Militarist Kapitalistler

Geç modernleşen ülkelerde askerler ellerinde bulundurdukları holding ve şirketlerle, ekonomide olduğu kadar siyasette de güç mücadelesine katılıyorlar

 

DR. ABDULLAH KÖKTÜRK

Geçtiğimiz hafta sonu Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği’nin (Adam-Der) “Militarizmden Arındırılmış Bir Dünya Ütopyası” adıyla düzenlediği sempozyumda, ben de geç modernleşen ülkelerdeki askeri şirketleri incelediğim bir bildiri sundum. Bildiride seçilmiş ülkeler üzerinden askeri şirketleri analiz etmeye çalıştım.

Mısır’dan Mynmar’a, İsrail’den Vietnam’a, Türkiye’den Kamboçya’ya, Tayland’dan Pakistan’a Laos’dan İran’a bir çok ülkede askerler ellerinde bulundurdukları holding ve şirketlerle, ekonomide olduğu kadar siyasette de güç mücadelesine katılıyorlar.

Ben daha çok OYAK üzerine çalıştığımdan başka ülkelerdeki durumları da bu sempozyuma çalışırken öğrenmiş oldum.  Sempozyumda sunduğum ülkelerden bazılarını buraya da özetleyeyim.

Mısırda Ordu Şirketleri Makarna Üretiyor, Hükümete Borç Veriyor

Örneğin Mısır’da askerler makarna, salça, şişelenmiş su, maden suyu gibi gıda sanayinde üretim yanında, televizyon, buzdolabı ve mobilya üretimi yapmakta, stadyum işletmekte, turizme yatırım yapmakta, emlak piyasasında etkili olmakta.

hüsnü Mübarek döneminde 29 validen 21 tanesi emekli askerdi. Süveyş Kanalı, Port Said ve İskenderiye limanlarında muvazzaf amiraller halen yönetici konumunda.

Ordunun üretim ve yatırımlarını organize etmek için Mısır’da bir askeri üretim bakanlığı bile mevcut. Mısır IMF’den borç almaya karar verdiğinde askerler Mısır Merkez Bankası’na 1 milyar ABD Doları borç bile vermiş.

Bugün Mısır’da ordu üretimi “Queen” marka makarnalara, “Safi” marka maden suları veya “Wataniyyah” benzin istasyonlarına Mısır’ın her yerinde görmek mümkündür. Bu markalar çok kaliteli olmasa da ordu kantinlerinde ve askeri garnizonlarda bu markalar tekel oluşturmuş durumda.

Ordu yürürlükteki kanunlara göre “savunma” amacıyla kamu arazilerine el koyabilmekte. Mısır’ın kuzeyindeki Akdeniz sahillerinde bu amaçla kamulaştırdığı arazilere ordu turistik tesis ve otel inşa etmektedir. Bunun yanında ordu kamulaştırdığı bu arazileri özel sektöre turistik tesis ve konut inşası için satmakta.

Elinde bulundurduğu şirketler ile Mısır ordusu ekonominin önemli bir bileşeni olarak emek üzerindeki baskıların ve hak ihlallerinin yanında da yer alıyor, hatta sermayenin yanında zaman zaman şiddete de başvuruyor.

Pakistan’da Her Kuvvetin Bir Holdingi Var

Bu sempozyuma çalışırken Mısır beni çok şaşırtmıştı. Ama Pakistan’ı gördükten sonra şaşkınlığım daha da arttı. Pakistan’da her kuvvetin neredeyse bir holdingi var. Bunlar çeşitli vakıflar altında şirketleşmiş. Kara Kuvvetlerinin Fauji ve Ordu Refah Vakfı, Donanmanın Bahriye Vakfı, Hava Kuvvetlerinin Şahin Vakfı var.

Fauji Vakfının yüze yakın sağlık kuruluşu ve bir o kadar da okulu var. Vakfın şeker, mısır, gübre, çimento ve propilen fabrikaları, doğal gaz dağıtım tesisleri ve yazılım şirketleri mevcut. Ayrıca Askari Bank adında bir de bankası var.

