Öyle mi, Alay Komutanı?

DR. ABDULLAH KÖKTÜRK

Sekiz yıldır alamadıkları tazminatları için direnişe geçen Soma Uyar Madencilik işçileri Ankara’ya doğru gerçekleştirdikleri yürüyüş sırasında geçen hafta Jandarma tarafından gözaltına alındılar

Madenciler daha önce 301 madencinin anıt mezarlığına kadar yürümüş, ancak yürüyüşe devam etmelerine Jandarma tarafından izin verilmemişti.

Bağımsız Maden İş Sendikası üyelerinin gözaltına alındığı yürüyüşte bir sendikacı, “Bir işverene, bir tek adama gücü yetmeyen devlet, şimdi gücünü bizde sınıyor. Biz bir kere daha bağırıyoruz buradan. Devletin gücünü bizde sınamayın! Yerin 7 kat altında alın teriyle yaşamını devam ettirmek durumunda kalıp, kör edilenler, sakat bırakılanlar, ciğerleri çürütülenlerden hesap sormasın devlet!” ifadelerini kullanarak, “sanki hırsızlığı, namussuzluğu, arsızlığı biz yapmışız gibi hesabı bizden sormaya çalışıyor devlet. Bir tane kıçı kırık patrondan hesap sormayı beceremeyen devlet gücünü bizde sınayacak. Öyle mi alay komutanı? Burdayız biz. Şimdi bize güç göstereceksiniz ha! ve biz bu güçten korkacağız öyle mi? Vallahi de korkmuyoruz, Billahi de korkmuyoruz sizden!” diye konuştu.

Kasım 2018 de bu sefer Şanlıurfa’da Jandarma Komutanı Albay, Nakliyat-İş’in işten atılmalar sebebi ile Taşıt Muayene İstasyonunun önünde yapacağı basın açıklamasına “valilik tarafından belirlenen alan olmadığı” gerekçesi ile izin vermemişti. İşçiler, Anayasanın 34. Maddesine göre basın açıklamaları önceden izin alınmaksızın yapılacak eylemlerden Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında olmadığını, bu kararın tamamen keyfi ve hukuksuz olduğunu söylemelerin rağmen Albay işçileri TOMA ile tehdit ederek şiddet uygulayacağını belirtmişti.

Yine 2018 Aralık ayında Aydın Kızılcaköy’de yapılması planlanan jeotermal santrallara karşı mücadele başlatan köylü kadınlar karşılarında Jandarmayı bulmuştu. Geçen sene Eskişehir’den Ankara’ya yürümek isteyen metal işçileri Jandarma şiddeti ile önlenmeye çalışılmıştı.

Peki Türkiye’de bazı subaylar niçin işçi düşmanı gibi davranıyorlar? Oysa ki, Türk ordusunda subayların çoğu alt ve alt-orta sınıftan gelmektedir. Aileleri işçi ve memur olan bu subaylar daha sonra işçi karşıtına dönüşüyorlar. Herhangi bir grev veya emek-sermaye çatışmasında sermaye sınıfının yanında yer alıp işçileri suçlamalarının sebebi, benim düşünceme göre, onların Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) sayesinde sınıf değiştirmiş olmaları olabilir. OYAK sayesinde üretim aracı sahibi gibi davranan subaylar, bir anlamda kapitalist sınıfa dahil edilmişlerdir. Bu durum bazı subayların emek karşıtı durumunu da açıklamakta.

Yani dün Urfa’da, bugün ise Manisa’da Jandarma alay komutanlarının davranışı, Türkiye’ de ordunun sınıflar karşısında nerede olduğunu anlatıyor. Ama aynı zamanda bu, Türkiye’deki yarı askeri rejimi görmemizi de sağlıyor.

Öyle mi Alay Komutanı?

Benim de Alay Komutanı’na birkaç lafım var. Yarın Renault’da grev olduğunda OYAK’taki nemanı mı, yoksa işçinin hakkını mı düşüneceksin Alay Komutanı?

Sana patrondan yana ol diyen yok Alay Komutanı, haklıdan yana ol…