Lost Dizisinin Sonunda Olmuştu!

Rezalet eğitim sistemsizliğimiz içinde düşünme eyleminden olabildiğince uzaklaştırdığımız çocuklarımız duygularını da ifade edemiyorlar. Çünkü ifade edebilme becerisi de düşünme ile eşgüdümlü ilerliyor. Mal olsunlar isteniyor

 

EMİNE SUPÇİN

Almanya’da 10 yaşındaki bir çocuk, Bilim Fuarında Schrödinger’in kedisi paradoksunu üç boyutlu olarak sergiliyor. Bizim 10 yaşındaki çocuklarımızsa Fen Bilgisi dersinde ‘paradoks’ sözcüğünün anlamı şurada dursun;  asla ellerine alıp inceleme şansı bulamadıkları kayaçları, maddenin ise sadece üç halini ezberlerlerse alkışlanıyorlar. Laboratuvar denen ve bilime aşık eden sınıf ortamlarımız liselerde bile kullanılmıyor. Çünkü varsa yoksa ezber bilgilerle üniversite sınavlarına hazırlanmaları gerekiyor.

Bizde üniversiteye girmek zor, gelişmiş ülkelerde mezun olmak zor. Elbette ikincisi olmalı. Lisede aldığı notlar, yaptığı sosyal faaliyetler, yazdığı makaleler göz önüne alınmalı ve çocuk istediği üniversiteye gidebilmeli. Eminim tıp ve mühendisliklerde olağan dışı yığılma olacaktır. Ama bu sadece ilk yıl için geçerli olur. İkinci yılda asıl kalması gerekenler devam eder, dökülenler başka üniversitelere yönelirler.

Adını bile duymaktan irite olduğumuz Amerika, üniversiteye öğrenci kabul ederken, adaydan mutlaka fark yaratan kompozisyon yazmasını bekliyor. Bizimkiler ezber etmekten, kendine ait üç akademik cümleyi yan yana getirmek bir yana, sosyal hayatında sevgilisine üç anlamlı cümle yazamıyor.

Rezalet eğitim sistemsizliğimiz içinde düşünme eyleminden olabildiğince uzaklaştırdığımız çocuklarımız duygularını da ifade edemiyorlar. Çünkü ifade edebilme becerisi de düşünme ile eşgüdümlü ilerliyor. Mal olsunlar isteniyor. Zaten geneli de öyle. Hani mal gibi bakmak, mal gibi olmak denen insanlık dışı tasvir var ya işte aynen öyle. Sürüler halinde hareket eden; biri öteden ‘Höt!’ deyince işaret edilen yere yönelen canlı örneği. İçgüdüsel davransın; bir dilim ekmek veren eli yalasın, cinsel isteğine karşı çıkıp ‘Seni istemiyorum’ diyebilen kadını öldürsün! İşte özene bezene bu tip insan yetiştiriyoruz.

Eğitimi sistemleştirmek ve gerçekten düşünebilen, kendini ifade edebilen insanlar yetiştirmek hiç de zor değil, inanın! İlgilerine, yeteneklerine göre meslek sahibi olabilir insanımız. Hele meslek liselerimizdeki rezalete ne demeli? Bu ülkenin yirmi yıldır yetiştirdiği imam kızlar ve imam erkekler tüm dünya Müslümanlarına yetecek kadar olmuştur sanırım. Gerçekten işe dönük, ustalar yetiştiren meslek liselerimiz kayboldu gitti. Pudra şekerini neresinden yiyeceğini bilemeyen, ağzına götürmek yerine burnuna çeken zavallılar oldular(!)

Yok yok, çakılmıyoruz. Aslında çakıldık. Tıpkı uçak kazasında kimler hayatta kaldı, ne oldu merakıyla 6 sezon her bölümü dikkatle izlediğimiz Lost dizisinde gibiyiz. Aslında kimsenin hayatta kalmadığını ancak 6. Sezonun son bölümünde öğrenmiştik ya, işte biz de yirmi sezon süren bu gerici dizinin sonunda aslında hiç birimizin hayatta kalmadığını öğreneceğiz. Hele hele bitmiş hukuk sistemimiz, ağır darbe almış askeriyemiz, prangalar altındaki basınımız da eklenince…

Her nesil yirmi yıldır der Sosyoloji. Öyleyse GERÇEKTEN öldük. Bereket selâmızı okuyup defnedecek imamlarımız çakı gibi bekliyorlar!

 

PAYLAŞMANIZ İÇİN