Rusya’nın yenilgisinin ne anlama geleceğini idrak edemeyen, Dünyanın nasıl bir belaya saracağını algılayamayan, tersine hatta bunu bekleyen ve heveslenen adama stratejist denmez, idari ilimlerden ne kadar anladığı da tartışma götürür
RİFAT KORUR
Dün, 28 Nisan’da Telegram kanallarından birinde iki video seyrettim. İlkinde bir Rus dronu Ukrayna’nın dümdüz ovalarında ve seyrek ağaçlı koruluklarında, birbirleri ile bağlantılı kilometrelerce süren, hendek şeklinde açılmış dar siperleri gösteriyordu. Diğerinde ise o siperlerin bombardımanla darmaduman edilmesi ve sonrasında çoğu mahvolmuş, bir kısmı teslim olmuş Ukrayna askerlerinin görüntüsü vardı.
İkinci Dünya Savaşında bile esaslı bir siper çarpışması olmamışken, teee 1. Savaştan kalma Marne muharebeleri gibi bir halta kalkıştığına göre, dirhem kurmay zekâsı olmayan Ukrayna Kurmayının telef ettiği o askerler için üzüldüm ve bir şeyler yazdım.
Bir arkadaşım “Alogan senin gibi düşünmüyor, Ruslar kaybediyormuş, şu an sayfasında bir yazı var” deyince baktım ki; Alogan, M. Tanju Akat isminde bir kişinin askeri değerlendirme yazısını paylaşmış.
Deprem zamanı jeofizikçiler, savaş zamanı da elde değnek neşe içinde kanal kanal koşturan emekli askerlere alışık olduğumuz için bu zatı da asker filan sandım. Ama yazıyı okuyunca Dinar belediye bandosunun meşhur reisi Ali Çavuş kadar bile askerlikle alakası olmadığını hınk diye anladım.
“Netekim Netekim” İdari İlimler mezunuymuş. 1980’den sonra bir aydınlanma yaşayıp askerlik tarihi ve askeri stratejiler üzerine ciltler dolusu kitap yazmaya başlamış. (Cehaletime verin, bir tekine bile denk gelmemişim. Ama bakacağım elbette. Bu yazıda böyle dağıtan kim bilir neler yazmıştır. Tapınak Şövalyelerinden girmiş, millete Türk diye yutturulmaya kalkışan Tomris Hatun’dan çıkmıştır Allah bilir!)
Haldun Solmaztürk dâhil emekli TSK generallerinin tamamı: “Rusya asla Ukrayna’ya saldıramaz, ekonomisi buna dayanmaz, Batı izin vermez, sadece pazarlık için gözdağı veriyor” dedikten iki gün sonra Rusya daldığına göre, esasen bizim generallere yorum yapmayı yasaklamak, diğer herkese serbest bırakmak lazım. Buna Tanju Bey de dahil.
E haliyle bana da söz hakkı doğuyor. Hem ben meslek icabı, haritadan ölçekten ölçmeden anlarım, topçuluk için gereken fiziğini bilirim, askerde öğrendiğim barut hakkı atış açısı ve koordinatlarını hesaplayabilirim. Köprü yapabilirim yol açabilirim…
Her neyse o yazıyı buraya izinsiz almıyorum, altta linkini veriyorum* Yazının başlığı “Ukrayna’da Askeri Gelişmelere Genel bir Bakış.”
İlk paragrafta “Ruslar tek bir plan yapmış başka planları yok” diyor. Bunu uzmanlığına bırakayım diyeceğim ama diyemiyorum. “Nereden belli” diyorum? Eğer Kiev’e kadar elini kolunu sallaya sallaya gelip ardından gene pek bir çatışmaya girmeden Belarus’a doğru çekilmek koca koca birlikleri 30-40 kilometrelik konvoylarla, tur otobüsleri gibi düz ovalarda dolaştırıp durmak taktik değiştirme olarak değerlendirilmese bile esneklik olarak değerlendirilmeli.
