“Kahrolsun 2020, Hoş gelebilir misin 2021”

Ellerinde olsa 2020 için mahkeme kurup yılı yargılayacaklar. Aylar süren duruşmalardan sonra da müebbeti verecekler. Düşünsenize bir yılın müebbet hapis cezasına çarptırıldığını… Sonsuz yıllar boyunca hep aynı yıl olmak zorunda…

 

DERYA 

Sorsak, şimdilerde herkes 2020’ye bağlıyor her bi şeyi. Bakmayın, onlar da az değil. Hem “az değil onlar” hem “az sayıda değil onlar”…

Çok garip bir düşünceye sahipler bana kalırsa. Bu grup komple 2020’yi suçluyor. Her şeyin sebebi yıllardan 2020 olmasıymış gibi, her şeyin sorumlusu 2020’ymiş gibi. Sellerden, İzmir depremine, çekirge istilalarından korona salgınına kadar her şeyi bizzat 2020 ince ince tasarlamış gibi… O bitse herkes rahat edecekmiş gibi. Ellerinde olsa 2020 için mahkeme kurup yılı yargılayacaklar. Aylar süren duruşmalardan sonra da müebbeti verecekler. (Çünkü bilirsiniz ne şart olursa olsun bu topraklarda davalar uzun sürer.)

Düşünsenize bir yılın müebbet hapis cezasına çarptırıldığını… Sonsuz yıllar boyunca hep aynı yıl olmak zorunda…  Korkunç geliyor kulağa… Sizce de öyle değil mi? Ve saçma galiba.. Olsun, her şey kadar bunun da saçma olmaya hakkı var bence bu ülkede…  Allah diyen antepfıstığı var da müebbete çarptırılan bir yıl olamaz mı yani?

2020 karşıtı bu grup, düşüncelerindeki haklılığı ya da haksızlığı 2021’in ilk günlerinde “eskiyen?” yeni normal dahil her şeyin aynı kalıp kalmadığını gördüklerinde anlayacaklar… Ve gelecekse, başımıza başka felaketler 2020 bittikten sonra geldiğinde…  Neyse, umarım haklı çıkarlar da, o mahkemeyi el birliğiyle kurmaya ben de varım o zaman!

ŞİMDİ REKLAMLAR…

Bundan 5 yıl önce bir gün “Keşke 50.000 lira versem de hayatım boyunca hiçbir yerde reklam görmesem” demiştim. Buna otobüslerin üzerindeki reklamlar, billboardlar, televizyon ve sosyal medya reklamları ve ürün tanıtımları dahil…

Bugün baktığımız her yere; gözümüzün ulaşabileceği ve kulağımızın duyabileceği her yere reklam veriyorlar. Korkutucu…

Normalde reklamları severim. Yaratıcılık ve göze hoş görünme çabasının bir ürünü olarak görürüm. Ve bir ürünü ya da hizmeti ilgi çekici ve akılda kalıcı olarak pazarlama yöntemlerini gözlemlerim reklamlar aracılığıyla. Ama herhangi bir şeyi abarttığımızda ya da herhangi bir şeye maruz bırakıldığımızda bizdeki etkisi nasıl yitiyorsa bu reklamlar da öyle oldu, benim için.

DİNLEMEK İSTEDİĞİMİZ ŞARKIYI SEÇME HAKKIMIZ YOK MU?

Önce her yere reklam verdiler. Sonra da bu reklamları şu para karşılığında gizleyebilirsiniz dediler… Nerdeyse telefonlardaki her uygulamada Premium paketler, aylık 5 liraya, 10 liraya  reklamları gizleme seçenekleri mevcut… Oyun oynamak istiyorsunuz, yarım saat reklamın bitmesini bekliyorsunuz… İnsanın hevesi kaçar..

