Kuşku… Sorular varsa ıstırap bitmez.

Herkesi kendim gibi görüp hiç kimseden en ufak bir kuşku duygusuna kapılmamaktan zarar görmedim, diyemem. Fakat bana ısrarla kuşkuyu öğütleyenlerin zaman zaman haklı çıktıkları bu durumlarda bile kuşkuya duygu dünyamda özel bir yer ayırmamaktan dolayı pişman olduğumu söyleyemem.

CAFER YILDIRIM

Yaşamımın hiçbir döneminde kuşkuyla özel bir sorunum olmadı.

O duyguya iç dünyamda özel bir yer ayırmadım.

Etrafımı septik duygularla, septik bakışlarla gözlemekten daima kaçındım.

Bu tutumum tabii ki kuşkunun insan ruhunu bazen yavaş yavaş bazen de hızla bulandıran bir zehir etkisine sahip olduğunu bildiğimden değildi.

Kuşkuyla aramdaki mesafenin uzaklığı tamamen mizacım gereğiydi ve belki biraz da etrafımda kuşku kaynaklı olayların gördüğü ayna işlevi nedeniyleydi.

Kuşkunun zerresinin ne denli yıpratıcı olaylara sebep olduğunu, kuşkuyu hayat değerleri arasına katmış ne kadar saygıdeğer insanın sonunda ne büyük mahcubiyetler içine düştüğünü görmüştüm. Yaşadığım ve tanık olduğum onca olay bana kuşkudan uzak durmamı söylemişti.

Herkesi kendim gibi görüp hiç kimseden en ufak bir kuşku duygusuna kapılmamaktan zarar görmedim, diyemem.

Fakat bana ısrarla kuşkuyu öğütleyenlerin zaman zaman haklı çıktıkları bu durumlarda bile kuşkuya duygu dünyamda özel bir yer ayırmamaktan dolayı pişman olduğumu söyleyemem.

Bütün bunlardan sonra itiraf etmeliyim ki bu sınırları üç aşağı beş yukarı belli olan hayatta şunu bilmek isterdim:

Etrafımdaki insanlar, birlikte olduğumuz dönemlerde benimle ilgili düşüncelerinde, bana yönelik duygularında acaba ne kadar içtendiler? Ya da onların samimiyetlerinin bir oranı varsa benim onlara karşı içtenliğimin oranı neydi?

Merakım gerçeği bilme isteğiyle mi yoksa aldanmışlık ve aldatılmışlık oranını öğrenme arzusuyla mı ilgilidir?

Tabii ki bilmiyorum.

Bu soruların cevabını hiçbir zaman öğrenemeyeceğimi de biliyorum.

Sorular varsa ıstırap bitmez.

Soruların bir katman altında kuşkunun çiçek bahçesi mi vardır yoksa kuşku soruların uslanmaz bir çocuğu mudur?

Bu sorulara tanık olan herkes cevap verme hakkına sahiptir.

Ben konuyu şöyle kapatmak isterim:

Evren neyse insan da onun sırlarıyla yüklüdür. İnsan evrenle hükümlüdür.

PAYLAŞMAK İÇİN