Neden Göz Göre Göre Bir Ülkenin Parası Yakılır?

Bu ülke bir gece yarısı Halk Bankası’nın düşük kurdan deli dehşet Dolar satışını gördü. Aslında kimlerin zengin olduğunu herkes biliyordu ama söyleyebilecek cesaretleri yoktu. Çünkü ne merkez bankası özgürdü ne de hukuk bağımsız

 

EMİNE SUPÇİN

Bırak ekonomist olmayı, sürekli veresiye satış yaparak işleri batıran bir küçük esnaf kadar bile ekonomiden anlamam. Benim aklım çekirdek aile geçimine basar, o da aman tasarruf edelim boşa harcamayalım düzeyindedir. Yani şu kadar lirayı şuraya yatırayım, oradan elde ettiğim kârla şunu alırım, zamanı gelince onu da satıp bu kadar lira kazanç elde ederim zekası nanay. Hiç olmadı, babam da bilmezdi, dedemin zaten dünyadan haberi yoktu.

Fakat aylardır ekonomi haberleri ve yorumları okuyor, dinliyorum. Ve aslında benim çekirdek aile ekonomisinin ülkeye uyarlanmasının da mümkün olduğunu görüyorum. Eve giren para ve akıllı harcama. Bu! Bundan ibaret. Fakat benim “çekirdek” tanımımın çekirdek enflasyonla kullanıldığını görünce gülmeye başladım. Sanırım birileri bir şeyleri ya yanlış yapıyor, ya yanlış mercekten bakıyor, ya da bile isteye aileye düşmanlık ediyor. Yani ailede bir hain var. Kibar olmanın gereği yok, basbayağı birileri ülkenin anasını ağlatıyor, üstelik gözyaşlarına acıyan yok.

Aylardır ekonomiden anlayan insanlar bas bas bağırıyorlar ki Merkez Bankasına müdahale edilmesi ülke ekonomisini çökertir. Anladığım kadarıyla ülkenin adaleti ne kadar bağımsız olması gerekiyorsa, Merkez Bankası’nın da o kadar bağımsız olması gerekiyormuş. Çünkü tek bir kişinin emirleri ile inen çıkan faizler yüzünden, ülke ekonomik olarak güvenilirliğini yitirir ve yabancı sermaye ülkeyi terk edermiş. Ederse etsin, cehenneme kadar yolları var denmezmiş, çünkü ülkenin girdileri azalır dolayısıyla bizim cebimize girecek para eksilirmiş. Do you understand?

Daha dün, MB’na sokulan burun darbesi ile 200 baz puan birden düşürülerek faizlerin aşağıya çekilmesi Dolar’ı, Avro’yu coşturduğu gibi, çok çok geri kalmış ülkelerin para birimleri karşısında bile Lira’mızı pula dönüştürdü, ucuzlattı. (Sahi baz puanı ben de yeni öğrendim. Tanımı: Baz puan, faiz oranlarındaki değişimi ifade eden bir ölçüm birimidir. Yani 100 baz puanlık bir değişim yüzde 1’lik değişime karşılık gelmektedir. Örnek olarak faizin yüzde 18’den yüzde 16’ya düşmesi 200 baz puanlık bir düşüş anlamına gelir.)

Peki… Soru şu: Neden?

Başına aniden herhangi bir musibet gelmesinden korkan ekonomistler veya yorumcular, “Belki de özellikle Türk Lirası’nda bu düşüş yapılıyordur. Böylece ürettiklerimiz daha ucuz olduğu için, diğer ülkeler bizden alışveriş yapmayı tercih edeceklerdir,” diyor.

Breh breh! La, bir şey üreteydik, ekonomiden zerre anlamayan ben bile anlardım o zaman. Te ortaokuldayken bir öğretmenimiz, “Japonlar para birimleri olan Yen’i özellikle düşük tutuyorlar ki dünyaya ucuz satış yapabilsinler,” demişti. O yıllarda Japonlar batının taklitlerinden yenice kendi orijinal üretimlerine geçiyorlardı. Ve bu çok normaldi, anlaşılırdı. Ya biz ne üretiyoruz acep? Sahi Suriyeli Müslüman kardeşlerimiz bolca çocuk üretiyorlar, değil mi? Ğöh!

Peki şu başına herhangi bir musibet gelmesinden korkup yukarıdaki şekilde olasılık hesabına giren yorumcuların o yorumlarına herhangi bir yanıt var mı? Yoooo… Mordor Kulesi mübarek, her yerden ses var, oradan tık yok. Efendi hazretleri ne buyurursa o yapılıyor Orta Dünyada. (Sahiden de Doğu ve Batının ortasında olmamız sebebiyle bize de bir orta dünya ülkesi denebilir. Mordor’un kötülük kulesi ile savaşacak Gandalf bilgeliğine ihtiyaç var.)

Şimdi başına bir musibet gelmesinde korkanlardan bir tık ileriye gidip bir yorum yapacağım. Gülmek serbest. Ya kulenin tüm bu olanlardan haberi yoksa? Ya aslında o koca kulenin zindanlarında tutsak ise? 🙂

Bir de birazcık korkusuz yorumcular var. Onlar da “Acaba birileri mi zengin ediliyor yine?” diyorlar. Yine sözcüğü boşuna ve gereksiz değil, çünkü bu ülke bir gece yarısı Halk Bankası’nın düşük kurdan deli dehşet Dolar satışını gördü. Kimler zengin oldu acep, dendi ertesi günü. Aslında kimlerin zengin olduğunu herkes biliyordu ama söyleyebilecek cesaretleri yoktu. Çünkü ne merkez bankası özgürdü ne de hukuk bağımsız…

Yazın adına Küresel Isınma deniveren sebepler yüzünden cayır cayır yanan ormanlarımız gibi şimdi de önü kış olan ülkemin cepleri yanacak. Daha geçen yıl 200 liraya doldurduğun market sepetini bugün 500-600 liraya ancak yarısını doldurabiliyorsun. Ya birkaç ay sonra? Ormanlarımız yanarken, nasıl ki “Yangın söndürme uçağımız yok,” dendiyse, bugün de doların yükselişini durdurmanın imkanı yok, derlerse şaşırmam.

Peki neden?

Neden bir ülkenin parası göz göre göre yakılır?

Var mı yanıtınız

PAYLAŞMANIZ İÇİN