İkinci paragrafta ise “Ruslar büyük hata yaptı herkesin saldırı beklediği yerden saldırdı” diyor. Burada bunu diyen tek kişinin Tanju bey olduğunu söylemek lazım. Diğer herkesin “yav bu Ruslar, Ukrayna ordusu Donbass’ın batısında konuşlanmışken, ne demeye sağa sola seğirtiyor, Kiev’de Harkov’da Kerson’da İzyum’da ne işleri var, güçlerini niye dağıtıyor” dediğini söyleyip yazıdaki asıl rahatsız edici paragrafa geçeyim.
Yazıdaki o bölüm şu şekilde:
“Ancak Ukraynalılar da esnek taktiklerle Ruslara büyük kayıp verdirmeyi sürdürüyor. Öyle ki Ruslar Çeçenlerden, Afrika’dan ve Suriye’den savaşçı getirip duruyor. Bu arada Çeçenleri de çok üzmeyelim. Ukrayna saflarında savaşan ve hain olmayanlar da epey var. Belki 40-50 ülkeden savaşçı şu an sahada, özellikle de Rus zülmü yaşayan komşu ülkelerden gönüllüler Ukrayna için silaha sarılmış bulunuyor.”
Aslında başka hiçbir şeyi söylemeden “hadi be!” deyip kestirip atmak lazım. Lafa bak! Çeçenler Rusya vatandaşı. Rusya Federasyonu yasalarına tabiler, vatandaşları oldukları ülkenin ordusunda savaşıyorlar. Bunlar kendi ordularında savaştıkları için hain oluyor öyle mi? Yavuz Alogan da bu yazıyı afiyetle paylaşıyor. Bu arada bizim İdlib’de olduklarını sandığımız bazı cihadist İŞİDçi katil Çeçenler de Çeçenlerin namusunu kurtarıyor öyle mi? Ayrıca Ukrayna Rus zulmünden bıkmış komşu halklardan gönüllü buluyormuş.
Ben bu Tanju beye bir çöp tenekesinde bulunan, üstünden Türk pasaportu çıkan ÖSO’cunun videosunu göndereyim de gözü zulme uğramış komşu halk görsün biraz.
Bu arada zavallı ve zulme uğramış, safariye çıkar gibi gelmiş İngiliz, İsveçli, Kanadalı, Alman manyaklardan bir minik buket hazırlıyor Ruslar.
Tanju bey samimi bir şekilde Ukraynalıların nasıl hâlâ Moskova’ya giremediğine şaşırmışa benziyor. Cici Çeçenler’le birlikte yeniyorlar halbuki ‘hain Çeçenler’i ve Ruslar’ı! Sahadan aldığı bilginin kaynağı ise Lviv’de Poroşenko faşisti karşısında kırıtan Nagehan ve Ukraynalı genç ile iki kelime İngilizce konuşamadan yıllardır dış haberler müdürlüğü yapan Çetiner Çetin sanki.
Lakin, savaşı kazanan Ukrayna’nın Azov taburlarından son kalanlar Marieopol’de dehlizlerde sıkıştı, “bizi Türkiye’ye gönderin” diye pazarlık yapıyorlar. Kerson’da Ruble’ye geçildi. Ülkenin en verimli ve en değerli alanları elden çıktı. Azak Denizi’nde yeri kalmadı Ukrayna’nın. Rusya bence Odesa’yı da alacak. Acelesi yok. Savaş bugün bitse bile yaptırımlar kalkmayacak. Niye acele etsin ki?
Her gün beş, on Rus askerine 40, 50 kişilik takımlar teslim oluyor. Önceden görüşme yapıldığı belli. Yoksa beş kişi 50 kişiyi nasıl zapt eder? Olacak iş değil.
