirdim. Anneannemden değil ama annemden çook dayak yedim ben.

O zamanlarda komşuların arkalarından fısır fısır “kominist” dediği öğrenci abiler taşınmıştı mahalleye. Rahmetli oldu şimdi Oğuz abim vardı, çok sevmiştim. Mahallenin topukları üstüne basan göğsü yarıya kadar açık yan yan yürüyen ağır abilerine hiç benzemezdi. Naif, yarım kollu gömlekler giyen (bizim mahallede çok giyilmezdi, kola atılan façalar vardı saklanması gereken) hafif uzun kumral saçları ile ağır ağır yürüyen, gözlüklü, yemyeşil gözlü bir abimizdi. Kolunun altı hiç kitapsız olmazdı, mahallenin çocuklarına kitap verirdi, deli gibi okumak ondan kalmıştı bana, ne çok bilgi girmişti o çocuk kafamıza.

Ah Oğuz abiyle yıllar boyu görüştük, çağın vebası olan kansere yenik düştü birkaç yıl önce.
Yine eski mahallemde gezer gibi oldum bir an ama bunlar hep başka bir hikayeye konu olmak için gün sayan anılar.
Yani, asıl meseleye gelene kadar mahallede dolanıp duruyorum kendimce. Neyse, sokakta dolu olan kedi köpeklerden bizim eve almak yasaktı. Gerçi zaten gecekondu mahallesi, kıç kadar ev, nereye alacaksın da neyle besleyeceksin. Kendini besleyemiyor daha ailen. Ama yok illa evde kedi olacak, ben onla yatacam, beni sevecek en azından bir kedim olacak. Anneanneme normal yoldan evde beslenecek bir kediyi kabul ettirmek imkansız. Ama o ufacık halimle çözmüştüm olayı.

Maarif takvimleri vardı gün gün, yaprak yaprak koparılan. Üzerinde o günün tarihteki önemi yazardı. Rahmetli anneannemin deyişi ile peygamber efendimizden sözler vardı üzerinde kanun kabul edilen. Her sabah gün başlarken okunurdu o takvim. Üzerinden neredeyse gün planlanır, takvimin üzerinde yazanlar komşularla paylaşılırdı bir profesör edası ile.
Anneannem okuma yazma bilmezdi. Ben okurdum ona her sabah takvim yapraklarını.

Minik yavru kedi mi buldum önce yavruyu çatı, merdiven arası emniyete alır, üstünü örtüp saklar, maarif takvimini yardıma çağırırdım. O günkü hadis ne ise tamamen değiştirir, peygamber efendimizin kedileri ne kadar sevdiğini anlatan bir hadis uydurur, evinde kedi besleyenin kesin cennete gideceğine kadar vardırırdım işi.
Fazla ara vermeden, çaktırmadan, getirir görünmeden bırakırdım kediyi kapının önüne başka zaman olsa gideceği yer sokak olan minik kedi yavrusu bir iki gün boyunca okunan uydurma hadislerimin etkisi ile en azından evin girişine alınır, birazcık süt verilir. Mevsim kışsa büyüyene kadar soba yanında yatar, yazsa en azından yemeği suyu verilir.
10 yaşındaki fırlama Hicran az kullanmadı o Maarif Takvimini ve kendi yazdığı hadisleri.
O yaşta çözmüştüm sanırım dinin okumayan insanlar üzerindeki etkisini. O zamandan beri, gerçekten inanan ve siyasetten uzak dinini yaşayan herkese saygım artarken, her haltı yiyip dinden namustan bahseden, elinden Kuran, dilinden Allah düşürmeyenlerden de midem bulandı.
Bu yüzden işte, “hayırlı cuma” ve “hayırlı kandil” mesajlarını direk çöpe göndermem.

CIA’nın Türk kökenli mensubu Ruzi Nazar bir toplantıda konuşuyor: “… Zor olan, Türkleri uyutacak birilerini bulmaktır! Bize iki adam lazım; biri dindar müslümanları uyutacak, diğeri milliyetçilere ninni söyleyecek.”
O yüzden şimdi Ayasofya imamının Cumhurbaşkanının her kararnamesi arkasından bir caizdir açıklaması yapmasını yadırgamıyorum. Bizim millette bir tek cehennem korkusu ve cennet ümidi kaldı çünkü. Adamın bulunduğu yerde kalması için bu çarkın dönmesi gerek. Bu çarkın dönmesi için dinin kullanılması gerek.
Laikliğin yerle bir edilmesi aklı başında insanların yerle bir edilmesi gerek.
Bundandır Allah dillerinden Kitap ellerinden düşmüyor.

 

PAYLAŞMANIZ İÇİN