Eğer Spotify’da müzik dinlemek isterseniz, açtığınız listede sadece 5 şarkı atlayabiliyorsunuz. Sonrasında şarkılar arasında reklamlar oluyor. Dahası, spotify hangi şarkıyı açarsa onu dinliyorsunuz. Dinlemek istediğiniz şarkıyı bile seçme hakkınızı bırakmıyor size. Düşünsenize, sevgilinizden ayrılmışsınız, duygusal şarkılar dinliyorsunuz. Birden “Erik dalı” çalıyor ve siz şarkıyı durdurmaktan başka bir şey yapamıyorsunuz…

Derseniz ki “Ben bu oyunu bozarım”, o zaman aylık 17.99 liraya bu oyunu bozabilir ve dilediğiniz şarkıyı seçme hakkınızı satın alabilirsiniz…

REKLAMLAR ARASINDA DİZİ İZLEMEYE ÇALIŞMAK

Başka bir örnek…

Youtube… tam bir reklam yuvası… 45 saniyelik bir video izlemek için bile bazen 1:30 dakikalık reklama maruz bırakıyorlar artık kullanıcıları… Üstelik iki reklam üst üste…

Uzun bir belgesel izliyorsunuz mesela, beş dakkada bir araya reklam giriyor (bir de bu reklamları son sese ayarlıyorlar) siz reklamları izlerken arada diziyi de izlemeye çalışıyorsunuz…

Amaaa, bu reklamları görmek istemezseniz, bi 17 liranızı alırız: Youtube Premium’a hoş geldiniiiiz!

Meğer benim 5 yıl önce arzu ettiğim reklamları gizleme olayı da hayatın “Premium” sürümüymüş.

Bana kalırsa şu an birçoğumuz Trial (deneme) sürümündeyiz. Ücretsiz ve bol reklamlı.

REKLAM MELODİLERİNİ EZBERLEYENLER ONLINE MI?

Premium sürüm istiyorum hayat için ama reklamların müzikleri de içime öyle bi işlemiş ki…

Geçenlerde bir ihtiyaçtan dolayı Gratis’e gitmem gerekti. (bir kozmetik market) Sokağına geldiğimde “güzel bak kendine gratisle” diye mırıldanırken buldum kendimi.

Ya da internet bankacılığıyla işlem yaparken melodik biçimde “garanti be-be-ve-a, cebi sevdiren banka” diyorum istemsiz şekilde…

Artık beynimin içinde yankılanan şu saçma “Çiççek seppeti var var”ı söylemeden geçemeyeceğim. (Buna çiççek seppeti vay vay diyen bir kitle de mevcut, çok tatlılar.)

Ne lazımsa karfursa, karfursa ne lazımsa

Getir bi mutluluk getir bi umutluluk

Hayat aldıklarından fazlasıdır kart finans

Turkcelllllle bağlan hayata, hayata bağlan Turkcelllllle…

Size de tanıdık di mi bunlar? Mırıldandınız mı okurken?

Aslında bunlar büyük bi başarı reklamcılar için. Hedefleri günlük yaşamlarımıza onları bi şekilde dahil etmemizdi. Ben etmişim valla, yalan yok. Tebrik ederim ilgili kişileri. Hem verdikleri reklamlarla, hem müşteri hizmetlerine bağlanırken bizi maruz bıraktıkları şarkılarıyla… (Klasik müzikle bizi ağırlayan markaların müşteri hizmetlerine teşekkür ediyorum…)

Şimdi bazılarınız içinizden diyordur, “Eee? Markaların reklamını da bu yazıyla yapmış oldun sen şimdi?” diye. Evet, ama başka türlü size nasıl anlatırdım ki içimdeki bu reklamların etkisini. Üstelik hiçbir kazancım da yok bundan… Bu markalara yazmalı ve onlardan reklam ücreti almalıyım!

Amaaa, siz yazımın içindeki bu reklamlara maruz kalmak istemezseniz Eskimiyen’in premium sürümünü edinebilirsiniz. Şaka şaka, biz buyuz, bu kadarız. 😉

Kıssadan hisse,
Bir hizmetten mahrum kalmak için para vermeye artık son! Reklamsız bir dünya istiyoruz ve bunun için para ödemek istemiyoruz!

Her reklamın maruz kaldığımız son reklam olması için buraya tıklayınTıklayın bakalım ne göreceksiniz 😊

Buraya da tıklayabilirsiniz…

Buraya da…