Neden yandık

Yaşadığımız sel felaketleri ve dev orman yangınları “küresel ısınma” ve “iklim değişikliği”nin bundan sonra sık sık göreceğimiz sonuçlarının başlangıcıdır. Önümüzdeki süreçte oluşabilecek bütün doğal afetlere karşı bilimsel veriler ışığında hızlı bir şekilde küresel ısınma ve iklim değişikliği eylem planı bölge ve havza bazlı olarak tüm ülkeyi kapsayacak şekilde oluşturulmalıdır

C. İlkay YILDIRIM

(Orman Mühendisi
Türkiye Ormancılar Derneği Eskişehir Temsilcisi)

Çocukluğumuzda bir hikaye vardı. Kış gelirken  önce karşı dağın tepesi  beyazlar, sonra beyazlık eteklere iner, en sonunda  da köye kar yağar ve her taraf bembeyaz olur diye.

Eğer kar karşı dağın tepesine yağdığında ve hatta eteklerine indiğinde kışlık odun tedariki  yapılmazsa kışın donulacağı söylenirdi.

Yıllardır dünyamızda karbon salınımının dengesizleştiği, doğa  katliam ve sömürüsünün arttığı, vahşi kapitalizmin bütün gücü ile doğanın, çevrenin, okyanusların, ormanların üzerine çöktüğünü, bunların sonucunda küresel ısınmanın başladığı iklim değişikliğinin görülür ve hissedilir hale geldiği ve bu değişikliğin bilimsel kanıtlarla artarak devam edeceği  hatta gerekli acil önlemlerin alınmaması ve bu vahşi sömürünün devamı halinde gezegende yaşamın biteceği bütün bilimsel platformlarda dile getirilmektedir.

Bunlar dağın tepesindeki beyazlığın karşılığıdır.

Dağın eteklerindeki beyazlığın karşılığı ise bütün meteoroloji verilerinin Akdeniz Bölgesinde 25 Temmuz itibari ile rutubetin yüzde 15’ler civarına düşeceği, sıcaklıkların 40 ve üzeri derecelerde bulunacağı bunların yanında hakim poyraz eseceğinin bas bas bağırılmasıdır.

Köyün içi ve her tarafın beyazlaması ise meteorolojinin bu uyarılarına rağmen yangınların kontrol altına alınmasına ramak kala ormana girişlerin yasaklanmasıdır.

Orman yangınlarının teknik olarak oluşması için yangın üçgeni dediğimiz;

1-Oksijen

2-Yüksek sıcaklık

3- Yanıcı madde.

Bunların üzerine Akdeniz bölgemizin en büyük yangın tetikçisi Poyraz rüzgarı ve düşük nem bize kaçınılmaz sonu önceden haber vermiştir.

Küresel  ısınma ve iklim değişikliği dediğimiz kavramlar bundan sonraki zaman dilimlerinde yüksek sıcaklıklar, ekstrem yağışlar, vb. doğa olaylarına hazırlıklı olmamız gerektiğini söyleyen kavramlardır.

Doğada canlılar hareket halindedir. Balıklar hareket ederek daha önce gitmedikleri daha soğuk sulara gitmeye başlamıştır, bitkiler daha önce yaşadıkları yetişme ortamlarından daha yükseklere , daha serin yerlere yerleşmeye başlamıştır.

Ülkemizde 2021 yılında yaşanan sel felaketleri ve dev orman yangınları “küresel ısınma” ve “iklim değişikliği”nin bundan sonraki süreçte sık sık görülecek sonuçlarının başlangıcıdır.

Doğa, çevre, EKOSİSTEM bilinen en karmaşık sistemlerdir. Kesinlikle değişken, tek düze olmayan ve mutlak  intikamını alan sistemlerdir.

Bu sistemler içinde oluşan değişiklikleri en ince detaylarına kadar değerlendirip,  konularında bilgili ve birikimli ekosistem mühendisleri, bitki bilimcileri, meteorologlar, orman mühendisleri vb. bilim insanlarının acilen toplanıp önümüzdeki süreçte oluşabilecek bütün doğal afetlere karşı bilimsel veriler ışığında hızlı bir şekilde küresel ısınma ve iklim değişikliği eylem planı bölge ve havza bazlı olarak tüm ülkeyi kapsayacak şekilde oluşturulmalıdır.

Bilimsel veriler ışığında doğa ve çevre sömürülerine son verilerek acilen doğanın kendini yenilemesine katkıda bulunabilinecek çalışmalar başlatılmalıdır.

Eylem planları uygulamaya başlanmadan önce bilimsel çevreler ve yöre halkı ile paylaşılıp ortaya çıkan planların ortak akıl ve bilimle oluştuğu inancı bütün toplumca benimsenmeli ve daha sonra uygulamaya geçilmelidir.

PAYLAŞMAK İÇİN