Ordu Refah Vakfı’nın 16.000 dönüm devlet arazisi üzerinde 4 çiftliği (ayrıca bir adet balık üretme çiftliği), pirinç, çimento, magnezit, ayakkabı, ilaç, yün ve şeker fabrikaları, seyahat acenteleri, avm’leri, ordu pazarları, leasing şirketi, sigorta, havacılık, enerji ve inşaat şirketleri bulunmakta. Bu şirketlerde 5.000 emekli personel istihdam edilmekte.

Pakistan Hava Kuvvetleri aracılığı ile kurulan Şahin Vakfı hava yolu şirketi, havalimanları işletmesi, havacılık kargo hizmetleri, sigorta kablolu tv ve bilgi teknolojileri şirketleri ile tekstil şirketlerini işletiyor.

Pakistan Donanması tarafından kurulan Bahriye Vakfına ait Bahriye Holding’e bağlı ticaret ajansı, inşaat şirketi, seyahat ve işe alma ajansı, boya, derin deniz balıkçılık, deniz tarama ve gemi söküm işletmesi, dalış ve kurtarma, Uluslararası Bahriye Üniversitesi, denizcilik, kıyı hizmetleri, güvenlik hizmetleri, ikram hizmetleri, tarım, liman hizmetleri ve ekmek fabrikaları var.

Pakistan’da hem iktidar partisi hem de muhalefet partilerinin ordunun şirketleri hakkındaki görüşü olumlu. Onlar bu tür girişimlerin toplumu ve orduyu güçlendirdiğini belirtmekteler. Bu durum bir yandan da, uzun zamandır güvenilir kurumlardan yoksun bırakılmış bir toplumun trajedisini de yansıtmakta.

Güneydoğu Asya Ülkelerinde Ordular Telekomünikasyon Şirketlerinde Tekel Oluşturmuş

Yarı askeri rejim, doğrudan askeri rejim, otoriter bir kitle partisi iktidarı veya otoriter bir liderin iktidarı altında yönetilen güneydoğu Asya ülkeleri Tayland, Kamboçya, Laos, Vietnam ve Mynmar’da askerlerin ekonomideki ağırlıkları çok fazla.  Tayland hariç komünist ve sosyalist iktidarlara sahip bu ülkelerde askerler ticari şirketlerden nemalanıyorlar.

Telekomünikasyon ve medya, askeri şirketlerin gözbebeği. Örneğin Tayland’da ordunun beş televizyon kanalı var. Ayrıca ordu 524 radyo istasyonundan 245’ini kontrol etmekte; radyolardan 127’si kara kuvvetleri, 57’si da deniz kuvvetleri’ne, 44’ü hava kuvvetleri, diğerleri askeri polis ve savunma bakanlığına ait.

Tayland’da orduya ait Tayland Askeri Bankası da var. Uzun yıllar, genel kurmay başkanı, kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanları bankanın yönetim kurulunda bulunmuş. Banka hisselerinin bir bölümü 2007 yılında Hollandalı ING Bank’a satılmış. (2007 yılında OYAKbank’ın da ING Bank’a satıldığını hatırlatayım.)

Vietnam Halk Ordusu da birçok şirket ve holdingi yönetmekte. Bunlardan en büyüğü telekomünkasyon şirketi Viettel.

Vietnam’da orduya bağlı şirketler, kağıt, hazır giyim, yağmurluklar, elektrikli vantilatörler, bisiklet ve motosiklet parçaları, yağ ocakları, floresan ampuller, televizyonlar, müzik kasetleri ve bilgisayar üretiyor. Ordu işletmeleri ayrıca gayrimenkul satışı, kiralanması hatta otel ve gece kulüpleri işletme gibi faaliyetleri de yapıyorlar. Yine ordu fabrikaları, jüt parlatıcılar, hidrolik presler, torna tezgahları, fünyeler, elektrik sayaçları, transformatörler, otobüsler ve ağır kamyonlar gibi endüstriyel mallar da üretiyor.