Ukrayna birliklerinin başında akıllı subayları olanlar teslim oluyor. Diğerleri çok kötü ölüyor. Pek çoğunu anca DNA testi ile ailesine teslim edebilirsin. Ki bazılarında işe yarar DNA da bulunamayabilir.
Ruslar beş asırdır son tahlilde yenilmediler. 25 milyon evladını feda etti gene de Almanlara yenilmedi. Dünyanın en belalı coğrafyalarından birinde tutunmayı başaran gururlu ve epey becerikli bir halk onlar. Gururları Sovyetler Birliğinin utanç verici bir şekilde çözülmesi ile kırılmıştı. Bunu unutmadılar.
Üstelik içlerindeki Slav olmayan unsurların birliğini de şu ana kadar sağlamışlar belli ki. Hatta şu an Rusya sınırları dışındaki Türki Gagavuzlar, İrani Osetler ve Abazlar gibi halklar kendi ait oldukları cumhuriyette değil Rusya içinde yer almak için çaba harcıyorlar.
Bunlar zulme uğramış halklardan değil mi?
Pardon bir de nükleer mevzuu var. Askeri İdari ilimler uzmanı Tanju bey diyor ki:
“Her gün tehdit ettikleri nükleer silahları kullanmaları gerçekten çok zordur. Bu korkunç bir felakete neden olacağı gibi, yenilginin tam kabulüdür. Putin yenilgiyi kabul edemez. O halde ne yapacak? Şimdilik göründüğü kadarıyla büyük kayıpları göze alıp Ukrayna’yı şartları kabule zorlayacak.”
Niye?
Rusya “ay ben bu nükleeri kullanamam, yoksa mahalleli ‘kız Huriye bak gördün mü Rusya yenildi de mecburen nükleere baş vurdu’ diye hakkımda dedikodu yapar” mı diyecek yani?
Hâlbuki gerçekten Batıya geri adım attıramazsa Rusya hiç çekinmeyecektir. Çünkü kaybedemez bu savaşı. Ne yani “aaa bana kötü çocuk demesinler kullanmayayım nükleeri bari” diyeceğini mi sanıyor Batılı salaklar? Defalardır uyarıyor adam. Tıpkı Tanju beyin anlamadığı gibi Batının rol kesmekten ülke yönetmeyi unutmuş mıymıntı yöneticileri de anlamıyor bir türlü. Bu durumda Ukrayna/Romanya veya Ukrayna/Polonya sınırında hafif tenha bir yere minik bir nükleer göndermekten çekineceğini zannediyorlar.
We will see; bakalım.
Beni tanıyanlar, Çarlık üniforması giydirilmiş kurşun askerlere Kremlin kapısı açtıran, Lenin’e durup dururken saydıran, yakın zamana kadar Yeltsin döneminin liberal ekonomistlerinden yardımcılarla ve danışmanlarla çalışan, hatta ülkeden tüymeyenlerle hâlâ çalışmaya devam eden, ortanın az altında zekâya sahip, bence aşağılık kompleksli Putin’den zerre hazzetmediğimi bilir.
Ama Putin Rusya demek değildir. Rusya’nın yenilgisinin ne manaya geleceğini idrak edemeyen, Dünyanın nasıl bir belaya saracağını algılayamayan, tersine hatta bunu bekleyen ve heveslenen adama stratejist denmez, idari ilimlerden ne kadar anladığı da tartışma götürür.
Peki Rusların hatası yok mu?
Olmaz mı dünya kadar hem de:
1. Ukrayna’da bazı mahfillere fazla güvendiler. Ordu içinden Rusya’ya meyilli kişiler çıkacağına dair bir hesapları vardı. Ki, 2014’te öyle olmuştu. Aslında çok da yanlış değildi beklentileri. Ama özellikle son bir yıl içinde ABD ve İngiliz istihbaratı bunları saptamış ve hemen savaş başında enterne etmişe benziyor. Bir güvenlik şefini Kiev’den kaçmaya çalışırken Sağ Sektör üyesi polisler pusu ile öldürdü mesela.
