Reis ve Ötesi

Şimdi Reis milletimize Susurluk kazasındakinden çok daha büyük bir imkân sunuyor. Aciz muhalefet olarak bunu değerlendiremeyeceksek, hık mık edip çarçur edeceksek Reis daha ne yapsın? O canıyla cebelleşirken üstelik elinden geleni yapıyor

 

RİFAT KORUR

Yazının devamında Sedat Peker’den, kendisini keyif alarak seyretmemi sağladığı için ve daha kısa olduğu için “Reis” diye bahsedeceğim. “Vay efendim bir mafya babasına nasıl Reis dersin” diye üstüme sıçramayın hemen. Belli ki Peker bir şeylerin reisi. Üstelik gördüğüm kadarıyla zekâsı ve ataklığı ile hak etmiş reisliği. Bir buçuk saatlik montajsız bir bantta notlarına bile nadiren bakarak neredeyse hiç hata yapmadan konuşmak ve dinlenmeyi sağlamak her baba yiğidin harcı değildir.

Her neyse…

Reis’in videoları o kadar çok izlendi ki IMDb listelerine girmiş. Videoların konusu hakkında İngilizce kısa bir özet yapmışlar. Oyuncu listesi olarak Hadi Özışık, Süleyman Özışık, Sedat Peker var ve “bütün oyuncuları görün” linki ile tüm kahramanlara ulaşabiliyoruz. Elbette nal gibi “İzleme Listesine Ekle” butonu var. Şimdilik 8 bölüm (episode) hakkında güzel güzel özet geçmişler.

İşte bu videoların galiba ikincisinde Reis:
“Kıymetli dostlarım! Yahu ben size ‘dünyayı düzeltmeye geldim’ mi dedim? Sizi kurtaracağım’ mı dedim? Ben size ‘ben mehdiyim, ben mesihim’ mi dedim? Ben kendisinin ve ailesinin derdine düşmüş bir adamım” demişti.

Zira çokbilmişlerin bazıları “madem bütün bunları biliyordu neden daha önce konuşmadı” diye eleştirip söylediklerini kuşkulu kılmaya veya “biz bunları zaten biliyorduk veya tahmin ediyorduk yeni bir şey yok” diyerek önemsizleştirmeye çalışıyorlardı. Reisi kızdırmışlardı.

Evet arkadaşlar. Reis kendi derdinde ve bu da gayet normal. Söylediği gibi evini bastıkları için kızgınlığından konuşmuyor sadece. Zeki bir adam o. Videolarında adı geçenlerden biri veya birkaçı tarafından öldürtüleceğini, buna da mafya içi hesaplaşma süsü verileceğini anlamış veya öğrenmiş. Onları kimse bilmeden gizlice tehdit etse “üstüme gelmeyin konuşurum” dese infazını hızlandırırdı başka da bir işe yaramazdı.

Şimdi isterlerse öldürsünler.

Yalnız muhataplarının zekâsı Reis’inkinin onda biri mertebesinde bile olmadığı için deneyebilirler ve başarabilirler elbette. Reis burada hatayı onların zekâsına biraz fazla güvendiği için yapmış olur.

Bir de şöyle düşünenler var:

“Farklı çıkar ve mafya grupları arasında hesaplaşma bu ve ortaya çıkan bilgiler bizim aşina olmadığımız şeyler değiller. Bundan medet ummak doğru değildir ve muhalefetin aczini gösterir.”

Aslında iki önerme de formel olarak doğru. Ama fikrin kendisi doğru değil.

Doğru! Bir sol muhalif/ yahut devrimci bu anlatılanlardan hiçbir ismi ve hiçbir olayı bilmese bile makinanın böyle çalıştığını bilir/bilmelidir. Ayrıca o sadece Türkiye’de değil, Almanya’da da sisteme karşıdır. Sistem çok dengeli, istikrarlı ve mafya üretmeyen bir kapitalizm yaratmışsa bile (olmaz öyle şey de lafın gelişi yani) o solcunun gene, ona da karşı olması gerektir.

İyi de bütün devrimler esasen sistem içi kavgaların, klikler arası ulusal veya uluslararası kavgaların yarattığı imkânlar dâhilinde gerçekleşmedi mi? Kim, hangi güç, hangi delikanlı devrimci parti, sırf kendi çabası ile durup dururken iktidarı zapt etmiş tarihte?

Ayrıca sonucun ille de devrim gibi bir şey olması gerekmez. Devrimler çok istisnai, çok aykırı olgulardır. Zırt pırt denk gelinmezler.

Bu şahit olduğumuzdaki gibi şeyler toplumlara, daha ziyade bir restorasyon imkânı, biraz soluklanma ve düzeltme imkânı sunarlar.

Örneğin Refahyol hükümetinin yıkılmasında ve 28 Şubatçıların elinin güçlenmesinde, Mehmet Eymür, Hiram Abas kliği ile Mehmet Ağar, Abdullah Çatlı kliğinin kapışmasının ve Susurluk kazası sonrası patlayan skandalın hiç mi katkısı olmadı yani?

Sonuçta çuvallanması ve 28 Şubat sürecinin 20 yıllık Erdoğan iktidarıyla noktalanmış olması bu realiteyi değiştirmez.

ARA NOT: Bence sağ Kemalist devlet aklı diyebileceğimiz biraz düşük IQ seviyeli aklın sahipleri olup da, İstanbul TÜSİAD sermayesinin müttefiki olan aynı şahıslar, özellikle bunların yüksek askerî erkânı, Sosyalistlere ve sol Kemalistlere karşı ırkçı milliyetçi çeteleri, Erbakan’a karşı Fethullah’ı, PKK’ya karşı Kürt Hizbullahını ve Feodal gerici Kürt aşiret reislerini kullanmıştı. Milli Eğitim, Polis, MİT ve Ordu kadrolarını o yarım devlet aklını kullanıp bunlarla doldurdukları için işi toparlamaya çalıştıkça çarşafa dolandılar. 28 Şubatı heba edip muhteşem bir hızla kenara itildiler. Nasıl bu kadar kolay tasfiye edildiklerini kendileri bile anlayamadılar.

Bu sonuç Susurluk’un değil o kıt devlet aklının ve o aklın mühim bir parçası olan mülayim hımbıl laik muhalefetin kabahatiydi.

Şimdi Reis milletimize Susurluk kazasındakinden çok daha büyük bir imkân sunuyor.

 

Aciz muhalefet olarak bunu değerlendiremeyeceksek, hık mık edip çarçur edeceksek Reis daha ne yapsın? O canıyla cebelleşirken üstelik elinden geleni yapıyor.

O nedenle kıymetli dostlarım:

“NAMKÖRLÜK YAPMAYIN, KANAATKÂR OLUN”

Yalıkavak Marina kahramanları 

PAYLAŞMAK İSTERSENİZ