Bazı Vietnam askeri şirketlerine bakarsak;

Trong Son İnşaat Şirketi; büyük otoyollar, hidroelektrik santraller inşa ediyor, demiryolu onarımı, kömür ve ihracat, kahve yetiştiriciliği, mal taşımacılığı ve genel destek hizmeti sağlanması gibi konularda çalışıyor. Çalışan 7000 kişinin 5 bini askeri personel 19 iştiraki var.

Uçuş Hizmeti Şirketi; şirket uçak ve helikopter hizmeti vermektedir.

Tây Nguyên Şirketi; 15. Kolordu’ya bağlı olarak kauçuk, kahve, yaş pirinç ve kereste üretimini yönetiyor.

Thành An İnşaat ve Montaj Şirketi; 11. Kolordu’ya bağlı olarak Bilişim Teknoloji ve inşaat, maden arama, kömür madenciliği ve eğitim gibi kilit sektörlerde faaliyet göstermekte ve on bir iştiraki var.

Viettel Telekominasyon Şirketi; yüzde 41 Pazar payına ve 60 milyon müşteriye sahip. 80 bin çalışanı var.

Vetnam Military Bank; 16.000 çalışanı ile Vietnam’ın en büyük bankalarından birisi.

Kamboçya, 1985’den beri (birkaç yıl hariç) Hun Sen’in başbakanlığında Vietnam yanlısı Kamboçya Halkın Devrimci Partisi tarafından yönetilmekte.

Kamboçya’da ordunun medya şirketi, Tv kanalı ve Radyo kanalı var (Kanal 5). Ayrıca askerlere ait maden şirketi de bulunmakta. Kızıl Kmerler tüm köylülerin tapularını yaktığından ordu zaman zaman kolaylıkla köylülerin topraklarına el koyabilmekte.

Laos Halkın Devrimci Partisi tarafından yönetiliyor. Laos ordusunun da çevre ülkelerdeki ordular gibi köylülerin topraklarına el koyma hadiseleri çok yüksek oranlarda. Ordu el koyduğu toprakları Vietnamlı şirketlerin kullanımına vermekte. Orduya ait inşaat ve turizm şirketleri de var. Ayrıca UNITEL telekomünikasyon şirketinin yüzde 51’i orduya, yüzde 49’u Vietnam ordusunun şirketi Vittel’e ait. Yine Laos ordusu için yağ tedarik eden Vientiane Oil şirketi Vietnamlı Petrolimex şirketi ile ortaklık ilişkisi içinde. Askerler 2010 yılında Laos’un ilk özel televizyon kanalı olan Laos Star Tv nin de sahibi olmuşlar.

İncelediğim ülkelerin neredeyse tamamında ordunun darbe yapma geleneğinin olması da hemen göze çarpıyor.

Türkiye’de Durum

Ordunun üzerinde sivil otorite kurulmasının birçok yolu var. Robert Dahl, ordunun demokratik bir şekilde yönetilebilmesi için iki koşulun gerekli olduğunu belirtiyor: “Birincisi, ordunun sivil otorite tarafından denetlenmesi; ikincisi, orduyu denetleyen sivil otoritenin demokratik sürece tabi olması”.

Türkiye’de ise ordu uzun yıllardır ortak olduğu ve yönetiminde olduğu şirketler ile ekonomide, silahlı gücüne dayanarak da siyasette etkin konumda oldu. Ancak 2000’li yıların ikinci yarısından itibaren (2007) güçlü bir iktidar karşısında siyasette etkinliğini yitirmiş görünmekte. Ekonomik etkinliği için de siyasetin müdahalesinin -OYAK Yönetimine müdahale etme dahil- olacağını değerlendiriyorum.

Türkiye’de ordunun ekonomi ve siyaset dışına çekilmesi için, ya güçlü bir siyasi iktidar orduyu kontrol altında tutacak, ya da tüm koşulları ile gelişen bir liberal demokrasinin sivil siyasi kurumları orduyu denetleyecek ve kontrol altına alacaklar.

PAYLAŞMANIZ İÇİN