2. İlk gün sadece 45 dakika hava bombardımanı yapıp sonra hemen soktular birlikleri. Oysa Amerika Ukrayna’nın yarısından küçük Irak’ı tam 20 gün bombalamıştı. Ruslar Makyavel’in o muhteşem tavsiyesini dinlemediler ve bedelini kendi askerlerinin canıyla ödediler. Ama bu hatanın bir sebebi var. Hesapsız kitapsız bir bombardımanda ölecek her üç kişiden biri etnik Rus, bir diğeri ise ana dili Rusça olan Ukraynalı olacaktı. Sakınan göze çöp battı. Tersine adları katliamcıya çıktı.
3. Rusların bir hatası da cep telefonlarını kullanmamak oldu. İlk zamanlar Ukraynalı asker veya Azovcu Telegramcılar TicToc’çular filan neşe içinde yaralı Rusları tek tek vurdukları videolar paylaşıyorlardı. Bir defasında kamyonetten indirdikleri yaralı olmayan esirlerin hepsinin dizlerine piyade tüfeği ile ateş ettiler. İnsanlar yerlerde sürünürken kahkahalar atıyorlardı. Başka bir videoda maskeli bir Azovcu, temiz yüzlü bir delikanlıyı Rus casusu diye bıçaklaya bıçaklaya bir apartman boşluğunda yavaş yavaş öldürdü. Zırhlı pensonel taşıyıcılardan sarkmış Rus ölüleri bir dakikada bir milyar insana ulaşır oldu.
O sırada yazdım akıllı telefon savaşı diye. Aslında Ruslar değil ama Donbaslılar daha ilk hafta bile kamyon kamyon Ukrayna askeri cesedi topluyordu ve ölülere saygısız davranıyordu. Ama Ruslar ceset videosu çekmiyordu. Derken işler değişti.
Artık Rus ölüsü paylaşıp neşe çığlığı atan Ukraynalı pek kalmadı. Çünkü ya cepheden tüydüler, ya Ruslar öldürdü. Artık Rus ölüsü videosu çekecek nadir adam var sahada.
Ama bu sefer Rus telegramcılar ve tictocçular hemen hergün yüzlerce ama yüzlerce öldürülmüş Ukrayna askeri görüntüsü dağıtmaya başladı.
4. Tanju Bey bir şeyi doğru yakalamış: Ruslar gerçekten de alelacele girdiler. O kadar ki yeterli yığınak bile yapmadılar. Başlarda bir Rus’a üç Ukraynalı düşüyordu neredeyse. Hava haricinde silahlarda da sayıca üstün değildi Ruslar. Ona rağmen ilerlemeyi başardılar. Yığınak ve destek yavaş yavaş yerine oturdu.
Muhtemelen bir istihbarata dayandılar ve kendi kamuoylarını bile hazırlayamadan girdiler. Ya şimdi gireriz ya da asla giremeyiz diye düşündüler muhtemelen. Ama karşılarında Selamsız bandosu gibi ordu olduğu için bu çok önemli hatayı değerlendiremedi. Yetenekli kurmaylar elinde iyi yetişmiş tecrübeli bir ordu Batının verdiği onca silah sistemiyle Rusları darmaduman edebilirdi.
Artık Batı, Gepart filan gibi bütün ıskarta silahlarını verebilir. Veriyor da zaten. Tek sorun Ukrayna annelerinin yetiştirdiği o gençlerin sayısı
Şımarık batılılar
Kendileri tenezzül etmeyeceğine göre o silahları eline verip “ağasın paşasın, Ruslar çok fena yeniliyor, hadi koçum” diyerek ölüme göndereceği gençleri bakalım nereden bulacaklar…
- https://www.facebook.com/mehmettanju.akad
paylaşmanız için