Ordu sermaye işbirliğinin mihenk taşı: OYAK

Hükümet zoru ile yapıldığı düşünülen bu alımda Demirören grubundan TOTAL ve Moil’in alındığı söylense de alınan akaryakıt dağıtım lisansıdır.  Akaryakıt dağıtım lisansı EPDK internet sitesinde 590 bin TL dir. Depolama, Taşıma ve İletim lisanları da eklendiğinde  700 bin TL gibi bir tutara alabileceği akaryakıt satış ve dağıtım lisansı için OYAK Demirören’e 450 milyon dolar ödemiştir. Yani 4500 kat daha fazla bir miktar!

ABDULLAH KÖKTÜRK

Askeri Müdahelerin sınıfsal yapısını analiz etmek için, müdahaleden sonra yaptıklarına bakmak bize bir ölçek verebilir. 12 eylül 1980 askeri müdahalesinin sanayi sermayesinin yanında yer aldığını,  emeğe açıktan saldırı şeklinde davrandığını, sendikaları kapattığını, toplu sözleşme görüşmelerini dondurduğunu biliyoruz. 27 Mayıs 1960 müdahalesinin sanayi sermayesinin hegemonyasını kurmasını kolaylaştırdığını, müdahaleden hemen sonra Eylül 1960’da Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) kurulması ile görüyoruz. DPT sayesinde kaynaklar ticaret ve tarımdan sanayi sermayesine daha kolay aktarılabilmiştir. Ordu ve sanayi sermayesinin kader ortaklığının başlangıçı da 1960 müdahalesidir.

Subaylar OYAK ile Kapitalist Sınıfa Dahil Edilmişlerdir

1961 Ocak ayında kurulan Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) ile silahlı Kuvvetler mensupları kapitalist sınıfa dahil edilmişlerdir. İdris Küçükömer, 1968 de yazdığı Düzenin Yabancılaşması kitabında bu duruma dikkat çeken az sayıda yazardan biri olmuştur. Küçükömer, “Bürokratların subay kesimi kitle halinde üretim aracı sahibi olmaya itilmektedir. Başka bir deyişle kapitalist sınıfa girmeleri sağlanmaktadır”[i] diye yazmıştır. Aynı tarihlerde Tabii Senatör Cemal Madanoğlu Meclis’te, OYAK’ı “orduyu milletin gözünde paragöz duruma düşüren” bir uygulama olarak gördüğünü belirtmiştir.[ii]  15-16 Haziran 1970 işçi olaylarında sıkıyönetim savcılarınca gözaltına alınan işçileri haber yapan Ant Dergisi sosyalist aydınlar içinde bu durumu ilk fark edenlerdendir. Dergi Eylül 1970 sayısının kapağında “Kapitalistleşen subaylar işçileri yargılayamaz” diye manşet yapmıştır. Doğan Avcıoğlu da Türkiye’nin Düzeni’nde OYAK’ın TSK’daki üst rütbeli subaylarca yönetilmesinin sakıncalarına dikkat çeker.[iii]

OYAK Türkiye’nin 3. Büyük Holdingidir

OYAK bugün 400 bin üyesi, 2018 sonu itibari ile 100 milyar TL’yi geçen toplam varlığı ve 100’e yakın şirketi ile Türkiye’nin 3. Büyük holdingidir. Satış hasılatı Koç ve Sabancı Holding’ten düşük olmasına rağmen net kârı iki holdingten de yüksektir. Kurumun daimi üyeleri aslen TSK kadrolarında görevli subay, astsubay, uzman ve askeri memurlardır.  Subay ve astsubaylar ve uzman çavuşların üyelikleri mecburidir ve üyelerin büyük çoğunluğunu oluşturmaktadırlar. Zorunlu askerlik hizmetindeki yedek subaylar ise geçici üyedirler. ve askerlik hizmeti boyunca maaşlarından kesinti yapılmasına rağmen terhislerinde kesilen paralarını geri alamamaları şikâyetlere neden olmaktadır.

OYAK Yönetim Kurulu’nda, başkan dahil 4 üye, Milli Savunma ve Maliye Bakanı ile TOBB ve Bankalar Birliği başkanının ve Sayıştay Umumi Murakabe Heyeti’nin onayıyla atanıyor. Diğer 3 üye, Genelkurmay ve TSK tarafından. Genel müdürü yönetim kurulu atıyor. Genel Müdür Yönetim kurulunun doğal üyesi ve oy hakkı bulunuyor. Bir de senede bir defa toplanan 40 kişilik Genel Kurul vardır. Genel kurulunu oluşturan 40 kişiden ikisi bakan düzeyinde olmak üzere (MSB ve Maliye) 8 kişisi sivil geri kalanları askerdir.  Bu 40 kişiden temsilciler kurulu tarafından seçilmesi gereken 20 kişi de fiili olarak kuvvet komutanlıkları bünyesinde genel kurul delegesi olarak atandırılmaktadır. Genel Kurul, şirket alımlarına ve strateji değişikliklerini onaylaması bakımından önemlidir. Daha doğrusu geçemn seneye kadar önemliydi. 2019 yılı Genel Kurulunda, kurul şirket alım yetkileri dahil bir çok yetkiyi 8 kişilik yönetim kuruluna devretmiştir. Bu devirin amacı 2019 sonun da Demirören grubundan akaryakıt dağıtım lisansının alınması ile ortaya çıkmıştır.

