Koronavirüs aşılarının hızla devreye girmesi üzerine en başta bilim düşmanı çevrelerin körüklediği kuşkular özellikle sosyal medya alanlarında kendini gösterdi. Aşılarla nüfusun azaltılacağını iddia edenlerden, aşı yoluyla çip yerleştirileceğine, yarı hayvanlaştırılacağımıza, yabancı ülkelerin deneği olacağımıza ilişkin pek çok safsata “Yeni Cahiliye Dönemi” argümanlarından oldu. Eski aşıların bulunması için geçen zaman ile Covid-19 aşısının bulunmasının hızı karşılaştırılarak güvensizlik körüklendi. Peki, gerçek neredeydi? Bilim sitesi Evrimağacı‘nda yer alan Semih Tareen imzalı inceleme Covid-19 aşısının “hız”ını ve aşı üretimini konu ediniyor:
Aşı üretiminin basamakları
“COVID-19 salgını başladığında, koronavirüsleri hakkında bilgimiz zaten vardı: İnsanları her sene enfekte eden 4 koronavirüsü var. Bunlara ek olarak, COVID-19 öncesinde tanıdığımız, 2002’teki SARS ve 2012’deki MERS’ten ötürü, koronavirüsler üzerine ciddi araştırmalar başlamıştı. Bu nedenle, en azından viroloji çevrelerinde yeni koronavirüs salgınlarını bekliyordu ve hazırlıklar yapılıyordu ( hatta halk, tekrar tekrar uyarılmaya çalışılmıştı.
COVID-19 salgınındaki belirgin başarısızlık, bilimsel bir eksiklikten ziyade, kamu sağlığı politikalarının zamanlı ve etraflı bir şekilde yerleştirilememiş olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla viroloji ve immünoloji açısından pek bir eksiğimiz bulunmuyordu.
Şimdi, bunu görebilmek adına, aşı üretimindeki bazı önemli basamaklara tek tek bakalım ve işlerin COVID-19 için nasıl işlediğini öğrenelim.
1. Sekans (Gen Dizilemesi)
Çin’de ilk COVID-19 vakasının açıklanmasından 10 gün sonra virüsün genomu tamamen dizilendi. Bu, modern bilim ve teknoloji sayesinde mümkün oldu. Artık türlere ait genomları çok hızlı ve çok isabetli bir şekilde dizileyebiliyoruz. Bu nedenle 1990 yılında insan genomunu dizilemek 15 sene sürdü; AIDS semptomları ilk olarak 1981 senesinde tanınmış olmasına rağmen ilk tam HIV genomu 2009 senesinde yayınlandı; fakat COVID-19 genomunu dizilemek 10 gün sürdü.
Bu teknolojiler o kadar hızlı gelişiyor ki kısa bir süre içerisinde ticari bir biçimde insanların kendi genomlarını kitlesel olarak dizilemesi mümkün olacak.
2. In Vitro Deneyler
Koronavirüsleri deneyleri zaten senelerdir yapılmaktadır. Hücre kültürü modelleri ( Vero hücreleri) vardı ve hemen deneylere başlamak bu nedenle çok kolay oldu. Bu sayede COVID-19 hastası numunelerinden virüsü laboratuvarda izole etmek ve üzerinde çalışmak çok kolay oldu.
Koronavirüslerini önceden bildiğimiz için, SARS-CoV-2 virüsünün S kılıf proteini ile hücreye bağlandığı, ve 2002’deki SARS gibi hücredeki ACE2 reseptörünü kullandığı tahmin edilip çok çabuk ispatlandı. Eğer hiç aşina olmadığımız bir virüs olsaydı, hücreye giriş ve çoğalma mekanizmalarını çözmemiz daha uzun bir zaman alabilirdi. Fakat SARS-tipi virüsleri hem insanlarda, hem de yarasalar gibi diğer hayvanlarda uzun bir süredir tanıdığımız için, bu bilgilerimizi kullanarak aşıların S kılıf proteinine karşı yapılmasının en mantıklısı olduğu kısa bir sürede çözülebilmiş oldu.
___________________
Yazının tamamı için:
https://evrimagaci.org/bir-asinin-normalden-hizli-uretilmesi-riskli-mi-bugune-kadar-uretilen-en-hizli-asi-hangisi-covid19-asisinin-guvenligi-nasil-garanti-edilecek-9631