Oktay Ekşi’den Aydınlık başyazarına zehir zemberek ayar

eskimiyen / HABER

Aydınlık gazetesi başyazarı Mustafa ilker Yücel’in gazetesi adına haftada bir Oktay Ekşi’ye yönelttiği üç soru ve yanıtlarından oluşan köşenin bu haftaki içeriği her ne kadar gazetenin Vatan partisi’ne bağlı politikalarına Oktay Ekşi onayı almayı hesaplamışsa da tam tersi oluyor. Dahası Oktay Ekşi’nin İlker Yücel’e yanıtları güncel siyaset dersi olması kadar gazetecilik dersi de içeriyor.
İlker Yücel’in elinde patlayan ilk soru Karadeniz’deki çok tartışmalı doğalgaz keşfi üzerine. Yücel sorusunda “nesnel değerlendirme” tutumu için “doğalgaz sevincini yaşamayanlar”ı hedefe koyarken Oktay Ekşi’nin yanıtı tam tersine, İlker Yücel’e AKP’nin ve Erdoğan’ın niteliği üzerine ders kapsamında. Şöyle yanıtlıyor Ekşi:
Karadeniz’de bulunduğu açıklanan Doğal Gaz rezervi nedeniyle bir kısım insanımızın “çağ atladık” türü coşkulu nümayişine karşın öteki kesimdeki insanımızın -sizin deyiminizle- “gelişmeyi önemsizleştirecek hatta dalgaya alacak” tavır benimsemesinin tek ve açık nedeni, ülkeyi yöneten zatın 18 senedir halkımızı bölen, birbirine düşman hale getiren “ötekileştirici” tutumudur.

Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu tarihten beri, karşısına almadığı, azarlamadığı, husumet ilân etmediği, her an kavga edecekmiş gibi konuşmadığı kimse var mıdır veya kaç kişi vardır, doğrusu tayin edemiyorum. Kendisini eğer güçlü veya üst pozisyonda hissederse, karşısındakini ezecek veya ona talimat verecek bir üslupla konuşma, kişiliğinin bir parçası olmuştur. O nedenle konuşurken, hemen herkesi karşısına itmiştir.
Bugün Türkiye’de halk hâlâ birbirine silâh çekmeden taşıyorsa, bunun tek nedeni Türk halkının sağduyusudur.
Bu kadar bölünmüş bir halkın tamamının aynı sevince ortak olması beklenebilir mi?

İlker Yücel’in ikinci sorusu Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül ilişkisi üzerine. Yılların ustası gazeteci ve siyasetçi Oktay Ekşi bu soruyu çok da önemsemiyor, ama Abdullah Gül için kullandığı cümle muhteşem bir betimleme; şöyle diyor Ekşi:

“Daha başka bir ifadeyle Abdullah Gül, sanki Türkiye’ye sığınmış bir yabancı devlet adamı gibidir. Türkiye’nin sorunları karşısında o kadar tepkisiz ve duyarsızdır.”

‘KAPAK’ DEDİKLERİ ŞEY
İlker Yücel’in üçüncü sorusu ise İbrahim Kalın’ın “150 yıllık hikaye” diye adlandırdığı Cumhuriyet, Aydınlanma ve demokrasi değerleri üzerine oluyor. İlker Yücel öyle bir şekilde soruyor ki soruyu, amatörce bir tuzakla “bakın Oktay Ekşi de Kalın’a destek verdi, sözlerini imzaladı” densizliği her cümlesinde sırıtıyor. Ancak ustaların ustası sayılan, Hürriyet gazetesinin gerçek anlamda son başyazarı Oktay Ekşi bu yönlendirmeli soruya karşılık İlker Yücel’e okkalı bir ders veriyor.
Soru ve yanıtı şöyle:

İLKER YÜCEL- ibrahim Kalın’ın “Milli Mücadele Avrupamerkezciliğe ve oryantalizme karşı itirazın en somutlaşmış mücadelelerinden birisidir. Modern dönemin en büyük ve en güçlü anti emperyalist hareketidir. Türk milleti burada büyük bir destan bir büyük hikaye yazdı. Ben diyorum ki bizim büyük hikayemizin özünde bir itiraz var, bu direniş var. Bugün bu ruhu Türkiye tekrar kuşanmak zorunda ve ben tekrar kuşandığını düşünüyorum” dedi. Bu sözlere imza atar mısınız?

OKTAY EKŞİ- Hayır, atmam çünkü; Millî Mücadele kanımca “Avrupamerkezciliğe ve oryantalizme karşı itirazın” somutlaşmış mücadelesi değil, çöküşe, bağımsızlığın yitirilişine ve ezilmişliğe karşı mücadelenin somutlaşmış ifadesidir. O sırada karşımızda Avrupa ülkeleri değil de örneğin İran ya da Arap ülkeleri olsaydı yani Türkiye’yi onlar işgale kalksa bu Millî Mücadele yapılmayacak mıydı? Eğer buna “O taktirde Milli Mücadele yapılmazdı” diyen birisi varsa çıksın söylesin de tartışmayı ondan sonra yapalım.

Demek ki Milli Mücadelede hasım “Avrupa” değil, “düşman” olarak karşımızda bulunan ordulardı. Nitekim Büyük Atatürk düşmanı denize döküp Bağımsızlığımızı perçinleyen zaferi kazandıktan sonra hiçbir ülkeyi “düşman” ve hiçbir zihniyeti “lanetli” saymamıştır. Her şeyin başında Türkiye’nin ve Türk ulusunun çıkarının geldiğini görerek başta Avrupa olmak üzere ulusal çıkarlarımıza yararlı her kesimle iş birliği yapmıştır. O nedenle Milli Mücadeleye şimdi yeni anlamlar yüklemek tarihi yanlış yorumlamaktır.

Bu yanıt üzerine AKP gericiliğinin saçmalıklarına imza atmaya pek meraklı olan İlker Yücel ve VP oligarklarının imzanın değerini öğrenmişler midir merak konusu olmakla birlikte, umut konusu olmadıkları açık.