Demirdören’den Yapılan Alıma 100 Bin Dolar Yerine 450 Milyon Dolar Ödendi

Demirören Holding Doğan Yayın grubunu alıp yandaşlaştırmak için Ziraat Bankası’ndan 700 milyon dolar kredi çekmiş ancak gazetelerin satışları düşmeye başlayınca ödeme zorluğuna girmiştir. Bu krizden elindeki akaryakıt dağıtım lisansını OYAK’a fahiş fiyatla satarak çıkmayı planlamıştır.  Hükümet zoru ile yapıldığı düşünülen bu alımda Demirören grubundan TOTAL ve Moil’in alındığı söylense de alınan akaryakıt dağıtım lisansıdır.  Akaryakıt dağıtım lisansı EPDK internet sitesinde 590 bin TL dir. Depolama, Taşıma ve İletim lisanları da eklendiğinde  700 bin TL gibi bir tutara alabileceği akaryakıt satış ve dağıtım lisansı için OYAK Demirören’e 450 milyon dolar ödemiştir. Yani 4500 kat daha fazla bir miktar! TOTAL’in isim hakkı 2020 yılında biteceği için OYAK Güzel Enerji diye bir şirket kurmuştur. Subay, astsubay ve uzmanların alın teri ile biriktirdikleri paralar siyasi amaçlar ile yapılan başarısız ticari girişimlere kaptırtılmıştır. OYAK üyelerinden gizli yapılan bu antlaşmaların gerisinde OYAK yönetiminin adil olmayan yapısı bulunmaktadır.

OYAK Üyelerinin Yüzde 1’ini Oluşturan Generaller Şirket Yönetim Kurullarının Yüzde 95’ini Oluşturuyor

OYAK’ın muvazzaf ve emekli 400 bin civarında üyesi bulunmaktadır. Bu üyelerin yüzde birini muvazzaf ve emekli generaller oluşturmaktadır. OYAK üyelerinin yaklaşık yüzde 75 ini astsubay ve uzmanlar, yaklaşık yüzde 25’ini de subaylar oluşturmasına rağmen OYAK Yönetim Kurulu ve Genel Kurul üyelerinde ağırlık bu yüzdelere göre değildir. Hatta tüm üyelerin yaklaşık yüzde birini oluşturan generaller OYAK şirketlerinin yönetim kurullarındaki asker üyelerin yaklaşık yüzde 95’ini oluşturmaktadırlar.  Bu haksızlık bilhassa astsubaylarca sık sık dillendirilmektedir.

OYAK’ın yaklaşık 30 bin çalışanı olduğundan bu büyük bir istihdam oluşturmaktadır. OYAK’taki kadrolar eskiden üst rütbelilerin akrabaları tarafından işgal edildiği halde birkaç yıldır bu kadroların AKP tarafından kullanıldığı duyumları alınmaktadır.

2020 Neması Yüzde 35 Altı Olursa Ordu Huzursuz Olur

Her ne kadar askerlerin kâr ve nema düşünmeleri, para ile ilişkilendirilmeleri, Platon’un Devlet kitabında da söylediği gibi onların görev yapmalarını olumsuz etkileyeceği düşünülse de, bugün OYAK emekli askerlere sağladığı maaş veya toplu para imkanı ile, maddi olarak onların faydasına bir yapıdır. Covit-19 sebebi ile önümüzdeki günlerde geçikmiş olarak toplanacak 2020 genel kurulunda yüzde 35 altında çıkacak bir nema oranının emekli askerleri mutlu etmeyeceğini de biliyorum.

Bildiğim başka bir şey de, OYAK’ın,  birikim rejimi krizlerinde TSK’nin sanayi sermayesinin yanında yer almasına aracılık ettiği, TSK üst kademesini iş dünyası ileri gelenleri ile tanıştırdığı, ayrıca sahip olduğu üretim araçları ve dağıttığı nemalarla, düşük rütbeli TSK personeli dahil ordunun çoğunluğunun sınıfsal yapısının değişmesine yol açan bir kuruluş olduğudur.


[i] İdris Küçükömer, Düzenin Yabancılaşması, İstanbul, Bağlam Yayınları, 2002, ss. 115-117.

[ii] Cemal Madanoğlu’nun Cumhuriyet Senatosu’nda yaptığı konuşma, Cumhuriyet Senatosu Tutanak Dergisi, Cilt 47, 51. Birleşim: 13 Haziran 1968.

[iii] Doğan Avcıoğlu, Türkiye’nin Düzeni, İkinci Kitap, 11.bs., İstanbul, Tekin Yayınevi, 1978, s. 952.

Abdullah Köktürk
Türkiye’de Ordu ve Sermaye İlişkisi
Nobel Akademi yayınları