Rejim İş Bankası’nı neden yutmak istiyor?

İlk neden ekonomideki çöküş olmakla birlikte daha büyük neden, tek tek düşürülen Cumhuriyet kurumlarına, Atatürk’ün kurdurduğu bankanın da eklenmesiyle rövanşı almaya bir adım daha yaklaşmak.

ESKİMİYEN HABER

AKP Rejiminin, bayramdan sonra TBMM’ye getireceği siyasi partiler yasasında yapılacak değişiklikle, CHP’nin İş Bankası’ndaki hisselerinin Hazine’ye devredilmesi amacına yönelik planları tepkiyle karşılandı.

Tayyip Erdoğan’ın yıllardır en büyük emellerinden birinin İş Bankası’ndaki Atatürk hisselerine el konulup bankanın yönetimini değiştirmek olduğu kendi beyanlarından biliniyor.

Ancak Korona salgını ile zaten hiç iyi olmayan ekonominin çöküşe geçmesiyle birlikte İş Bankası’nın büyük kaynakları ve zenginliği rejimin iştahını daha da kabartıyor. Banka, Varlık Fonu’na devredilse bile ele geçirilecek kaynaklar Türkiye’nin dayanılmaz borç yükünü ve iktisadi çıkışsızlığını elbette ki çözmeye yetmeyecek, ancak bankanın milli sermayesinin yabancılara satılması yoluyla elde edilecek gelir çok geçici ve kısmi bir rahatlama sağlamış olacak.

ASIL AMAÇ
Ne var ki Türkiye İş Bankası’nda Atatürk’ün hisselerinin CHP tarafından temsilinin kaldırılıp bankaya el konulması rejim için çok daha büyük bir ideolojik anlam taşıyor.
Bu amacı en iyi okuyanlardan biri de eski DYP milletvekili, 53. ve 54. Hükumet dönemlerinde Devlet Bakanı olarak görev yapan Ufuk Söylemez.
Ufuk Söylemez yazarı olduğu Aydınlık gazetesinin AKP – MHP ile müttefik politikasının tam karşısından oluşturduğu yazısında o amacı şöyle açıklıyor:
“Atatürk’e ve onun laik-demokratik bir hukuk devleti olan Cumhuriyet’inin kurucu değerlerine, alenen düşman”lık.
Ufuk Söylemez’in son derece bilgilendirici ve en çok okunmayı hak eden yazısına şu linkten erişilebilir: https://www.aydinlik.com.tr/artik-yeter-ufuk-soylemez-kose-yazilari-ekim-2018

Söylemez bankanın Varlık Fonu’na devredilmesinin hukuki boyutunu ise şöyle açıklıyor: “Türk Medeni Kanunu’nda her yurttaş için “hak ve varlık mirasına” ilişkin, 134’üncü madde yürürlükteyken, Anayasanın 139’uncu maddesinde Atatürk’ün vasiyetinin açıkça geçerli olduğu yer almışken, 12 Eylül darbe döneminde bu konuda yapılan teşebbüs, Anayasa Mahkemesi’nden dönmüş olmasına rağmen, miras haklarına, anayasaya, örf-adet ve teamüllere tamamıyla aykırı olarak, Ata’mızın bizzat el yazısı ile kaleme aldığı mirasını yok saymak suretiyle, CHP tarafından gelirini almaksızın temsil edilen yüzde 28 azınlık hisselerinin Hazineye devrine dair “kanun” çıkarılması teşebbüslerini, hayret, üzüntü ve tepki ile izliyoruz maalesef.”

İŞİN EKONOMİK AYAĞI
İş Bankası’nın Varlık Fonu’na devredilmesine yönelik çabalara karşı bir açıklama da gazeteci yazar Barış Yarkadaş’tan geldi: Yarkadaş işin ekonomiyle ilgili boyutunu Sözcü gazetesine verdiği demeçte şöyle belirtti:

“*İş Bankası’na neden çökmek istediklerini anlamak için, İş Bankası’nın röntgenini çekmemiz lazım. İş Bankası şu anda dünyanın 75’inci büyük bankasıdır. Değeri 30 milyar TL’dir.

*50 milyar TL de özkaynağı vardır. 2018 yılında 7 milyar lira, 2019 yılında ise 6.1 milyar lira kâr etmiş. Buradan CHP’ye gelen tek bir kuruş, tek bir çekirdek yoktur.

*İş Bankası’ndaki hisseleri Medeni Kanun’un 557. Maddesi’ne aykırı biçimde kendi uhdesine almak, sözde bağımsız temsilciler atayarak buradaki parayı da Varlık Fonu’na aktarmak istiyorlar. Çünkü Varlık Fonu’nda para kalmadı.”

CHP NE YAPACAK?

İş Bankası’na el koyma anlamına gelecek yasa düzenlemesi TBMM’ye geldiğinde ve hatta gelmeden, Atatürk’ün mirası uyarınca banka idare kurulunda 4 temsilcisi bulunan CHP’nin ne yapacağı, bütün hukuki kozlar ve haklılık karinesi kendisindeyken nasıl bir muhalefet yapacağı, girişimi nasıl engelleyeceği ise derin bir merak konusu.